Prof. Dr. Necmeddin Erbakan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide konuşan Orhan Osmanoğlu, “Ders kitaplarında Abdülhamid Han hakkında pek bir şey göremedim ama çocuklarım onun hakkında kızıl sultan yazdığını söyledi. 60’lı 70’li yılların Türkiye’sinde Abdülhamid Han hakkında konuşamazdınız. Payitaht: Abdülhamid Han Dizisi’ndeki entrika Abdülhamid’e yapılanların yarısıdır” dedi.

“Abdülhamid Han devlete ne kattı?” sorunu yanıtlayan Osmanoğlu “Abdülhamid Han 33 yılda 15500 eser bıraktı. Tüm bunlardan bahsetsek sabaha kadar konuşmamız gerekir. Bu eserler içinde Anadolu’nun en ücra köylerine kadar birçok okul, büyük medreseler, kız okulları, Kayseri’deki taş mektebi hastaneler (Şişli Hamidiye Etfal Hastanesi, Gata Hamidiye, Darülaceze, Beylerbeyi Hastanesi, Beykoz Serviburnu Hastanesi), fabrikalar (barut, fes, teneke, bakır) ve daha birçok kurum Abdülhamid tarafından kuruldu. Mesela 150 tane çeşme yaptırmış, Abdülhamid Han’ın su takıntısı varmış, suyu tadarak tahlil edermiş, saraya farklı kaynaklardan su getirirmiş” diye konuştu.

Osmanoğlu ayrıca, “Abdülhamid Han tahtta kalsaydı ne olurdu?” sorusunu ise, “Birinci dünya savaşı çıkmazdı çıksa bile Osmanlı bu savaşa girmezdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları Abdülhamid Han’ın kurduğu okullardan mezundur. Abdülhamid Han’a çok şey borçluyuz” şeklinde cevaplandı.

“Abdülhamid Han 33 yıl boyunca tüm olumsuz şartlara rağmen devleti ayakta tuttu”

Orhan Osmanoğlu sürgün dönemiyle ilgili olarak da, “Sürgün dönemi çok üzücü. Abdülhamid Han’ın büyük oğlu Selim Efendi, babamın dedesi oluyor. Selim Efendi önce Halep’e geçiyor, fakat yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti bunu sakıncalı buluyor ve Fransız hükümeti Selim Efendiyi Beyrut’a götürüyor ve aile Beyrut’ta yaşıyor. Büyüklerimiz Türkiye Cumhuriyeti tarafından geri çağrılmayı bekledi. Çünkü bize 2000 İngiliz parasının yanında sadece bir yıllık pasaport verilmişti. Yani bir yıl sonra hanedan vatansız kaldı. Bazı şehzadeler Paris sokaklarında açlıktan ölmüş, bazı sultanlar çamaşırhanede çalışmış. Abid Efendi Bulgaristan’da bina bina dolaşıp jilet satmış ve kendisi Sorbonne Üniversitesi mezunudur. 1973’te çocukken babama ‘ülkemize dönmeyecek miyiz’ dedim. Babamın gözleri yaşardı ve ‘biz kovulduğumuz yere geri dönemeyiz’ dedi. Her sultanın her şehzadenin hayatı bir romandır” ifadelerini kullandı.

Mehmet Dilbaz’ın, “Abdülhamid Han’ın devlet adamlığı yönü mü, aile babası karakteri mi sizi daha çok etkiledi?” sorusunu da yanıtlayan Osmanoğlu, “Abdülhamid Han 33 yıl boyunca tüm olumsuz şartlara rağmen devleti ayakta tuttu. Bu ben çok etkiledi” dedi.

“Abdülhamid dönemi  ile günümüz birbirine çok benziyor”

Oyuncu Bahadır Yenişehirlioğlu ise, “Bende Abdülhamid Han aşkı çok büyüktür. Dizinin final sahnesini izleyince ayağa kalkıp alkışladık, ben gidip Orhan Osmanoğlu’na sarıldım ve onu kokladım. Şaşırdığını görünce ben sizi değil Abdülhamid Han’ı kokluyorum dedim. Ben bu dizinin sıradan bir dizi olduğunu düşünmüyorum. TRT bana bu teklifi yaptığında, projeyi ve niyeti o dakika anladım. Abdülhamid dönemi ile günümüz birbirine çok benziyor. O dönemin anlatılması bugünün daha iyi anlamamızı ve yarını daha iyi şekillendirmemizi kolaylaştırır. Bizim ailemizde Abdülhamid çok sevilir, annem tam bir Abdülhamid hayranıdır” şeklinde konuştu.

Toplumsal.com.tr