Rıza Sarraf'ın SGK’ya bağlı Beykoz Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından ilanla arandığı ortaya çıktı. İlanda, "Aşağıda listesini verdiğimiz kişilerin bize borcu var. Onları bizde kayıtlı adreslerinde bulamadığımız için gazeteye ilan verdik. Bu ilanı görünce bize ulaşsınlar" denildi.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan bugünkü "Sarraf’ı gazete ilanıyla arayan devlet" başlıklı yazısında Rıza Sarraf'ın SGK'ya bağlı Beykoz Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından ilan verilerek arandığını yazdı.

Sarraf’ın ve yakınlarının Türkiye’deki tüm mallarına el konulduğunu hatırlatan Pehlivan, şunları kaydetti:

Geçen yılın sonuna yaklaşırken, 29 Aralık’ta Cumhuriyet gazetesinde bir resmi ilan vardı. Sahibi SGK’ye bağlı Beykoz Sosyal Güvenlik Merkezi’ydi. SGK özetle diyordu ki: “Aşağıda listesini verdiğimiz kişilerin bize borcu var. Onları bizde kayıtlı adreslerinde bulamadığımız için gazeteye ilan verdik. Bu ilanı görünce bize ulaşsınlar.” Şimdi... Kimse dikkat etmedi; 77 kişilik o borçlu listesinde oldukça tanıdık bir isim de vardı: Rıza Sarraf!

SARRAF BİLİNMİYOR MU?

Resmi ilana göre Sarraf’ın SGK’ye 1.654.024.52 TL tutarında ceza borcu bulunuyordu. Bu borç da Sarraf’ın bir şirketinin 2016 - 2021 yılları arasındaki faaliyetlerine ilişkindi. Şunu anlamıyorum... Sarraf, 2016’da Türkiye’yi terk etti ve ABD’ye gitti. 2017’de de mal varlıklarına el konuldu ve kayyum atandı. Madem öyle, Türkiye’de Sarraf’ın adına kayıtlı ve halen faaliyette bulunduğu anlaşılan bir şirketin SGK’ye 2021’de de borcunun olmasını nasıl okumak lazım? Maaşlı o kayyumlar ne iş yapar? SGK yani devlet Sarraf’ın Miami’de yaşadığını bilmiyor mu? Ne demek “Beykoz’daki adresinde bulamadık bu adamı” diye ilan vermek? Dışişleri Bakanlığı üzerinden alacağımızın peşine düşmek çok mu zahmetli geliyor? Sarraf’a halen Türkiye’den para transferleri yapılmasına ve onun başka şirketlerinin de ciddi vergi borcu olmasına dair sorularımı yazmıyorum bile. Şimdilik tek diyeceğim: Yiyin efendiler yiyin!