Toplumsal Haber Merkezi

AKP iktidarının dini siyasetin merkezine yerleştirdiğinin en net göstergelerinden biri, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her hafta cuma namazı sonrası yaptığı ve düzenli hale gelen basın açıklamaları oldu.

Cami içinde konuşmalar yapan, cami açılışında oy isteyen, konuşmalar yapan Erdoğan, şimdi de her hafta cuma namazı çıkışında önceden hazırlanmış kürsü ve mikrofonların önüne gelip açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan’ın, cuma namazı çıkışı “basın ve halkla buluşması” Osmanlı sultanlarının cuma selamlıklarını hatırlatıyor.

İşin bir yönü Erdoğan'ın bu adımları olurken, diğer yanı ise düzenlenen basın toplantısının içeriği ve sorulan sorular...

Konuya ilişkin bir yazı kaleme alan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, gazetecilerin Erdoğan’a birkaç soru sorabileceği tek yerin artık cuma namazı çıkışındaki basın toplantıları olduğuna işaret etti.

‘SORU SORULMUYOR, ERDOĞAN’A PAS VERİLİYOR’
Tek soru sorulabilen yer olan namaz çıkışı açıklamalarında dişe dokunur bir soru sorulduğunu görmediğini belirten Bildirici, medyanın içine düştüğü tabloyu şu ifadelerle özetledi:

Çünkü muhabirlerin ne soracakları önceden belirleniyor, onaylanıyor; muhabirler gündemdeki her konuyu akıllarına geldiği gibi soramıyorlar. Karanlıkta kalan bir konuyu sorularla aydınlatma çabası içine girilemiyor. Genel sorularla Erdoğan’a dilediği gibi konuşması için “pas” veriliyor.

Muhabirlerin bazı sorularının Erdoğan’a “yardımcı olma” rolünün ötesine geçtiğini bildiren Bildirici, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘çanak soru’ soracağım derken gazeteciliğin sınırları iyiden iyiye zorlanıyor.” ifadelerini kullandı.

‘MUHABİR, AYŞE BUĞRA’YI HEDEF GÖSTERDİ’
“5 Şubat günü, bir muhabirin, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere ilişkin soru sorarken kullandığı ifadeleri gazetecilik olarak savunabilmek mümkün değil” diyen Bildirici, “Soru sormuyor, isim vermeden Prof.Dr. Ayşe Buğra’yı hedef gösteriyordu” diyerek muhabirin sorusuna yer verdi.

Gösterilere katılan ve destek veren bazı akademisyenler tespit edildi. Aralarında Osman Kavala’nın karısı da var. Operasyon devam ederken Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine bildiri imzalayan akademisyenler de var. Boğaziçi olaylarını nasıl yorumluyorsunuz?

Konuşanın muhtemelen Yeni Akit muhabiri olduğunu yazan Bildirici, “Çünkü bir gün önce Yeni Akit, Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra ve dört kadın akademisyeni manşetten 'terör destekçisi militan' ilan etmişti.” ifadelerini kullandı.

‘NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ’ GAZETECİLİĞİ
Muhabirlerin sordukları her soruyu “…nasıl değerlendiriyorsunuz” diye noktaladığını belirten Bildirici, ayaküstü basın toplantısında sadece üç soru sorulduğunu belirtti.

“Aslında o gün gündemde çok önemli konular” olduğunu, “Erdoğan’ı bir gün önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan”ın ziyaret ettiğini, “Yüksek Mahkeme’nin CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun Meclis’e dönmesiyle ilgili kararının uygulanıp uygulanmayacağı”nın tartışıldığını dile getiren Bildirici, bu soruların hiçbirinin sorulamadığını belirtti.

Bildirici, yazısının devamında “Cuma sonrası düzenlenen basın toplantıları hep aynı havada geçiyor. Bazen muhabirin sorusunu bitirmeden Erdoğan’ın deyim yerindeyse havada kapıp hemen yanıtlaması da soruları önceden bildiğini, cevapların hazırlanmış olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

İYİ Kİ DOĞDUN BAŞKAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Büyük Selimiye Camisi’nde kıldığı Cuma namazı sonrasında düzenlediği basın toplantısına da değinen Bildirici, gazeteciliğin geldiği hale göstermesi bakımından sorulan “sorulardan” birini yazısına aldı:

“Doğum gününüz kutlu olsun. 67 yaşına girdiniz. Özellikle sosyal medyada çok paylaşım yapıldı. ‘İyi ki doğdun miletin adamı’ etiketi kullanıldı. Hem onlara neler söylemek istersiniz. Yeni yaşınızdan beklentileriniz neler olacak?”