New York merkezli haber kuruluşu BuzzFeed News tarafından elde edilen ve Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaşılan FinCEN Dosyaları, 88 ülkeden 400'den fazla gazetecinin 16 aylık çalışması sonucu haberleştirildi.

Araştırma, temel olarak ABD Hazinesi'ne bağlı istihbarat birimi Mali Suçları Uygulama Ağı'na (FinCEN) sunulan gizli banka raporlarına ve onlarca röportaja dayanıyor. Daha önce Panama Belgeleri’ni yayımlayan kuruluş bu sefer de uluslararası bankacılık sistemi ile suç şebekelerinin arasındaki ilişkiyi teşhir ediyor. Sızdırılan dosyalar içinde Türkiye’yi de doğrudan ilgilendirilen belgeler bulunuyor. Bankacılık sistemi sayesinde dünya çapında para aklayan 20 suçlu içinde Rıza Sarraf da var.

2 TRİLYON DOLARLIK ŞÜPHELİ TRANSFER
Birgün'den Ozan Gündoğdu'nun derlemesine göre, ICIJ’in paylaştığı belgeler ve ardından yapılan röportajlardan ortaya çıkan en önemli sonuç, parayı aklayanların sadece suçlular olmaması. Belgelere göre bizzat bankalar da kara paranın aklanabilmesi için adım atıyor. Böylece 2 trilyon doları bulan para transferinde komisyon elde ediliyor. Öte yandan banka sahipleriyle küresel suçlular ve politikacılar arasındaki ilişki de bankaların kara parayı bizzat aklamasının nedenlerinden biri olarak ortaya çıkıyor. ICIJ’e açıklamalarda bulunan kara para aklama uzmanı Graham Barrow konuya ilişkin şu açıklamayı yapıyor:

Parayı aklayan suçluların kendileri değil. Bu yüzden bankaların rolü gerçekten önemli çünkü bankacılık paranın ülkelerinden güzel ve güvenli bir yere taşınmasını sağlayan sistemin adı. Sonuçta hepimiz bunun bedelini ödüyoruz. Çünkü bu para bizim vergilerimizden geliyor ve iyi ulaşım, iyi okullar ve iyi bir sağlık hizmeti sağlamak için harcanmalı. Toplum olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor.

SIZDIRILAN EN AYRINTILI KAYITLAR
Yoğun teknik bilgi içeren bu raporlar, şimdiye kadar sızdırılan en ayrıntılı ABD Hazine kayıtları. Bu belgeler HSBC, Deutsche Bank, JPMorgan Chase ve Barclays dahil olmak üzere büyük bankalar tarafından yapılan işlemleri açıklıyor. Dolayısıyla şüpheli işlemlerin ve kara para aklama suçlarının içeriğinde yalnızca küçük ölçekli bankalar bulunmuyor.

Almanya'nın en büyük bankası DeutscheBank, ICIJ tarafından incelenen gizli belgelerde adı en fazla geçen banka olarak öne çıktı. ICIJ'in analizine göre ABD Hazinesi'ne bildirilen bu işlemlerin toplam tutarı 2 trilyon dolarken bu paranın yüzde 65’ine karşılık gelen 1,3 trilyon doları Deutsche Bank aracılığıyla yapıldı.

400 GAZETECİ, 16 AY ARAŞTIRDI
88 ülkeden 400 gazeteci, sızdırılan kayıtları araştırdı ve işlemler çoğu zaman sadece bir isim veya tek bir adrese çıktı. Bu isimlerden ayrı ayrı 20 uluslararası kara para aklayıcısı derlendi. Kaynaklardan ek belgeleri araştırmak, mahkeme ve arşiv kayıtlarını okumak, suç mağdurları ile görüşmek ve 1999 ile 2017 arasında gerçekleşen milyonlarca işlemle ilgili verileri incelemek için 16 ay harcandı.

TÜRKİYE'DE 538 İŞLEM 'ŞÜPHELİ'
FinCEN’e sunulan raporlarda, ABD bankaları aracılığıyla döviz işlemleri yapan Türk bankaların da adı geçiyor. ICIJ’ın analiz ettiği FinCEN kayıtlarında, Türkiye’deki banka hesaplarının gönderici ya da alıcı olduğu 538 işlem ‘şüpheli’ olarak işaretlendi. Toplamda 70 milyon doları geçen şüpheli fon Türkiye’deki banka hesaplarına geldi. Türkiye’den yurtdışına ise yaklaşık 71 milyon dolarlık şüpheli havale yapıldı.


FinCEN BELGELERİ NEDİR?
ABD Hazinesi uluslararası kara para transferleri için 25 Nisan 1990’da Financial Crimes Enforcement Network (FinCEN) adında bir istihbarat birimi kurdu. O tarihten bu yana Dolarla işlem yapan uluslararası bankalar şüpheli bulduğu işlemleri bu birime raporluyor. Ayrıca FinCEN kendi istihbarat ağları ile şüpheli işlemleri kayıt altına alıyor. New York merkezli haber kuruluşu BuzzFeed News ise 1999’dan 2017’ye dek FinCEN’e rapor edilen ve toplam 2 trilyon dolar büyüklüğündeki şüpheli işlemi ele geçirdi. Ancak nasıl ele geçirildiği bilinmiyor. BuzzFeed News ele geçirdiği belgeleri 16 ay önce Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaştı ve 400 gazeteci belgeler üzerinde araştırma yapmaya başladı. Araştırmanın sonuçları Türkiye saati ile önceki gece internet üzerinden sunulmaya başlandı.

RIZA SARRAF 20 İSİMDEN BİRİ
16 aylık çalışma sürecinde bir yandan belgeler incelenirken diğer yandan belgelerin işaret ettiği isimlere ilişkin röportajlar da yapıldı. 400 gazetecinin çalışmalarının sonunda uluslararası kara para transferinin göbeğinde yer alan 20 isim tespit edildi. Bu isimler içinde Türkiye’den Rıza Sarraf da yer aldı. Gazeteciler bunun üzerine Rıza Sarraf'ın kuryesi olduğu bilinen Adem Karahan’la görüştüler ve detaylı bir röportaj yaptılar.

2008'de Adem Karahan, önce Rıza Sarraf'IN altın veya nakit dolu valizlerini taşıyarak işe başladı. Daha sonra rüşvet verilen siyasetçiler aracılığıyla bankalar devreye sokuldu. Böylece Karahan para transferlerinde kullanılan paravan şirketlerin vekili olarak milyarlarca doların kuryesi haline geldi. Karahan tüm bunları Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi’ne (OCCRP) bir bir anlattı.

2008 yılında başladığı kuryelik görevinde tonlarca altın ve nakit para transferi yaptığını belirten Karahan, Sarraf'ın kendisine "Korkacak hiçbir şey yok, Türk hükümeti de bu işin içinde" dediğini öne sürdü. Verdiği röportaja göre Karahan başta Sarraf'a inanmasa da işine devam etti. Sarraf ise hükümetin işin içinde olduğuna ilişkin olarak Karahan’a “Yakında göreceksin” dedi.

SİYASETÇİLERİN RÜŞVET PAYI YÜZDE 4
Karahan, Sarraf'ın ABD mahkemelerine beyan ettiği itiraflarının gerçeğin sadece bir bölümünü yansıttığını, yaptırımları delen işlemlerin davada söylenenden daha erken tarihte başladığını ve daha ileri tarihe kadar sürdüğünü, daha fazla kişi ile ülkeyi içerdiğini iddia etti. Karahan, tüm transferlerde Sarraf'ın payının yüzde 8 olduğunu söylerken bunun yarısına karşılık gelen yüzde 4’ün Türkiye’deki siyasetçilere rüşvet olarak dağıtıldığını söyledi.

Sarraf'ın ABD mahkemelerinde ortaya çıkan belgelere göre toplam 20 milyar dolarlık transferi gerçekleştirdiği düşünülürse yüzde 8’lik Sarraf payı 1,6 milyar dolara denk geliyor. Sarraf'ın kuryesi Karahan’ın ifadelerine göre bu paranın yarısına karşılık gelen 800 milyon dolar Türkiye’deki siyasetçilere rüşvet olarak dağıtılmış. Bu paranın da yüzde 10’undan fazlası tek bir siyasetçiye ödenmiş. Ancak Karahan aslan payını alan siyasetçinin adını açıklamıyor.

'200 TON ALTINI BAVULLARLA TAŞIDIK"
Karahan, röportaja göre en az 200 ton altın taşıyan 22 kişilik bir ekipte yer aldığını söyledi. Vardiyalı olarak iki çalışma grubuna ayrılan kuryeler bavullara konulan altınları önce altın ticaret şirketlerine ev sahipliği yapan Dubai’ye taşıdı. Bu altın satışlarından elde edilen nakit, daha sonra İran'ın küresel ekonomide ihtiyaç duyduğu şeyleri ödemek için kullanıldı. Karahan’ın da teyit ettiği iddiaya göre Sarraf'ın İran’daki ortaki Babak Zencani’ydi. Sarraf, Dubai üzerinden İran’a altın gönderirken, Zencani de altınların karşılığında Türkiye’ye para transfer ediyordu. Bu transferler de Sarraf'ın açtırdığı özel bir hesapla yapılıyor, transfer bedelleri artıkça siyasilere gönderilen rüşvet de artıyordu. Yıllar içinde İran'ın para ihtiyacı arttıkça, Sarraf'ın altın ticareti de arttı.