HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Bizi meşru kılan 7 milyonun üzerinde aldığımız oydur. Yüzde 1'lik parti meşru oluyor da biz neden olmayalım?" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorunu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz” açıklamasına, partinin Van Milletvekili Sezai Temelli’den gelen “Çözümün adresi İmralı’dır” yanıtı üzerine başlayan tartışmalara dair konuştu.

TELE1 "Gündem Özel" programında Merdan Yanardağ'ın sorularını yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, dün verdiği uzun söyleşide “Kalıcı bir barış istiyorsak, çok geniş toplumsal mutabakat ve meşruiyete ihtiyaç var. Çözümün adresi Meclis’tir, hiçbir aktör göz ardı edilemez” sözlerini yineledi.

Sancar, Kürt sorununun yeniden konuşulmaya ve tartışılmaya başlanmasını çok önemli buldukları ifade ederek "Şu an oluşan atmosfer çok önemlidir, çok kıymetlidir. Bu fırsatı kaçırmamak gerekir. Meclis, merkeze çekilmelidir. Görüş ayrılıklarımız olsa da partilerin Meclis'te bunu konuşup tartışması, diyalog zeminin oluşması çok önemli" dedi. Sancar, bir "Genel Başkan sıfatıyla ve kurum adına konuştuğunun" altını çizerek "Biz bu sorunun doğal aktörüyüz ve bunun çözüleceği yer Meclis olmalıdır" dedi. Sancar, geçmiş süreçte 'Meclis'in merkezli alınmamasının' hata olduğunu söyledi. 

Sancar'ın açıklamalrından öne çıkanlar şöyle: 

BÖYLE ÖNEMLİ BİR KONU 2 TWEETLE DEĞERLENDİRİLMEZ

Soru: Sezai Tememli'nin açıklaması partiyi bağlıyor mu? Kemal Kılıçdaroğlu'nun adımını ve diğer partilerin Kılıçdaroğlu'na verdiğini desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mithat Sancar: "Dün benim uzunca bir söyleşim yayınlandı. HDP'nin kurumsal görüşünü eş genel başkanlar ve yetkililer temsil eder, asıl onların görüşlerine bakmak gerekiyor. Böyle önemli bir konuyu sadece 1-2 tweet ile değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Ben partinin genel başkanıyım ve dünkü uzun söyleşide net biçimde ortaya koydum. HDP bütün sorunları çözmeye aday bir partidir, özellikle Kürt sorunu konusunda aktördür, taraftır.

Kürt sorunun barışçıl çözümü için yola çıkan partiler çoğunlukla Kürt sorununa odaklanmıştı. HDP ise bütün sorunları çözmeye taliptir.

'ÖNCEKİ SÜREÇTE' MECLİS'İN MERKEZE ALINMASI YANLIŞTI

Soru: Sezai Temelli'nin 'asıl muhatap' ifadesi özellikle tepki çekti...

Mithat Sancar: HDP diyor ki Kürt sorununun çözümünde aktörüm, çözümün adresi doğal olarak TBMM'dir. Kürt sorunu öyle basit bir sorun değil. 80 yıldır uğraştığımız, silahla iç içe geçmiş sorunlardır.

Çoğulcu ve görevini yerine getiren bir Meclis olursa bu konuların tartışılacağı, mutabakatın aranacağı yer Meclis'tir. Bir önceki süreçte Meclis'in merkeze alınmaması yanlıştır. O dönemde 'akil insanlar heyeti'ndeydim. O zaman da söyledik.

Kürt sorunu geçmişte rahat rahat tartışılırken son birkaç senedir tekrar sıfırdan başlayacak noktaya getirildi.

Halkın iradesini yansıtan, yetkileri geniş bir Meclis bu işleri yerine getirebilir.

'KÜRT SORUNU' ÇOK KATMANLI BİR SORUN

Soru: Kılıçdaroğlu'nun yaklaşımı?

Mithat Sancar: Eğer bir süreç başlayacaksa Kürt sorununun çok katmanlı olduğu unutulmamalıdır. Kürt sorunu çok boyutludur ve içinde farklı aktörler vardır. 2013 ve öncesinde çok konuşuldu, şiddetten arındırılması gerekiyor. Yani silahların susması gerekiyor. Bunların Meclis'te tartışılması gerekiyor. Türkiye'de çözüm süreci ile ilgili kanun bile çıkarıldı. Bizim dediğimiz açıktır. Soruna çok katmanlı yaklaşırsanız, bütünlüklü yaklaşırsanız çok daha kolay olacaktır. Kimlik meselesi, yerel yönetim meselesi, tarihsel süreç var...

Bunları yeniden konuşmak çok önemli çünkü yıllardır konuşulmuyor.

Ben partimin genel başkanı olarak, kurumsal olarak konuşuyorum. Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından farklı çıkışlar da geldi partiden. Temelli'nin ifadesini de kişisel algılamak gerekir. 

Bir tartışma başlamışsa bunu olgunlukla tartışıp ortaya koymak için hızla yol alabliriz. Şimdi bu noktaya gelinmiş olması HDP'nin çağrılarıyla ilgilidir. Partilerin farklı görüşleri olabilir. Diyolog ve müzakere önemlidir ve HDP olarak üstümüze düşen her sorumluluğu yerine getireceğimiz ortadadır.

TÜRKİYE'NİN İÇİNDE BULUNDUĞU ORTAM, DOĞRU BİR ORTAMDIR

Soru: Demirtaş'ın 'açıklaması' sizinle açıklamanızla uyumlu...Kılıçdaroğlu ısrarını sürdürdü, Bahçeli'ye verdiği yanıt bunun kanıtı. Bunları nasıl değerlendiriyırsunuz?

Mithat Sancar: Türkiye'nin şu an içine girdiği ortam doğru bir ortamdır.

HDP'nin tutumu açıktır, diğer partilerin de bu tartışmaya girmesi çok önemlidir. Açıklayacağımız deklerasyonumuzu açıkladığımızda bunu daha net göreceksiniz. "HDP bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirecektir" cümlesini tekrar tekrar söylüyorum. Bunu da aylardır her platformda söyledik. Şu anki atmosfer, diyalog zeminin oluşması çok önemlidir.

BİZİ MEŞRULAŞTIRAN ŞEY ALDIĞIMIZ OYDUR

Mithat Sancar: 2015'ten beri bütün o saldırılara, düşmanlaştırılmaya, kara propangadalara rağmen yüzde 10 üzerinde oy aldık. Bizi meşrulaştıran şey bu. Demokrasinin temeli bu değil mi. Türkiye'de yaşayan 7 milyon insan oy veriyor, biz 10 milyonun üzerini hedefliyoruz, bizi meşru kılan bu. Yüzde 1'lik parti meşru da biz neden meşru olmayalım. HDP'nin çözüm için ne kadar yapıcı ve vazgeçilmez olduğu bir kez daha ortaya çıkacak. Demokratik siyaseti canlı tutma argümanını en önemli kılan partidir. Konuşursak, tartışırsak çok daha fazla yol alacağız.

Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı bir rapor tartışma için söylemiyorum, oraya da bakarsanız bu sorunun çok katmanlı olduğunu onlar da söylüyor.

Bunların yasal çerçevede, şeffaf, Meclis odaklı yapılmasını istiyor HDP.

HDP, en doğal aktördür çünkü Kürt halkının oyunun çoğunu alan partidir.

Biz bu süreci deneyimledik, bunu yasal zemine oturtacağımızı konuşmamız gerekir.

İKTİDARIN YAKLAŞIMI

Mithat Sancar: Kürt sorunun en önemli sıkıntılarından biri seçim için araçsallaştırmaktır. İktidarın da böyle hedefi var tabi ama bütün taraflar için söylüyorum.

Geniş mutabakatla bugünkü iktidara karşı barış zemini yaratabiliriz...

'Barış' inşa edilir. Biz siyasi aktörler sorumluluğumuzu yerine getirmek zorundayız. Bu nedenle HDP yapıcı olacak, tüm sorumluluğunu yerine getirecek.

Türkiye'nin yeni bir çıkışa ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu ile görüş farklılıklarımız vardır ama önemli olan müzakere edebilmek ve ortak zemin yakalayabilmektir. Geniş bir toplumsal zemin bu soorunu çözmek için katkı sağlayacaktır.

SANCAR, DÜNKÜ SÖYLEŞİDE NE DEMİŞTİ?

“HDP’NİN ROLÜ KONUSUNDA BİR TARTIŞMANIN OLMAMASI GEREKİYOR”

Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunun çözümüne yönelik bir niyet beyanı ve öneriyi ortaya atmış olmasının önemli olduğunu söyleyen Sancar, şöyle konuştu:

“Aslında HDP’nin rolü konusunda bir tartışmanın olmaması gerekiyor. HDP kendi rolünü her fırsatta açıklayan bir partidir. Hem eş başkanlar hem yetkili kurullar açıklamalarında HDP’nin rolünü ve hedeflerini çok net bir biçimde ortaya koyuyorlar. HDP, Türkiye’deki tüm sorunları çözmeye talip ve aday bir siyasi aktördür. Ayrıca güçlü bir toplumsal tabana dayandığı için de Türkiye’nin tüm sorunlarının çözümünde göz ardı edilmesi mümkün olmayan bir faktördür. Bu açıdan baktığımızda, Kürt sorunun çözümü noktasında da HDP’nin muhataplık ve aktörlük rolü açıkça ortaya çıkar. HDP, Kürt sorunun çözümü için her türlü görevi ve sorumluluğu yerine getirme amacıyla kurulmuş bir partidir. Daha doğrusu HDP, kendisinden önce Kürt sorununun barışçıl, demokratik çözümünü hedefleyen partilerin mirasını devralmış ve bunu daha bütünlüklü bir çerçeveye oturtmuştur. HDP, Kürt sorunun çözümünü Türkiye’deki demokrasi sorununun temeli olarak görmektedir.”

HDP olarak temel amaçlarının “Türkiye’de demokrasiyi ve barışı sağlamaktır” olduğunu vurgulayan Sancar, “Bunun da asıl yolu Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümünden geçiyor. HDP’nin rolüyle ilgili bu konuda herhangi bir şüphe duyulması ya da tartışma yürütülmesi anlamsızdır, yersizdir. Biz son derece açık söylüyoruz. HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarının tümünü her yönüyle ele alacak birikime ve siyasi akla sahiptir” ifadelerini kullandı.

İMRALI’NIN ROLÜ

Sancar, Kürt sorununun çözümünde İmralı’nın rolü üzerinde de durdu. Bu tür sorunların çözümü için bütünlük bir bakış açısı gerektirdiğinin altını çizen Sancar, “Kürt sorununun çok boyutlu ve çok aktörlü bir nitelik taşıdığını göz ardı etmemek gerekir. Kürt sorununda çözüm için niyet beyan etmek, aynı zamanda bütünlüklü yöntemler geliştirmeyi de gerektiriyor. Bütünlüklü yöntem derken, çeşitli mekanizmaların varlığından söz ediyorum. Kürt sorunu gibi çok boyutlu ve çok aktörlü bir meselenin incelikli, iyi tartışılmış, sağlıklı mekanizmalarla çözülebileceğini görmek gerekiyor. Bu sadece Kürt sorununa özgü bir durum da değil. Dünyada benzer sorunların tümünde de aynı nitelikler, aynı özellikler göze çarpıyor. Bu sorunlar, tekrar ediyorum, çok boyutludur, çok aktörlüdür. Şimdi önceliklerimizi belirlememiz gerekiyor” dedi.

Siyasi çözüm için Meclis’i işaret eden Sancar, İmralı’nın ve HDP’nin rolü konusunda şu ifadeleri kullandı:

“Öncelik, siyasi çözüm ise bunun ana adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca eğer kalıcı bir barış istiyorsak çok geniş bir toplumsal mutabakata ve meşrutiyete de ihtiyaç vardır. Bunun için de Kürt sorunundaki aktörlerin tümünü hesaba katmak gerekir. Bu aktörleri göz ardı ederek bütünlüklü bir yöntem oluşturmak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Esasında Türkiye bu durumu geçmişte, mesela 2009’da 2013-2015 arasında deneyimledi. Bana sorarsanız İmralı’nın rolü tartışması çoktan aşılmış olması gereken bir meseledir. İmralı’nın da bu konuda önemli rolü vardır ve olacaktır. Bu gerçeklik de geçmişte zaten ayrıca hayata geçirilmiştir.

Şimdi İmralı ile HDP’nin rolünü karşı karşıya getirmek, Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşımı zorlaştırıyor. Hatta Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşım geliştirme imkanlarını çok büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. HDP, kendi siyasi aktör rolünü ve toplumsal gücünü elbette hem muhataplık hem de çözüm için sonuna kadar kullanmaya hazırdır.”

“ÇÖZÜM İÇİN DAHA FAZLA ÇALIŞMA YAPILMALI”

CHP’nin bu yaklaşımı yeni değil. Daha önce de zaten benzer yaklaşımlar dile getirilmişti. Ama bütün taraflara bizim önerimiz şudur:

Kürt sorununu gerçekten çözmek istiyorsak, yöntemi bütünlüklü ele almak gerekir. Sorunun çok boyutlu ve çok aktörlü olma durumunu ve gerçekliğini hesaba katmamız gerekiyor. İyi oturmuş bir siyasal mekanizma, şeffaf bir yönetim ve ilgili tüm aktörlerle diyalog ve müzakere, bu yöntemin parçaları, temel unsurları olmalıdır. HDP bu konuda zaten sürekli vurguladığım gibi çözüm için bir siyasi aktör, bir toplumsal güçtür. Burada bize düşecek her türlü sorumluluk ve görevi yerine getirmeye hazırız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklaması, geride kalmış olması gereken ama bir süredir bastırılan bir tartışmayı yeniden canlandırdığı için belki de bu açıdan olumlu bir etki yaratabilir. En azından Kürt sorununun çok boyutlu, çok aktörlü niteliğini ve bu niteliğe uygun yöntemlerin nasıl geliştirileceğini yeniden tartışmak gibi bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Şimdi herkesin gerçekçi bir çözüme giden sağlam yollar konusunda daha fazla çalışma yapması ve daha titiz davranması gerekiyor.”

“TEMELLİ’NİN AÇIKLAMALARI KİŞİSEL GÖRÜŞÜDÜR”

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin, sanal medya hesabından Kürt sorunun çözümüne yönelik İmralı’yı işaret etmesi ardından başlayan tartışmalara da değinen Sancar, şunları söyledi:

“Sezai arkadaşımızın açıklamaları kişisel görüşüdür. Sosyal medyada bu tür açıklamalar kısa bir şekilde yer alıyor ve tartışmalara, farklı yorumlara uygun bir ortam yaratıyor. HDP’nin yaklaşımını merkezi organları açıklar. En üst düzeyde de eş başkanların sözleri HDP’nin politikasını temsil eder. HDP’nin politikalarını asıl yansıtan, eş başkanlar ve yetkili kurulların açıklamalarıdır. Sezai arkadaşımız kendi görüşünü açıklamıştır. Sadece HDP’de değil, diğer partilerde de bu durumlar olabiliyor. HDP’yi, HDP’nin kendi kurumsal açıklamaları açısından tartışmak ve HDP’nin yetkili organlarını muhatap alarak müzakere etmek en doğrusudur.

HDP, çoğulcu bir partidir. Birçok konuda farklı düşünen arkadaşlarımız olabilir. Ama aynı zamanda HDP, temel ilkeleri etrafında çok sağlam kenetlenen bir yapıya ve tecrübeye sahiptir. Farklı görüşler kendi kurullarımızda tartışılır, ele alınır ama politika mutabakatla belirlenir. Belirlenen politikayı da partinin bütün çalışanları ve mensupları, hayata geçirmek için çalışırlar.”

“YAKLAŞIMLARIMIZI 27 EYLÜL’DE AÇIKÇA ORTAYA KOYACAĞIZ”

Sancar, 27 Eylül’de açıklayacakları deklarasyona da işaret etti. Sancar, bu deklarasyona dair “Esasen 27 Eylül’de açıklayacağımız deklarasyonda yaklaşımlarımızı açıklıkla ortaya koyacağız. Bu deklarasyonun tabandan merkezi kurullara kadar her kademede yapılmış tartışmaların bir ürünü olduğunu da bir kez daha hatırlatayım” dedi.