Toplumsal Haber Merkezi

104 amiralin yayımladığı ‘Montrö bildirisi’nin ardından bir bildiri de ‘Deniz Aslanları’ndan gelmişti. Amirallere yönelik operasyon, baskı ve tehditler ‘Deniz Aslanları’na geri adım attırdı.

Emekli amiraller, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un “Cumhurbaşkanı Montrö'yü feshedebilir mi?" sorusuna "Teknik olarak evet" yanıtını vermesi, Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın gittiği bir tarikat evinde sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine başlayan tartışmalar ve Atatürk devrim ve ilkeleri başlığıyla bir bildiri yayımlamıştı.

Bildiride "Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye'ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir" denilirken, Tuğamiral Sarı'nın görüntülerine ilişkin olarak da "Kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur" ifadeleri kullanılmıştı.

AKP 'DARBE' DEMİŞTİ
Yayımlanan bildirinin ardından AKP'li isimlerden tepkiler gecikmemiş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay "Mezarlıkta ıslık çalan korkaklar misali, millet iradesini ve Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşunu hazmedemeyen darbe seviciler demokratik kurumlara, seçilmişlere ve de Türk Silahlı Kuvvetlerine ayar verme hadsizliğinde bulunmuşlar" ifadelerine yer verirken TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise bildirinin 'darbe' çağrışımı yaptığını iddia ederek "yıllardır içeride, dışarıda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele sürerken ortalıkta gözükmeyen emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle kaos simsarlığı üstlenmişler; belli" demişti.

Aynı gün haklarında soruşturma başlatılan amirallerden 10’u 5 Nisan sabahı evlerine yapılan operasyon ile gözaltına alınırken 4’ü ise ifadeye çağrılmıştı. Montrö ve ordudaki ‘sarıklı general’ bildirisine imza atan emekli amirallerin lojman ve koruma hakları da iptal edilmişti.

DENİZ ASLANLARI'NDAN ATATÜRK VURGUSU
Amirallerin bildirisinin yayımladıkları gecenin sabahında bir bildiri de ‘Deniz Aslanları’ndan gelmişti. Bildiride “Cumhuriyet ve Liyakat Nişanları’ndaki Türkiye Cumhuriyeti ifadesi ve Atatürk kabartmasının çıkartılması ve çeşitli tarikat ve cemaat faaliyetlerine alenen ve resmi üniforma ile katılma cüreti gösteren Silahlı Kuvvetler personelinin görüntüleri de kaygı verici gelişmelerdir” ifadelerine yer verilmişti.

1976-1984 yılları arasında Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’nda eğitim almış “Deniz Aslanları” imzasıyla yayımlanan bildirinin bir kısmı şu şekilde:

Atatürk’ten miras aldığımız ilke ve devrimlerin, Atatürkçü Düşünce Sisteminin özümsenmesi ve yaşam tarzı haline getirilmesine engel olabilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini askerin yüreğinden atmaya, TSK’ya irticai ve bölücü görüşleri benimsemiş kişilerin alınmasına yol açabilecek son askeri yönetmelik/yönerge düzenlemelerinin; TSK’nın birlik ve beraberliğine ve Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez temel niteliklerine (demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliği) bağlılığına zarar verebilecek özellikte olduğunu görmekten büyük kaygı duymaktayız.

Ayrıca Devlet, Cumhuriyet ve Liyakat Nişanları’ndaki Türkiye Cumhuriyeti (TC) ifadesi ve Atatürk kabartmasının çıkartılması ve çeşitli tarikat ve cemaat faaliyetlerine alenen ve resmi üniforma ile katılma cüreti gösteren Silahlı Kuvvetler personelinin görüntüleri de kaygı verici gelişmelerdir.

BİLDİRİYE YALANLAMA
104 amiral hakkında Saray ve ortaklarından gelen tepkilerin ardından hedef göstermeler ve başlatılan operasyonlar ‘Deniz Aslanları’na geri adım attırdı. Bildirinin yayımlandığı gün imzacı olarak 46 isim bulunurken, bugün ise bu isimlerin bir çoğu ‘imzacı değilim’, ‘bildiriden haberim yok’ açıklamaları yaparak bildiriden çekilmeye başladı.

Gerek Toplumsal’a gerekse diğer basın kuruluşlarına bildiride adı geçenler tarafından atılan ‘yalanlama’ maillerinde bir çoğu kendi bilgisi dışında adına yer verildiğini iddia etti. ‘Deniz Aslanları’nın bu adımı 104 amirale yönelik baskının bir sonucu olduğu, yaşanan gelişmelerin korkuya yol açtığı ve bu nedenle 20’ye yakın ismin bildiriden çekildiği şeklinde yorumlandı.

Toplumsal’a ulaşan maillerin bazıları şu şekilde: