Umut Taştan

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Yargıtay'a atanan, tek bir dosya kapağı bile açmadan AYM üyeliğine aday olan İrfan Fidan, beklendiği gibi AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından AYM'ye atandı.

Fidan, Erdoğan tarafından üç aday arasından 'seçildi'. Öte yandan Fidan'ın jet yükselişinin bununla kalmayacağı, Erdoğan'ın Fidan'ı AYM'nin de başına geçirmek istediği belirtiliyor.

Fidan, özellikle 2015 yılında yapılan atama sonrası AKP için kritik birçok soruşturmayı yürüten isim oldu. Selam Tevhid, MİT tırlarının durdurulması, Balyoz gibi davalara bakan Fidan, Can Dündar-Erdem Gül, Gezi ve Osman Kavala davalarını da yürütüyordu.

Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, AKP’li Erdoğan tarafından alınan kararı ve İrfan Fidan’ı Toplumsal’a değerlendirdi.

'AYM, İKTİDARIN ELİNDE ŞEKİLLENİYOR'
Reform söyleminde bulunan Erdoğan’ın Anayasa’nın üstünlüğünü öne çıkarmak yerine kendi anlayışına uygun şekilde AYM’yi yapılandırmaya çalıştığını belirten Eminağaoğlu “Anayasa Mahkemesi, siyasi iktidarı sınırlandıran, yasama organı üzerinden gerçekleştirdiği işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetleyen bir mahkemedir. Ancak bugün Anayasa Mahkemesi tamamen siyasi iktidarın elinde biçimlenen bir mahkeme haline geldi. Bu da kuruluş amacını tamamen kağıt üzerinde kalmasına yol açtı.” ifadelerine yer verdi.

AYM üyeliğine atanan İrfan Fidan’ın yargıdaki yükselişinin AKP iktidarının beklentilerini karşılaştırması ile doğru orantılı olduğunu söyleyen eski YARSAV Başkanı Eminağaoğlu şu ifadeleri kullandı:

İrfan Fidan, daha önce de bizim Yargıçlar Sendikası’nda yer alan bir yargıç arkadaşımız hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusu, Erdoğan’ı tazminata mahkum eden bir yargıç arkadaşımız hakkında oldu. Kamuoyunda da ‘3 kuruşluk tazminat davası’ olarak bilinen, Erdoğan’ın mahkum edildiği bir tazminatla ilgiliydi. İrfan Fidan, o yargıç arkadaşımız hakkında bir suç duyurusu yaptı. Suç duyurusu sonrasında başsavcı vekili oldu, başsavcı vekili olduktan sonra gerçekleştirdiği işlemlerle siyasi iktidarın beklentileri öne çıktı. Oysa bu şekilde değil, hukukun üstünlüğünün öne çıktığını görmeliydik. Daha sonrasında bir adım daha attı ve başsavcı oldu. 

'ATTIĞI HER İMZA TARTIŞMALARI ARTTIRDI'
Fidan’ın kamuoyunun karşısına savcı olarak ilk çıkışının 17-25 Aralık sürecinden olduğunu dile getiren Eminağaoğlu “Bu ismin hep hukukun üstünlüğüyle, soruşturmanın adilliğiyle anılması gerekirken, bunun yerine siyasal iktidarla özdeşleştirerek anıldı. Bu da yargıya güven yönünden, adalet yönünden, hukukun üstünlüğü yönünden her zaman tartışmaların kendi ismiyle birlikte daha da artmasına yol açtı. Bu tartışmaların ortadan kalkması yerine, attığı her imza tartışmaları daha çok arttırdı” dedi.

Eminağaoğlu açıklamalarına şu şekilde devam etti:

Yargıtay’da çalışmak, belli bir yetkinlik ile öne çıkmak gerekirken; Yargıtay’da görev bile yapmadan, bir dosya kapağı dahi açtı denilemeyecek sürede seçim yapılması bu tartışmaların daha da artmasına yol açtı. Sıra sıra HSYK, Yargıtay derken Erdoğan’ın önüne taşındı bu şekilde.

Reform diyen iktidar, hukuku öne çıkarması lazım. Kendi iradesini, anlayışını öne çıkarmaması lazım. Ama kendi ismiyle, anlayışıyla öne çıkan kişiler, belli makamlara belli yerlere taşınıyorsa bu reform iradesinden uzak olunduğu, yargının kendi anlayışına göre biçimlendirildiği anlamını taşıyor. Bu olayda son örnek oldu.