Gazeteci Müyesser Yıldız, yazısında kabinede değişiklik olabileceğine dair bir takım soru işaretleri olduğuna dikkat çekerek, “Acaba Erdoğan’ın gündeminde geniş çaplı bir kabine revizyonu mu var ki, Bahçeli bir kez daha Soylu’nun ve Akar’ın arkasında durduğunu hatırlatma ihtiyacı duydu” sorusunu sordu.

Yıldız'ın yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

Yılın son ayında ise Soylu, Bahçeli’nin gündeminde tam üç kez yer aldı.

İlkinin sebebi, TBMM’de İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken yaşanan tartışmalardı. Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla, CHP ve HDP’yi eleştirip, “İçişleri Bakanımıza ‘çakal’ demek, soysuzluk ve terör seviciliğidir.” diye tepki gösterdi.

Bunun hemen ardından Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde “terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı” kişilerin işe alındığı iddiası ve Belediye’ye müfettiş göndermesi, ülke gündeminin bir numaralı konusu haline geldi.

İmamoğlu’nun görevden alınıp yerine kayyum atanacağı konuşulmaya başlandı.

Söz konusu gelişmeler AKP’lilerin bile tepkisine yol açtı. Bizzat AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Büyükşehirde çalışan terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı olduğu iddiasıyla bazı isimler tespit edilmiştir. Bu isimlerle ilgili bir tahkikat yapılacaktır. Belediye Başkanı’nın şahsıyla ilgili bir soruşturma değildir” açıklamasını yaptığı halde MHP Lideri Bahçeli, suçlu olması durumunda İmamoğlu’nun görevden alınıp, yerine Belediye Meclisi’nce yeni başkan seçilmesi gerektiği mesajını vererek şunları söyledi:

“İçişleri Bakanımız kararlı konuşmaktadır. Dağdaki terörün kökünü kazıma iradesinde olanların kamu kurumlarına ve belediyelere sızan terörle bağlantısı olanlara seyirci kalması düşünülemez. Terör örgütleriyle iltisaklı olanların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde ne işi vardır? Bunlara göz yuman, bunların işe alınmasına onay veren suç işlemiş sayılmayacak mıdır? Bu kanunsuzluk, bu hıyanet hiçbir kalıba sığmayacak kadar ciddidir… İstanbul terör örgütlerine teslim edilemeyecektir.”

Bu sözlerinden sadece bir gün sonra, dün yayımladığı yeni yıl kutlama mesajında ise, “Cumhur İttifakı’nın muazzez varlığını”, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muhkem ve muteber vasfını”, “terörle mücadeledeki başarıları” övdükten sonra sözü yine Soylu ve Akar’a getirip şu değerlendirmeyi yaptı:

“Son günlerde terörle mücadelede büyük başarılara imza atan, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan Sayın İçişleri Bakanımızla birlikte Sayın Milli Savunma Bakanımıza yönelik asılsız ve ahlaksız ithamlar dikkatlerimizden kaçmamıştır. Hükümetimize ve bu iki saygıdeğer bakanımıza yapılan her türlü saldırı bir yönüyle teröre hizmet, teröristlere destektir. Gündemdeki sıcaklığını muhafaza eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’yla ilgili vahim süreci, bir yanda Türk SSK’dan ihraç edilen FETÖ’cülerle ilişkilendirip, dönemin Genelkurmay Başkanı hakkında spekülasyona heveslenmek, diğer yanda da İçişleri Bakanı’nı hedef almak namuslu bir davranış sayılamayacaktır.”

Ardından bir kez daha İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik inceleme ve soruşturmayı sahiplenirken, bunu eleştirenlere cevap niteliğindeki şu ifadeleri kullandı:

“Seçilmiş olmak demek kanun kaçaklarını, terör severleri, terörist emelleri korumak ve taltif etmek anlamına gelmeyecektir. Devletin hükmü şahsiyeti, milletin varlığı ve güvenliği her türlü mülahazanın üstündedir. Sandıkla adaleti karşı karşıya getirmek menfur bir cinayettir… Konuyu millet iradesine dayandırmak, kime yarayıp yaramadığını tartışmaya açmak, lafı ortaya atıp isteyenin istediği payı almasını küstahça ifade etmek sakat bir mantık, savruk bir manevradır.”

Genelde iyi dilek ve temennilerin paylaşıldığı yeni yıl mesajında böylesi vurguların yer alması oldukça dikkat çekici.
Şimdi soralım:

Acaba Erdoğan’ın gündeminde geniş çaplı bir kabine revizyonu mu var ki, Bahçeli bir kez daha Soylu’nun ve Akar’ın arkasında durduğunu hatırlatma ihtiyacı duydu?

AKP’lilerin dahi tepki gösterdiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonu böylesine sahiplenmesi, “Demek ki, Bahçeli’nin ağırlığı bizden fazla.” izlenimi yaratacağı için evvel emirde AKP’yi karıştıracak bir hamle değil

midir?

Evet; anlaşılan o ki Bahçeli, “hükümet değilse de, hükümete bakan vermemiş olsa da” hem kabinedeki ağırlığını hem de iktidarın yol haritasındaki belirleyiciliğinin altını çizmiş oldu!...