MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin yaptığı açıklamada kullandığı ifadeler dikkat çekti.

Bahçeli'nin siyasi etik yasasından bahsederken "dün birlikte olduklarını bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir." sözleriyle Erdoğan'ı kızdıracağı ifade edildi.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Bugünkü şartlarda çevre sorunları sadece çevre kirliliği değil toplumsal siyasal ekonomik kültürel ve ahlaki boyutları olan sorunlar yumağı haline gelmiştir.

Marmara Denizi'nde Mart ayından itibaren baş gösteren ve kıyılarımızda feci bir boyuta ulaşan deniz salyası istilası bir kez daha düşünmemize yol açmıştır. Büyük oranda kirli su ve tarımsal atıklar sonucu ortaya çıkan mikrobiyolojik varlıklar yaygın ve yoğun şekilde sahillere tutunmuştur.

Bazı kıyı şeritlerimizde insanlarımızın denize çıkması engellenmiştir. Deniz salyasının kıyılarımızda dikey bir hareketle dibe doğru indiği ve deniz canlılarının oksijeninin kesildiği görülmektedir. Bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Kirli bir denizin çevresinde sağlıklı bir hayat kurulamayacaktır.

Bizim milliyetçilik anlayışımızda çevrecilik ana eksenden biridir. Çevre demek vatan demektir. Çevreye hürmet çağın şifrelerini çözmemin huzurlu bir hayatın ilk adımıdır.

Geldiğimiz bu aşamada siyasi partilere düşen bu meseleyi istismar etmemektir.

Çevre etiği ne kadar önemliyse siyasi etik kuralları da bir o kadar önemlidir. Bu nedenle isteğimiz siyasi etik yasasının bir an önce çıkmasıdır.

Siyasette dubaracılar çok fazladır. Geçmişine sırt dönenlerin görünürlülüğü artmıştır. Devletin en üst makamlarında yer alanların mahremiyetlerine emanet konuları ulu orta konuşmaları, dün birlikte olduklarını bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir. Türkiye'de başbakanlık yapan bir şahsın kendisi ile mezara gitmesi gereken sırları döküp saçması, devletin kimlerin eline kaldığına bariz delildir.

Ketumiyet yoksa mahremiyet yoktur. Gelecek Partisi'nin yöneticilerine tavsiyem şudur, bu Serok'un yanında sakın konuşmayın, aman sır verme gafletine düşmeyin. Aynı şey selamsız Babacan için de geçerlidir. 

"HDP'NİN KAPATILMASI ARTIK HUKUKUN KONUSUDUR"

HDP, CHP ile İP'i çoktan kafeslemiş üzerlerine de kilidi vurmuştur. HDP'nin bir eş başkanı, seçimlerde iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek cesur adımları ifade ederken plan çerçevesinde konuştuğunu ihsas etmiştir. Kamuoyunu hazırlama süreci devrededir. 2023 seçimlerine ne olacağından, nasıl bir ortaklık kurulacağından daha önce, devasa bir sorun vardır.

HDP'nin kapatılma süreci ile bölücü vekillerin dokunulmazlık dosyalarının görüşülmesi tavsamaktadır. Yargıtay, AYM tarafından iade edilen iddianamenin eksikliklerini gidererek beklenen davayı dün tekrar açmıştır. Bundan sonra bütün gözler AYM'ye çevrilecektir. Mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği da kalmamıştır. HDP'nin kapatılması artık hukukun konusudur.

Cevabını aradığımız sorular da şunlardır. Bölücü milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının TBMM'de görüşülüp karara bağlanması neden geçikmektedir. PKK'lı milletvekilleri adaletin önüne ne zaman çıkarılacaktır? Daha neyi bekliyoruz? Bölücülüğün hesabını soracaksak gün bugündür. 

TİP'li bir milletvekilinin 'Bu devlet katil bu devleti yıkmamız gerekiyor' iftiraları karşısında ne yapacağız. Bu hainin dokunulmazlığını kaldırıp doğruda adalete teslim etmeyecek miyiz? Düşünebiliyor musunuz böyle bir alçak TBMM'de bizimle aynı havayı teneffüs ediyor. Devlete katıl diyen bu soysuz devletin her imkanından istifade ediyor, Hazinesi'nden maaşını alıyor HDP'lilerin fütursuzluğundan cesaret alan bu suçlu bilmelidir ki TC devleti katil olsaydı bugün bulunduğun yer TBMM değil mezarlık olurdu. Bunlara müsamaha gösteremeyiz bu aşağılık tiplere tahammül edemeyiz.