Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yarın Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İdlib konusunda yapacağı görüşmeye ilişkin "Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var, mutabakat umuduyla gidiyoruz" dedi.

ABD'nin desteğine dair bir soru üzerine Kalın "Türkiye'nin hava savunma sisteminin kuvvetlendirilmesi olabilir. Bunlarla ilgili olumlu gelişmelerin olduğu işaretini alıyoruz" dedi. 

Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

- Cumhurbaşkanımız yarın Putin ile görüşmek üzere Moskova'ya gidecek. Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var, mutabakat umuduyla gidiyoruz. Erdoğan-Putin görüşmesinde İdlib'de atılabilecek adımlar etraflıca ele alınacak.

- Moskova'ya giderken temel çerçevemiz Rusya Federasyonu ile imzaladığımız İdlib mutabakatı çerçevesinde acilen bir ateşkesin sağlanmasıdır.

- Mülteci krizi konusunda temaslar devam edecek. Avrupa'ya düzensiz göçü önledik, kapasitemizin sınırı var. Türkiye'ye verilen sözler yerine getirilmeli. AB, fonların yönetimi ile ilgili yol haritası çıkarmalı. Mültecilerin güvenli dönüşü için şartlar sağlanmalı.

- (Libya) Hafter'e karşı bir tavır sergilenmezse Libya'daki krizin daha da büyüyeceği açıktır. Biz oraya askeri eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Herkes biliyor ki, Libya'daki sürece ve çatışmalara denge  gelmiştir. Yaptığımız görüşmelerde Avrupalı ve ABD'li muhataplarımız Türkiye'nin bu hamlesinin sürece denge getirdiğini açıkça ifade etmektedirler. Özellikle Doğu Akdeniz'deki haklarından vazgeçmediğini, hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve Kıbrıs Türkeri'nin haklarının korunması kararlılığı net bir şekilde ifade edildi.

- (Koronavirüs) Koronavirüs salgınının Avrupa'ya yayılmasıyla bizim de teyakkuz halinde olmamız normaldir. Sağlık Bakanı'nın vatandaşlarımızdan bakanlığın uyarılarına dikkat edilmesi istendi.

- (Engin Özkoç'un açıklamaları) Söz insana mahsus bir haslettir. Bugün sarf edilen insana ait söz değildir. Cevap vermeye bile değer bulmuyoruz ama hakkın teslimiyeti açısından birkaç hususu ifade etmek zarureti hasıl olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletiyle ne zaman bir düşmanı ile uğraşmaya başlasa, bu PKK, DEAŞ, FETÖ olabilir, CHP zihniyetinin ortaya çıkarak bu düşmanlarla aynı saflarda yer aldıklarını görüyoruz. Biz eli kanlı terör örgütleriyle mücadele ederken onların uzantılarıyla saf tutanları milletimiz ne isim verileceğini gayet iyi bilir. Biz DEAŞ terör örgütüyle göğüs göğse mücadele ederken bu mücadeleyi lekelemeye çalışanlara ne isim verileceğini halkımız gayet iyi bilir.

- (ABD'den destek talebi) Sayın Cumhurbaşkanımız sayın Trump'la bir görüşmesi oldu. Birtakım mesajlar geliyor. Bazıları kamuoyuyla paylaşılıyor. Olumlu gelişmeler olduğuna dair birtakım bilgiler alıyoruz. Özellikle Suriye, Libya ve İdlib'deki durumu kontrol altına alınmak somut, öngörülebilir adımları atılmasını bekliyoruz. Türkiye olarak biz NATO'dan beklentilerimizi açıkça ortaya koymuş idik. Atılabilecek çok adım var. Bu Türkiye'nin hava savunma sisteminin kuvvetlendirilmesi olabilir. Bunlarla ilgili olumlu gelişmelerin olduğu işaretini alıyoruz. Ama somut ve neticeleri sahada açık bir şekilde görmek istiyoruz.

- (Sınır kapılarının açılması) Biz kimseyi burada iradesi hilafına zorla tutamayız. Karşı tarafın da Yunanistan, Bulgaristan başka Avrupa ülkelerinin alma mecburiyeti vardır. Biz nasıl bu ihtiyaçları karşılıyorsak diğer ülkelerin de karşılama mecburiyeti vardır.

- Mülteci krizinin sorumlusu olarak Türkiye'yi gösterenler aynaya bakmakta fayda vardır. Bizim amacımız kapıları açmak suretiyle suni bir kriz yaratmak, siyasi şantaj yapmak asla değildir. Cumhurbaşkanımızın açık kapı politikaları çerçevesinde yüz binlerce insana kapılarımızı, gönüllerimizi açtık. Külfet paylaşımı ve Türkiye-AB Mülteci Anlaşması çerçevesinde adım atılmalıdır.