Umut Taştan

Yargıtay Yeni Hizmet Binası ve 2021-2022 Adli Yılı AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle dün açıldı. Törende Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua ederken, Yargıtay Başkanı Mehmet Karaca’da duaya ‘cübbesiyle’ eşlik etti.

Törenin konuşmacıları arasında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca’nın yanısıra Saray’ın gözdesi konumundaki Türkiye Borolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yer aldı.

DİYANET'TEN 'MUHTEŞEM ESER' DUASI
Yargıtay’ın yeni hizmet binasının açılışında Erdoğan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın dua ettiği kare sosyal medyada gündem oldu. Tepkilerin odağındaki açılışın duasında binayı ‘muhteşem’ olarak nitelendiren Erbaş “Yargıtayımızın muhteşem binasının açılışında ellerimizi sana açtık, bu muhteşem eseri milletimiz için hayırlı eyle Allah’ım” dedi. Erdoğan ise ‘devletin dini adalettir’ dediği konuşmasında ‘’ Eğer bir devlette adalet yoksa onun hangi sistemle yönetildiğinin, kim tarafından idare edildiğinin, vatandaşlarının hangi inanca veya milliyete sahip olduğunun bir önemi kalmaz. Orada sadece zulüm hüküm sürer’’ ifadelerine yer verdi.

Binanın açılış kurdelesinin kesiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici gibi isimlerin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunması dikkat çeken bir diğer konu oldu.

Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve son dönemde Saray medyasının hedefi haline gelen ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç, dün ortaya çıkan görüntüleri ve bu görüntülerin yeni yılda Türkiye'deki yargı sistemine nasıl yansıyacağını Toplumsal'a değerlendirdi. Eminağaoğlu yaşananların Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgularken, Kılıç ise Türkiye'de birden fazla inancın hakim olmasından yola çıkarak tek bir inanç doğrultusunda gerçekleşen açılışın insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. 


(Ömer Faruk Eminağaoğlu)

AKP, YARGITAY'I YENİ BAŞTAN BİÇİMLENDİRDİ
Yeni Yargıtay binasında dualar eşliğindeki açılışının din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılması olduğunu ve bunun da Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgu yapan emekli yargıç Ömer Faruk Eminağaoğlu, ''Yargıtay Hizmet Binası ve aynı zamanda 2020-2021 adli yılı açılışı dualar eşliğinde yapıldı. Yargı elbette tarafsız olacak, tarafsız olmak demek; hem tarafsızlığını uygulamak hem de tarafsız görünmek demektir. Bir yandan laik hukuk sisteminin temeli ve uygulayıcısı olan Yargıtay’da böyle bir görüntünün ortaya çıkması, böyle bir işlemin yapılması, din işleriyle devlet işlerinin birbirine karıştırılması nereden bakarsanız bakın her boyutuyla Anayasa’ya ve Anayasa’nın değişmez hükümlerine aykırıdır. Bunlar adım adım geldi, bir anda bu gibi durumla karşı karşıya kalmadık. Laiklik ve demokrasi konusunda sorunları olanI demokrasiye aykırılığın odağı bir siyasi partinin iktidarıyla Türkiye bugüne kadar geldi. Bu davranışlarından bu eylemlerinden vazgeçmeyen bir parti her seferinde bu eylemlerini artırarak devam etti'' ifadelerine yer verdi. 

''2010 Anayasa değişikliğinde zaten istediği bir yargı modelini kendi etki ve egemenliği altında bir yargı modelini ortaya çıkardı ve o günden itibarende yaptığı iş ve işlemlerle, HSYK yoluyla tamamen Yargıtay’ı yeni baştan biçimlendirdi. Bu Yargıtay da dünkü görüntüleri ortaya çıkardı'' diyen Eminağaoğlu, şu şekilde devam etti:

Yargıtay’da bir açılış töreninin dualarla yapılması laik hukuku uygulayan bir ülkede asla ve asla karşılaşılamayacak bir tablo. Bunun hiçbir şekilde kabulü mümkün değil, böyle bir töreni gerçekleştiren Yargıtay başkanının yargı meslek kuralları, yargıdaki disiplin kuralları içerisinde olduğunu kabul etmek mümkün değil. Yargıtay başkanı böyle bir açılış gerçekleştirirse, bunun yerel yargıdaki iz düşümlerini gözden geçirirsek yerel yargıdaki adliye binalarında gerçekleştirilen tören nasıl olacak veya vatandaşlar duruşmalara dualar eşliğinde mi girip çıkacak, savcılar dosyaların kapaklarını dualar eşliğinde mi açacak? Nereden bakarsanız bakın bunları hiçbir şekilde kabul edebilmek mümkün değil. Söylediğim gibi laiklik karşıtı ve demokrasiye aykırılığın odağı olan bir siyasi parti iktidarında Türkiye adım adım bu tabloyla karşı karşıya geldi.

'YARGITAY'IN CENAZE NAMAZI KILINDI'
Eski Yargıtay Başkanı İmran Öktem'in gericilik karşıtı açıklamaları nedeniyle hedef haline getirilmesini, görevi başındayken hayatını kaybetmesine rağmen cenaze namazının imamlar tarafından kılınmadığını hatırlatan Eminağaoğlu ''Türkiye’de Yargıtay her zaman laik hukukla ilgili olarak yapılması gerekenleri, yaşanan sorunları hep dile getirdi. Geçmişe dönerek bu konuda gericilerin en çok tepkisini çeken Yargıtay başkanı İmran Öktem olmuştur. İmran Öktem, laik hukukun değerini, laik hukuktan sapma olursa nelerin söz konusu olabileceğini her yargı yılı açılış konuşmalarında dile getirmiştir. Görevdeyken ölen İmran Öktem’in cenaze namazının kılınmaması için gericiler 3 Mayıs 1969 yılında camide olaylar çıkarmış, o dönemdeki imamlar Öktem’in cenaze namazını kıldırmamış ancak İsmet İnönü’nün müdahaleleleriyle laikliğin sembolü olan bir Yargıtay başkanının cenaze namazı kılınabilmişti. Yargıtay’ın yakın tarihindeki bu olayları hatırladığımızda dün yapılan dualar eşliğinde laik hukuk kurumu Yagıtay’ın cenaze namazının kılınması oldu'' dedi.

Sadece Yargıtay Başkanı Akarca'nın değil, Türkiye Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu'nun da dünkü 'dualı açılış'ta yer almasının kabul edilemeyeceğini belirten Eminağaoğlu, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

Yaklaşık 7-8 yıldır adli yıl açılış törenleri Yargıtay’da değil, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılıyordu. Dün Külliye’de değil, Yargıtay’da yapıldı ama bu süreçte AKP iktidarı döneminde yargının ne kadar iktidarın kontrolü altına girmiş olduğu da bu kez daha bu törenle görülmüş oldu.

Adli yıl açılış töreninde sadece Yargıtay başkanının da değil Türkiye Barolar Birliği başkanının da bu şekilde, bu görüntüler içerisinde olması sadece yargı boyutuyla değil savunma boyutuyla da kabul edilemez. Yargıtay başkanı yeni anayasa söylemlerini desteklediğini ifade ediyor. Siyasi iktidar 2010 Anayasa değişikliğinde, 2017 Anayasa değişikliğinden asla ve asla vazgeçilmeyeceğini açık açık beyan ediyor. Bu tabloda yeni bir anayasa söylemi demek dünkü görüntülerin siyasi iktidarın zemindeki yeni anayasa olduğunu da bize açıkça göstermiş oluyor. 2010 Anayasa değişikliğinden 2017 Anayasa değişikliğinden dönmeyecek bir iktidar karşımızda olduğunu göre dünkü görüntülerde siyasi iktidarın gelecekte Türkiye’yi nasıl bir Anayasayla karşı karşıya bırakacağının görüntüleri oldu. Çünkü hep fiili durumlarla karşılaşıyoruz, sonrasında ise bunun yasal, Anayasal zeminleri karşımıza çıkarılıyor. Dünkü görüntülerde bu şekilde karşımıza çıktı.


(Cemil Kılıç)

CEMİL KILIÇ: LAİKLİĞE VE ADALET KAVRAMINA AYKIRI
İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç da dün yaşananların ''laikliğe ve adalet kavramının kendisine de aykırı'' olduğunu belirterek  ''Çünkü Türkiye’de farklı inançlarda yurttaşlar var. Sadece bir inanç doğrultusunda hareket etmek adaletsizliğe yol açar, insan haklarına aykırı bir uygulamadır'' dedi ve şu şekilde devam etti:

Tarihten bir örnek verekcek olursam Hz. Muhammedi Mekkelilerle Hubeydiye Barış Anlaşması imzalarken anlaşma metnine Resulullah(Allah’ın elçisi) yazılıyor. Mekkeliler tarafından bunun üzerine ‘bunu sil, çünkü biz senin Resulullah olduğunu kabuki etseydik böyle bir anlaşmaya, savaşmaya gerek kalmazdı. Hem bu iki taraftan birine üstünlük sağlıyor. Sen Allah’ın elçisiyim diyerek üstünlük sağlıyorsun. Oysa siz farklı inanıyorusunuz biz farklı, bir eşitlik olmalı’ deniliyor. Bunun üzerine Hz. Muhammed, Resulullah yazısını kendisi sildiriyor, hatta kimi rivayetlerde bizzat kendisi siliyor eşitlik ve adalet olsun iki taraf arasında diye. Dolayısıyla Hz. Muhammed bile Allah’ın elçisi olmasına rağmen, o niteliğini bile sırf adalet ve eşitlik uğruna silebiliyor.

'ADİL KARARLAR VERİLEBİLİR Mİ?'
''Sadece belli bir inancı, hatta bir inancın belli bir yorumunu refere eden bir anlayış adaleti sağlayamaz'' ifadelerine yer veren Kılıç, ''Bu insan haklarına aykırıdır, İslam’ın temel kaynaklarına aykırıdır. Bu hiçbir tarafa huzur vermez. Bundan ancak çatışmayı kendsine meslek edinenler yararlı çıkabilir ve bu da göreli bir yarardır, hakiki değildir. Bu uygulamalara son verilmelidir ve bunun içinde gerekli olan bir iktidar değişikliğidir'' dedi.

Kılıç, Yargıtay Yeni Hizmet Binası'nın ve 2020-2021 Adli Yıl açılışının Diyanet Başkanı'nın dularıyla açılmasına ve Yargıtay başkanının da bu duaya cübbesiyle eşlik etmesine ilişkin Twitter hesabından da tepki gösterdi. 

İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç, sosyal medya hesabından şu paylaşımlarda bulundu: