UMUT TAŞTAN

8 Haziran 2018'de, Konur Sokakta polis, KHK ile ihraç edilen ve işini istediği için eylem yapan Nazan Bozkurt'u gözaltına alırken yumruk atarak göz kemiğini kırmıştı. Bozkurt'un kör olmaması için kırılan kemiğinin yerine ameliyatla yapay kemik konulmuş ve Bozkurt  o polis hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Suç duyurusu sonucunda savcı ‘polis görevini yapmıştır’ diyerek 28 Şubat 2019’da takipsizlik kararı vermiş ve buna yapılan itiraz da Sulh Ceza Hâkimliği’nce ‘şahıs direnirken kendi kendini yaralamıştır’ denilerek reddedilmişti.

Bozkurt en son aşama olarak Anayasa Mahkemesine başvurdu ve ‘iddialarınız dayanaktan yoksun’ denilerek başvurusu reddedildi.

Bozkurt gözaltına alındığı sırada polis aracına bindirilirken gözüne yumruk atıldığını ve ardından ameliyat olduğunu söyledi.

Yumruk atan polisin kendisinden şikâyetçi olduğunu söyleyen Bozkurt, açıklamalarına şöyle devam etti:

8 Haziran 2018’de işimizi geri istiyoruz eylemi esnasında bu olayı yaşadım. Gözaltı arabasına konulduğum esnada biri gelip çok hızlıca yumruk atıp kaçtı. Aslında gözaltına alınmıştım. Daha sonrasında ameliyat oldum üç gün içinde. Yapay kemik konuldu olmayan kemiğin yerine ki göz aşağı iniyormuş, sinirler gözü kesiyormuş ve körlüğe sebep oluyormuş. Çok acil ameliyat olmam söylendi ve Gazi Üniversitesi’nde oldum. Titanyum konuldu yerine ve onu da 2 tane vidayla tutturdular. Gözümün altında bazen elime geliyor, dokunduğum zaman hissediyorum. Sonrasında 1 ay rapor verildi.

‘BİR KEZ DAHA YUMRUK YEMİŞ GİBİ OLDUM’
Suç duyurusunda bulundum. Savcı, ‘polis görevini yapmıştır’ diye karar verdi. Bende buna itiraz ettim bu nasıl görevdir diye. Sonrasında Sulh Ceza Hâkimliği tarafından çok bekletildim, normalde bu kadar bekletilmiyordu. Bir müdahale olmuş gibi düşünüyorum ben. Direnirken kendi kendimi yaralamışım ben yapmışım, böyle bir yanıt geldi. Bu kararı aldığımda çok kötü oldum. Bir kez daha yumruk yemiş gibi oldum. Her okuduğumda aynı şeyi hissediyorum. Çok öfkelendim. Bir taraftan da trajikomik bir durum. Nasıl insan kendi kendini yaralayabilir, kendi kendinin kemiğini nasıl kırabilir, mümkün mü böyle bir şey?

ANAYASA MAHKEMESİ ARAŞTIRMADI
Daha sonrasında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdum. Çabuk yanıt geldi oradan, çok şaşırdım. ‘İddiaların dayanaktan yoksun’ olduğunu söylüyor karar. Dayanak yok diyor. Benim göndermiş olduğum raporlar, olay görüntüle bunların hepsi dayanaktır. Sadece yapan polisin bunu yaptığı esnadaki görüntüsü yok ama anlaşılıyor. Zaten belli olmasa bile araştırılmaları gerekiyor bu onların işi sonuçta. Tut ki belli değil kimin yaptığı, araştırın bulun. Bugün bir haber gördüm kocası dövmüş kadını, kemiğini kırmış. Sol gözü kör olmuş kadının çok üzüldüm. Bende de aynı şey olacaktı ameliyat olmasaydım. Bende kör olabilirdim. Bu yüzden zaten kadınlar bilmedikleri için ameliyat olmuyorlar ve kör oluyorlar kocalarından şiddet gören kadınlar.

‘AYNI POLİS, ABLAMIN SAÇLARINI DA KÖKÜNDEN YOLMUŞTU’
Birde bu süre içerisinde kemiğimi kıran polis beni şikâyet etmiş ‘Nazan Bozkurt beni hedef gösteriyor sosyal medyada’ diyerek. Emniyet’te bu polise ‘istersen koruma verebiliriz’ demiş. Gerçekten çok güldüm buna. Aynı polis, ablam Gülnaz Bozkurt’un da saçlarını kökünden yolan ve bu yüzden de 5 ay hapis cezası alan, daha sonrasında cezası ertelenen polis. Ablamı saçlarından tutup, yerlerde sürüklemişti 1 Mayıs’ta. Kellik oluşmuştu kafasında. Şu an 12 yılla yargılanması gerekiyor. İşkence kapsamına girmese bile organ kırdığı, yüzde kalıcı hasar bıraktığı için ve bunu memurken yaptığı için 12 yılla yargılanması ve şuan tutuklu olması lazım. Elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor ve bir de o beni şikayet ediyor.

İşte Anayasa Mahkemesi tarafından verilen o karar: