Fahrettin Altun, hükümetin insan hakları ihlallerini eleştirmenin 'terör tehditleri ele alınmadığında' anlamsız olduğunu iddia etti.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya üzerinden İngilizce bir açıklama yaptı. Açıklamada Altun AKP döneminde ülkenin "insan haklarında en büyük ilerlemeyi kaydettiğini" iddia ederken, "sessiz bir devrim" gerçekleştirdiklerini söyledi.

Altun hükümetin insan hakları ihlallerine yönelik eleştirilerin "terör tehditleri ele almadığında" anlamsız olduğunu iddia etti. Altun "Demokratik olarak seçilmiş bir hükümet olarak, ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü ve halkımızın güvenliğini korumak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullanarak şöyle dedi:

Türkiye’nin insan hakları siciline ilişkin değerlendirmeler, ülkemiz içindeki ve sınırlarımızdaki çeşitli terör gruplarının uzun süredir devam eden terör tehditlerini gerektiği gibi ele almadığında anlamsızdır.

Altun'un İngilizce yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

İnsan hakları ve haysiyet, Türkiye'nin değer verdiği ve tüm uluslararası forumlarda gündeme getirdiği evrensel değerlerdir. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, dünyadaki haksız muamele ve adaletsizlikler hakkında korkusuzca konuşuyor ve düzenli olarak dünya liderlerini harekete geçmeye çağırıyor.

Son yıllarda Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bölgemizde ve dünyada insan hakları ihlallerine karşı adeta tek ses oldu. Sivillere karşı işlenen korkunç suçlara karşı dünyayı seferber etme görevini üstlendi.

Durum böyleyken, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yıllık insan hakları raporu, ülkemize karşı haksız eleştiriler ortaya koyuyor. Türkiye insan haklarını bir iç politika meselesi olarak değil, evrensel bir mesele olarak görüyor ancak bu cephedeki değerlendirmelerin bazı gerçekleri dikkate alması gerekiyor.

Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde insan haklarında en büyük ilerlemeyi kaydetti. Aslında, "sessiz bir devrim" gerçekleştirdik. Yol boyunca yasalarımızı ve yönetmeliklerimizi ayarlamak zorunda kaldık ve en son örnek Adalet Reformu ve İnsan Hakları Eylem Planımız.

Türkiye’nin insan hakları siciline ilişkin değerlendirmeler, ülkemiz içindeki ve sınırlarımızdaki çeşitli terör gruplarının uzun süredir devam eden terör tehditlerini gerektiği gibi ele almadığında anlamsızdır.

Terörle mücadelemize ve hükümetimizin vatandaşlarımızın güvenliğini sağlama çabalarına yönelik haksız eleştiriler ciddiye alınamaz. Demokratik olarak seçilmiş bir hükümet olarak, ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü ve halkımızın güvenliğini korumak bizim sorumluluğumuzdur.

Türkiye, PKK, FETÖ ve IŞİD ile mücadelesini, halkımızın güvenliği ile hakları ve özgürlükleri arasındaki dengeyi gözeterek yürütüyor. Türkiye onları özgürlüklerimizin önündeki en büyük engel olarak görüyor ve müttefiklerimizden terörle mücadelemize yardımcı olmalarını bekliyor.

Türkiye, ABD'nin yanı sıra AB ile siyasi diyalog kapısını her zaman ardına kadar açık tuttu ve yapmaya da devam ediyor. Ancak kırmızı çizgimiz, halkımızın emniyeti ve güvenliğidir. Özgürlüklerimizi korumak için çok çalışıyoruz ve ortaklarımızın ve müttefiklerimizin iyi niyetle hareket etmesini bekliyoruz.