İbrahim Kalın'ın 'Hiç oldum' türküsüne düzenleme yaptığı için eleştirilere konu olan Erkan Oğur'u bu kez de Pelikancı Hilal Kaplan hedef aldı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın türküsüne kopuzuyla eşlik ettiği ve türkünün düzenlemesini yaptığı için eleştirilere konu olan müzisyen Erkan Oğur, bir açıklama yapmış, ''İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben sadece müzik tarafına baktığım için çalmakta pek sorun görmedim. İnsanlar başka taraflara çektiler. Beni tanımadıkları için. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim'' sözlerini sarf etmişti. 

Yandaş Sabah gazetesi yazarı Pelikancı Hilal Kaplan, Erkan Oğur'un eleştirilere verdiği cevap üzerinden Oğur'u hedef aldı. 

Bugünkü köşe yazısında ''Oğur da şahsiyet(sizliğ)inin gereğini yaptı ve sol-laikçi linç kabilesine 'özeleştirisini verdi'' diye yazan Kaplan, ''Kimse kusura bakmasın; kapısını çoktan kapatmışların kapısını ısrarla çalmaya da kızılcık sopasıyla üstümüze yürüyenlere zeytin dalı uzatmaya da gerek yok'' ifadelerini kullandı. 

Kaplan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle: 

...Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın şarkısı için gitar çalan Erkan Oğur'u "kutuplaşmadan muzdarip" olduğunu iddia eden sol-laikçi mahalle hedef aldı. Sefil ve kirli diyen mi ararsın, ölümünü ilan eden mi, "Ruhunu şeytana sattı" diyen mi; yine her türlü hakaret mevcuttu.

Oğur da şahsiyet(sizliğ)inin gereğini yaptı ve sol-laikçi linç kabilesine 'özeleştirisini verdi':

"İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben sadece müzik tarafına baktığım için çalmakta pek sorun görmedim. İnsanlar başka taraflara çektiler. Beni tanımadıkları için. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim."
Oğur, affına yeterli olmayacağı kaygısından olsa gerek iyice çirkinleşerek şöyle devam etmiş:

"Benim Saray ve kendi menfaati için müzik yapan birisi olduğumu ifade edenler oldu. Tersine Saray'ın verdiği ödülü kabul etmemiştim. Cumhurbaşkanlığı Müzik Ödülü'nü kabul etmemiştim."

Oğur, sol-laikçi "kabile tanrıları" tarafından affedilip kurban edilmekten vazgeçilir mi bilinmez ama bu kafayla gidilirse iktidara yakın çevrelerin daha çok "Neden kültürel hegemonya kuramadık?" diye sorması kaçınılmaz.
Kimse kusura bakmasın; kapısını çoktan kapatmışların kapısını ısrarla çalmaya da kızılcık sopasıyla üstümüze yürüyenlere zeytin dalı uzatmaya da gerek yok.''