CHP’den ayrılarak parti kuracağı iddiaları gündemde olan Muharrem İnce, başlatacağı harekete dair açıklama yaptı ve 'Bin Günde Memleket' adını verdiği hareket için kolları sıvadığını açıkladı.

İnce 4 Eylül'de adını "Bin Günde Memleket" verdiği hareketi Sivas'ta başlatacaklarını duyurdu.

Yandaş medyanın 'yeni parti' haberleriyle kendisine olan ilgiyi artırdığı İnce, "Bana olan yakınlığınız gözlerimi yaşarttı. Biliyorum ki bir gün memleket hareketi gerçekleri açıkladığında bana sayfalarınızı kapatacağınızı biliyorum. Ama memleket hareketi medyayı da özgürleştirecek" diye konuştu.

İLGİLİ - 'Adam'a el birliğiyle kazandırdıklarını itiraf etti: Benden yalan söylememi istediler

"Kurultay'da saygısızlık yapıldı İnce ondan parti kuruyor" iddiasını da değerlendiren İnce, "Arkadaşlar ben çocuk muyum? Delegelerin yanında oturmak benim için şereftir. Bu siyaseti bilmeyen insanlardır" dedi.

Gölgede kalanların gölgesi olmayın. Güneşe çıkanların gölgesi olun. Biz 4 Eylül'de güneşe çıkacağız. İkinci büyük açıklamamı da Cumhuriyet bayramı öncesinde yapacağım.

İnce'nin açıklamasından atır başları şöyle:

Herkes konuştu, bilen de bilmeyen de konuştu. Bir tek Muharrem İnce konuşmadı. Şimdi Muharrem İnce konuşacak.

Türkiye tarihinin en zor dönemlerinden birini, yaşıyor. 18 yıllık iktidar, Türkiye'nin sorunlarını çözmediği gibi yeni sorunları da maalesef eklemiştir.

Mühürsüz oy pusulaları ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir. Yargı bağımsızlığı kalmadığı gibi mülk çökmüştür.

Yargı iktidarın sopası haline gelmiş, yargısız infazlar yerini yargı yoluyla infazlara bırakmıştır.

Devlette kurum ve kurallar çökmüş, tek adamın buyruklarını uygulayan bir mekanizma ortaya çıkmıştır.

TÜİK, Merkez Bankası gibi kurumların bağımsızlıkları yok edilmiş, bu kurumların kamuoyunda inandırıcılığı kalmamıştır.

Bu dönemde din ve vicdan arasındaki bağ koparılmıştır, hesap verme ile utanma arasındaki bağ kopartılmıştır. Okul türleri arasındaki ayrımcılık eğitimin kalitesini daha da düşürmüştür.

Verimli tarım arazilerini amaç dışı kullanan, ata tohumlarının kıymetini bilmeyen, üretimi değil ithalatı özendiren, katma değerli ürün üretemeyen bu politikalar sonucu ne yazık ki bizler, zengin toprakların yoksul çocukları haline geldik.

Enerji güvenliği ekonomik güvenliğimizin ve ulusal güvenliğimizin temel taşıdır.

2000 yılında enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 67 iken bugün enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 72,4'tür.

Doğal gazda dışa bağımlılığımız yüzde 99,6, petrolde dışa bağımlılığımız yüzde 94,3'tür.

Oysa Türkiye'de atıl bekletilen yenilenebilir enerji kaynakları devreye alındığında ve enerji verimliliği arttırıldığında daha bağımsız, daha temiz, daha yeni, insan ve doğa odaklı bir enerji geleceği mümkündür.

Ülkemizde enerji sorunu değil, enerji yönetimi sorunu vardır.

Dış politikada denge politikaları kuramayıp gel gitler yaşayan, ticari ilişkilerle diplomatik ilişkiler kurulabileceğini zanneden, parasını ödediği savunma araçlarını alamayan, kullanamayan, sorunlarını çözmek yerine ertelemeyi tercih eden bir ülke haline geldik.

Mavi Vatan olarak tanımlanan 462 bin kilometrekarelik denizer alanda büyük bir zenginlik bulunmaktadır.

Hareketimizin adı bin günde memleket.

Hareketimiz 4 Eylül'de başlayacak.

Miting günü arkadaşımı vekillik listesinden çıkardılar, moralimi bozmak için elinden geleni yaptılar, kazanmamam için elinden geleni yaptılar.

Seçim günü 13 bin sandıkta CHP'nin görevlisi yoktu, bana tüm tutanakları aldık dediler. 4 milyon oyu sokağa bıraktılar, çıkıp ikinci tura kaldı dediler. Benden yalan söylememi istediler. Bana veri vermediler, çünkü yok.

Bir CHP'li saraya gitti diyorlar. Genel Başkanı arıyorum yapmayın etmeyin diye. Ses yok. Acaba genel başkan yardımcılarından biri mi gitti saraya?

Eğer Erdoğan'ın eski arkadaşlarından birini Cumhurbaşkanı yapacaksak ben buna CHP iktidarı demem. Bizim Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı olma iddiası yok.

CHP seçimde başarısız mıydı? Hayır. Ama İstanbul'u Ankara'yı Kürt vatandaşların, HDP'lilerin oyuyla kazandı CHP. CHP yüreğini açarak teşekkür etmedi vatandaşlara. Ben yüreğimi açarak teşekkür ediyorum.

Ben AKP'den ve MHP'den oy alabilme ihtimali olan bir insanım. Dolayısıyla sarayın beni desteklemesi mümkün değil. Saray destekliyor diyenler CHP içindeki rant baronlarıdır.

Her bahar bir parti değiştirip elinde Çorum'un, Maraş'ın kanı olup da şimdi CHP'li gibi yapanlara dikkat et.

Benim için 'Saray onu destekliyor' diyenler CHP içerisindeki rant baronlarıdır. Yandaş medyaya gelince, bana olan yakınlığınız gözlerimi yaşarttı. Ancak biliyorum ki, Memleket Hareketi gerçekleri söylemeye başladığınızda ekranlarınızı ve sayfalarınızı bana kapatacaksınız.

Kurultaylarımızda 5 dakika konuşabilmek için büyük mücadele vermek gerekiyor. Bugün kurultayda CHP Genel Başkanı bir konuşmacıyı dahi dinlememiştir. Kadın Kolları Kurulayı'na katılmamıştır. CHP, İçişleri Bakanlığı'na dilekçeyle kurulmuş bir parti değildir. O nedenle dilekçeyle ayrılınmaz. Ayrılsam bile partiyi kurtarmak için ayrılırım. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün işgal altındaki İstanbul'u kurtarmak için Ankara'ya gitmesi gibi.

AKP çökecek ama Türkiye'nin üzerine çökecek. AKP çökerken CHP kurtarıcı değil seyirci rolü üstleniyor. Türkiye'nin sorunlarını ne tek adam iktidarı ne tek adam muhalefeti çözebilir. Türkiye seçeneksiz değildir. Ecevit'in yüzde 42'si mümkündür hatta yüzde 50+1 de mümkündür. Bizim başlattığımız hareket muhalefet hareketi değildir. Amacımız bir çıkış yolu göstermektir. Türkiye'nin barışmaya, üretmeye ve adil bölüşmeye ihtiyacı vardır.

Başlattığımız hareketin adı '1000 günde memleket hareketi'dir. Alanında uzman, kafa yoran kişilerden oluşmaktır. 'Zafer' hazırlanmaktır. Hareketimizle zafere hazırlanıyoruz. Milletimizin isteklerini vizyonumuzla birlikte hareket edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde millet nasıl bizi finanse ettiyse yine edecektir.

TÜİK gibi MB gibi kurumların bağımsızlığı yok edilmiştir. Din ve vicdan arasındaki bağ koparılmıştır. Okul türleri arasındaki ayrımcılık eğitimin niteliğini düşürmüştür. Bu politikalar sonucu zengin toprakların yoksul çocukları haline geldik. Ülkemizde enerji sorunu değil, enerji yönetimi sorunu vardır. Dış politikada gel-gitler yaşayan, savunma sistemlerini kullanamayan, sorunlarını erteleyen bir ülke haline geldik.