AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pakistan'da yaptığı konuşmada buradaki patronlara Türkiye'ye yatırım çağrısı yaptı. Türk firmalarının Pakistan'da yatırımlarını artıracağını belirten Erdoğan, "Bizim anlayışımıza göre sermayenin milliyeti yoktur. Dolayısıyla sermaye milliyetçiliği yapmak da doğru bir yaklaşım değildir" dedi. Erdoğan, Pakistanlı patronlara, "Uluslararası müteşebbislere belli şartlar altında emlak yatırımı karşılığında vatandaşlık hakkı tanıdığımız bir modeli işletiyoruz" bilgisini de verdi.

Erdoğan, Pakistan-Türkiye İş ve Yatırım Forumu’nda iki ülke arasındaki ekonomi işbirliği hakkında konuşma yaptı. Türkiye’nin Pakistan’daki doğrudan yatırımlarının 500 milyon doları bulduğunu belirten Erdoğan, Türk firmalarının enerjiden gıdaya, temizlikten inşaata pek çok alanda Pakistan’da faaliyet göstermelerinden büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.

PAKİSTAN'IN TÜRKİYE YATIRIMI 100 MİLYON DOLARA YAKIN
Türk firmalarının Pakistan'da mevcut yatırımlarını daha da büyütmeyi planladığını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

Firmalarımız burada Türkiye-Pakistan dostluğuna yakışır şekilde çalışıyorlar. Pakistan’a hizmet ediyorlar. Şirketlerimiz mevcut yatırımlarını daha da büyütmeyi düşünüyorlar. Anadolu Grubu’nun 200 milyon dolar ve Hayat Kimya’nın 350 milyon dolar değerinde ilave yatırım planları var. Sütaş, Türkiye’deki en büyük süt işleme tesisisin bir benzerini Pakistanlı ortağıyla Peyjab’ta yakında hayata geçirecek. Bunlar bizim yüzümüzü güldüren haberler. Ülkemizde ise 158 adet Pakistan sermayesine sahip şirket faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin toplam yatırım miktarı 100 milyon dolara yakındır. Bu sayının ve yatırım miktarının daha da artmasını temenni ediyoruz.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Gerek yurt içi kabullerinde gerekse yurtdışında yaptığımız görüşmelerde bir hususun altını her fırsatta çiziyorum. Biz yabancı yatırım yerine uluslararası yatırım demeyi tercih ediyoruz. Çünkü bizim anlayışımıza göre sermayenin milliyeti yoktur. Dolayısıyla sermaye milliyetçiliği yapmak da doğru bir yaklaşım değildir. Türkiye’de yatırım yapan uluslararası şirketlerle kendi şirketlerimiz arasında bir fark görmüyoruz. Uluslararası yatırımları sadece yasal düzenlemeler ile değil kurumsal olarak da destekliyoruz. Ülkemizin yatırım potansiyeline inanan herkese kapılarımızı açtık, açmayı da sürdüreceğiz. Uluslararası müteşebbislere belli şartlar altında emlak yatırımı karşılığında vatandaşlık hakkı tanıdığımız bir modeli işletiyoruz. Şimdiye kadar ülkemize güvenen, Türkiye’nin yatırım potansiyeline inanan, Türkiye’ye yatırım yapan hiç kimse pişman olmamıştır.