Youtube'da yayım yapan Medyascope kanalında programlarını sürdüren gazeteci Ruşen Çakır, "SADAT tartışması neden çok önemli?"  başlıklı yayınında İslami harekette yetişmiş izleyicisinin kendisine gönderdiği mektubu okudu. 

Ruşen Çakır, içerikte yer alanların uzun bir süre Türkiye'deki Atatürk karşıtı İslamcı anlatının temel argümanları olarak kullanıldığını hatırlattı. Çakır, araştırmacı olarak bunların çok sayıda örneğine de şahit olduğunu vurguladı. 

Ruşen Çakır, mektubun kendisine çok anlamlı geldiğini belirterek önemli kısımlarını yayında okudu. Mektupta yer alan ifadeler şöyle oldu:

İdeolojik saplantılarla yetişmiş muhafazakar gençler arasında 19 Mayıs bir çeşit travma günüydü. Mütedeyyin ailelerin kızlarına zorla şort giydirilmeye çalışılır. Bu aileler rapor almak için doktorlara yalvarır ve çocuklarına o şorttan kurtarmaya çalışırdı.

Biz muhafazakar erkekler de bir yandan derslerden yırtmanın sevincini yaşarken bir yandan da seveceksiniz ulan yaklaşımına sevmiyoruz ulan tepkisi ile içten içe mukabele ederdik. 

Zihnimizde o dönem oluşturulan muayyilelere göre bir adam vardı. (Kast ettiği Atatürk) Ülkeye görünürde çok iyilik yaptığı zannedilen ama niyeti niyeti hep kötü olmuş bir adamdı. Ülkeyi dinden uzaklaştırmaya uğraşmış; gençleri namazdan, ibadetten soğutmuş ve bozmuş bir adam. Siz bakmayın onun düşmanı yenmiş gözüktüğüne filan. Düşmanla gizliden dinin ifsat edilmesi konusunda anlaşmış, düşman da ona yenilmiş gözükmüş.

Geldiğimiz noktada yutkunarak da olsa kabul ediyorum ki bazı yöntem hataları olduğunu düşünsem de o adam kazandı (yani Atatürk). Öngörüleri doğru çıktı. İslamcılar kendi fikirlerini kendileri çöp ettiler. Yenildiler. Hatasıyla, sevabıyla; eleştirilmeye, tartışılmaya izin verilmemiş; bazen de abartılı yüceltilmiş ama emsali zor bulunan bir kahraman artık benim için Atatürk.