Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli’nin gündeminde ABD Başkanı’nın ‘Ermeni Soykırımı’nı tanıması ve Türkiye’nin NATO ile ilişkileri var. Bahçeli konuşmasında Kıbrıs ile ilgili Cenevre sürecine de yer verirken uzun süreden beri ilk defa AKP'yi 'gri pasaport skandalı' ile ilgili örtükte olsa eleştirdi.

Biden’ın kararını eleştiren Bahçeli, “ABD Başkanı sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun, stratejik ortaklığın yalan olduğunu ifade etmiştir” ifadelerine yer verdi.

Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Ayaklarımıza pranga vurmak için kuyruğa girenleri diri umutlarımızla söndüreceğiz, heyecanlarımızla süpüreceğiz, muazzam duruşumuzla sileceğiz. Alayını birden silindir gibi ezip geçeceğiz. Tarih sahnesinde onlar yokken biz vardık. Gün gelecek onlar yokken yine biz var olacağız. Kendi pisliklerini çuvala basanlar, olmayan kusurumuzu medeniyetin duvarına asıyorlar.

Terör örgütleriyle görülecek acıklı bir hesabımız vardır. Bu çeteleri üzerimize kışkırtanlarla birikmiş meselelerimiz vardır. Terörle mücadele çok boyutlu ve karmaşık bir süreçtir. Türkiye bunun hakkını vermektedir. Seri katillerle değil, onları kiralayan, kullanan ülkelerle de kıran kırana mücadele sürdürmektedir. Terörle mücadelenin arkasında duranları deşifre etmek şarttır.

‘KİM KİMİNLE YÜRÜYOR AÇIKLIKLA GÖRÜYORUZ’

Dost ve müttefik sandığımız, NATO şemsiyesi altında oyalandığımız bu ülkelerin asıl amacı Türkiye'nin boyun eğmesidir. Bize dost diye seslenen ama postumuza saman doldurmak için fırsat kollayanları tanıyoruz. Kim kiminle yürüyor açıklıkla görüyoruz. Dostumuzun da düşmanımızın da değişeceğinin bilincindeyiz.

Yurt içinde ve yurt dışında yuvalanan bölücü terör örgütüne darbe üstüne darbe vurulmaktadır. Hainler korkuya kapılmışlar kaçacak delik aramışlardır. Hainlerin kanlı defteri dürülecektir. Bu canilerin kökü kuruyana kadar mücadeleden dönüş yoktur. Güney sınırlarımız boyunca milli güvenliğimizi tehdit eden kim olursa olsun hepsi birden üstümüze gelirse gelsin biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun.

Bir yanda kripto para vurgunuyla, gri pasaport rezaleti, kaybolan atlar, Karadeniz'deki ve Akdeniz'deki kamplaşma sıcak konulardır. 27-29 Nisan'da BM gözetiminde Cenevre'de yapılacak Kıbrıs Konferansı da milli bir konudur. Kıbrıs'ta bağımsız, eşit, egemen iki devletli çözümden başka bir yol kalmamıştır.

KKTC'nin bir önceki cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Cenevre sürecini baltalamak için devreye girmesi, Ersin Tatar'ı eleştirmesi uyuyan komünist hücrelerin hayata geçtiğinin işaretidir. Bu ahmağın açıklaması, EOKA'cı bir ağızın hezeyanıdır. Ersin Tatar papağan değildir, hak savunan cesur yürektir. Tarih olmakla, tarihi olmak, tarihe geçmekle tarihten geçmek farklı anlamlar taşımaktadır.

Günümüz şartlarda tarih yalancı şahit olarak kullanılmakta, gerçekler ideolojik ve siyasi maksatlarla çarpıtılmaktadır. Bu ülkenin yol açacağı mahsurlar saymakla bitmeyecektir. Zamanlar arası muhtemel bir kopukluk, kırıklık çok ciddi badirelere, husumetlere davetiye çıkaracaktır.

Geleceğin yol haritası görmesini bilenler için tarihin vicdanlarında saklıdır. 23 Nisan günü milli egemenliğin taçlandığı günü idrak ediyorken, her 24 Nisan'da milletimizin taşa tutulduğu iftiraya maruz kalıyoruz. Karanlık geçmişlerinden utanmayan ülkelerin tarihin hiçbir devrinde olmamış, yaşanmamış soysuz propagandalarına maruz kalıyoruz. Tarihimizi sorgulatmayız.

ABD'nin yeni başkanı seçim kampanya döneminde Ermeni lobilerinin gözüne girmek için sözde soykırımı tanıyacağını duyurmuştur. Tarih cinayeti işleyerek bunu ispat etmiştir. Reagan'dan sonra soykırımdan bahseden bu şahıs olmuştur. Biden'ın yazılı açıklaması tarihe kara bir leke gibi düşmüş, Türkiye-ABD arasındaki diyalog köprülerini dinamitlemiştir. Biden baymış, bayat bir tat vermeye başlamıştır. Biden'ın sözde soykırım beyanı hükümsüzdür, yazılı açıklaması kağıt parçasından ibarettir.

Beyaz Saray'da Cumhur İttifakı'nı nasıl yıkarım, Türk tarihini nasıl karalarım diye hesap yapmayı bırak, Türkiye'ye soykırım iftirasını atacak son devlet siz değilsiniz. Gerçeklerle yüzleşmeniz sizi onurlandıracaktır. Dünya artık eski dünya değildir. Bize soykırım çamuru atan Biden ve zihniyeti; Vietnam'da, Hiroşima'da, Nagazaki'deki masumların hesabını versin. Irak'ta ve Afganistan'da Müslümanlara kast ettiklerini, kadınlara tecavüz ettikleri çocukları gömdüklerini kabul etsinler, sonra ahkam kessinler. Sizin gibilerin bu dünyada olması züldür, zillettir.

ABD Başkanı sözde soykırım suçlamasıyla müttefiklik hukukuna ağır bir hasar vermiştir. Dostluğun, stratejik ortaklığın yalan olduğunu ifade etmiştir. Yıllardır Türkiye üzerinde baskı ve dayatma aracına dönüşen 24 Nisan, 23 Nisan'ın bir gün sonrası ve sıradan bir gündür. Ne biliyorlarsa açıklasınlar, ellerinden ne geliyorsa yapsınlar. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz. Sevk ve İskan Kanunu'yla gurur duyacağız.