Akşener, "Esnaf önceden 'Allah Erdoğan'dan razı olsun' derdi. Şimdi Erdoğan'ın en çok oy aldığı illere gidiyorum ama bu cümleleri duymuyorum" dedi...

İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Halk TV canlı yayınının konuğu oldu.

"Suat Toktaş ile Liderler Özel" programının ilk konuğu olan Akşener, gündeme dair soruları yanıtlıyor.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Ben esnaf ziyaretine başladığımda daha pandemi yoktu ve ekonominin çok kırılgan olmaya başladığı dönemde gezmeye başladım. Esnaf önceden "Allah Erdoğan'dan razı olsun" derlerdi. Şimdi Erdoğan'ın en çok oy aldığı illere gidiyorum ama bu cümleleri duymuyorum.

O dükkanlarda gençlere, EYT'lilere, besiciliği bitme noktasına gelmiş esnafa, çiftçiye, yani o toplumda herkese rastlıyorsunuz. Dolayısyla dükkanlar ilginç yerler.

Ben şimdi esnafı geziyorum. Elektrik zammını, alım gücünün ne kadar azaldığını, kiralık dükkanların stopaj vergisinin ne kadar yüksek olduğunu o dükkanlardan öğrendim. 20 Ocak 2020'den itibaren her malın 2019'a göre daha pahalıya alındığını, alım gücünün düştüğünü onlardan öğrendim. Biz, öğrendiklerimiz üzerinden iktidara açık kaynaklardan önerilerde bulunduk.

Şimdi gittiğimiz yerler inanılmaz derecede kavruluyor. Doğu Anadolu'da inanılmaz bir kuraklık var.

Göle'ye gittim, Kürt nüfusun ağırlıklı olduğu bir yer. Konuş dediler ama herkes sesini duyurmaya çalışıyorlar. Esnaf, çiftçi ağlıyor. Besicilerin durumu feci, ister süt, ister et olsun. Feci durumdalar. KPSS'den 90 alan '62 alan girdi, ben elendim' diyor mesela. 20 aydır gezdiğim için o korku duvarının nasıl aşıldığını gözlemledim. Asıl mesele onların sesi olabilmek ve biz onların sesi olduk. Dün AKP'ye oy verenler dahi şikayetçi. İl ve ilçe Belediyeleri eliyle kayırma yoluyla insanlar zenginleşmiş. Müthiş bir kayırma var. Zenginleşmiş. Zenginleşenler AK Partili. Kimsesizlerin Kimsesi AKP gitmiş. Zenginler AKP'li, altta kalanlar diğerleri, her partili...

"ERDOĞAN ÜLKEYİ YÖNETTİĞİ SÜRECE HER CANLI TERÖRİST OLMAYI TADACAKTIR"

"Sayın Erdoğan bu sistemle iktidar başında kaldığı sürece her canlı terörist olmayı tadacaktır. Seyyar sebze-meyve satanlar, pazarcılar terörist oldu. Hatta ben 'Merhaba teröristler' deyince 'seni hapse attıracağım' demişti. Bugün de zincir marketler terörist oldu. Bu, kendi beceriksizliğini halka mal etmek demektir."

ERDOĞAN'IN ÖĞRENCİ KREDİLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMASI

Sayın Erdoğan'ın öğrencilere gözünüze dizinize dursun demesi, 650 lirayı biz verdik demesi, Erdoğan o paraları veriyor ama senin benim vergilerimle veriyor. Sayın Erdoğan sadaka dağıtmıyor, zekatını vermiyor. Lütuf etmiyor. Şimdi simit hesabından bakalım duruma. Ben bugün sordum, İstanbul'daki otobüs ücretlerini vs. Tek vasıta kullandığını varsayın, günlük 20 liradır öğrencinin eline kalan. 2 buçuktan günde 5 lirası yol. Sabah bir simit, bir çay (peynir yok); öğlen bir simit bir çay, akşam bir simit bir çay; 20 lira bitti. 650 liranın karşılığı. Peki 5 maaş alan danışmanlarını ne yapacağız Sayın Erdoğan, ayıptır, günahtır. 11 Maaş alan var bu ülkede.  

GENÇLER SOSYAL MEDYADAN, DAHA YAŞLILAR MUHALİF MEDYADAN

Gençler umudunu kaybetmek istemiyor, eşit şartlarda rekabet istiyor diyen Akşener, "Halk TV'yi, TELE1'i, KRT'yi izliyorlar." dedi. Gençlerin daha çok sosyal medya ağırlıklı haber aldığını söyleyen Akşener, daha yaşlıların televizyonlardan ve kendilerinin sayesinde haberdar olduklarını ifade etti.

YURT MESELESİ

500 miyon dolarlık uçağın birini satsa 81 ilde 2 bin kişilik yurt yapılır. Bunu afaki söylemiyoruz, arkadaşlarım hesapladı. Ama itibardan tasarruf edilmiyor. 

SEÇİM ÖNCESİ GERGİNLİK BEKLİYOR MUSUNUZ?

(Rize'de provokatif durum?) Bağırdılar, çağırdılar bir şey olmadı. Saçmalık. Kaosun parçası olan kaosu yönetemez. Ne yapılırsa yapılsın, seçim yasasındaki değişiklikler, sosyal medya yasası gibi saçmalıklar yaşanır. Başka bir şey olmaz. Seçim yasasındaki değişiklikten hiçbir şey olmaz. (Baraj MHP için mi düşürüldü?) Bilmiyorum ama biz yüzde 5 olarak öneriyoruz. Bizim baraj sorunumuz yok. Bu ay biz yüzde 16 çıktık. Bu 9 aylık anketin ortalaması. Bildiğiniz anket şirketlerine üyeyiz. Sosyolojik araştırmalar yapıyoruz. Kararsız seçmeni anlamak bir çalışma yapıyoruz. 

AKP'yi anketler 25-30 arasında görüyoruz. 

HDP SEÇMENİ

HDP'nin seçmeni son zamanlardaki gelişmelerden dolayı oy verdiğini söylemekten çekinebilir. O nedenle ne kadar güvenilir bilmiyorum. "AKP'ye oy verirlerse bile değil" biri bana dedi ki; "Ak Partili isen makbul vatandaşsın, HDP'ye oy verirsin teröristsin" dedi. Dedim ki "ben de aynı durumdayım. Bir gün yerli ve milli oluyorum, Sayın Bahçeli 'buyrun yuvaya' diyor; bir gün bakıyorsun terörist oluyorum, fetöcü oluyorum, PKK'lı oluyorum..."

SİYASETİ DİZAYN EDEN BİR EŞ GÜDÜM, KOORDİNASYON VAR GİBİ GÖRÜNÜYOR?

Mesela ülkede ani bir şey oluyor, o konu hakkında kimi zaman Kılıçdaroğlu, kimi zaman ben talepte bulunuyorum; baş başa görüşüyoruz, bazen de telefon da görüşüyoruz.

En son 29 Ekim'de Ekrem İmamoğlu için söylediklerim malum medya tarafından çarpıtıldı. İmamoğlu'nun başına bir bela sarmışım gibi oldu, rahat rahat açıklamak için istedim, bu nedenle görüştük.

TEK ADAY MI ÇOK ADAY MI?

Ben 24 Haziran'da adaydım ve orada bir tecrübem oldu. Ben adaydım, Sayın İnce adaydı, Temel Bey adaydı. Dolayısıyla Millet İttifakı'nın 3 bileşeninin birer adayı vardı. Bu ittifak içinde 2. tura kalanı destekleyeceğimizi ilan ettik ama birinci turda geçebilecek gibi bir psikoloji oluştu. Hem Temel Bey'in hem benim buna engel olduğumuza dair bir psikoloji oluştu seçmende. Ve bir baktık biz Tayyip Bey ile değil birbirimizle rekabet ediyor olduk. Ben bunu sağlıklı bulmadığımı ifade ettim. Yeni partiler var, yeni masa kurulacak. Bu masada neler olacak ben bilmiyorum. Tek adayla gidilmesini söyleyerek bunu bir hüküm cümlesi olarak ortaya koymuyorum ben, tecrübeye dayalı bir fikir bu. 

CUMHURBAŞKANI DEĞİL, BAŞBAKAN ADAYIYIM

Şimdi cumhur iitifakının adayı Erdoğan ve seçildiği takdirde Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi devam edecek. Dolayısıyla müthiş yetkileri olan bir sistemde Erdoğan kazanacak. Bizim ise ikili bir sistemimiz var. Bir cumhurbaşkanı seçeceğiz ve dolayısla seçilen kişi parlamenter sisteme geçişin taşlarını döşeyecek. X, Y, Z kim seçilirse seçilsin, seçilen kişi cumhurbaşkanı olacak ve ivedilikle güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin taşlarını döşeyecek ve o kişi cumhurbaşkanı olarak kalacak. Ve o kişi herkesi cumhurbaşkanı, partili değil, herkesi birleştiren yani sembolik durumda kalacak. Yani biz Erdoğan'ın yerine ikinci bir Erdoğan seçmeyeceğiz. Dolayısıyla 1- kazanmamız gerekiyor. 2- Parlamenter sisteme geçmemiz gerekiyor. Diyelim geçtik. Daha sonra seçim yapılacak. Parlamento seçilecek. Ve o seçimde başbakan seçilecek. Biz şu an iş birliği içinde rekabet yapıyoruz. Ama o zaman rakip olacağız. 

Ben Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı tarfine yüzde yüz katılıyorum.

Ben kesinlikle cumhurbaşkanı adayı değilim. Başbakan adayıyım.

Bu sistemi değiştirmek için cumhurbaşkanlığını almamaız gerekiyor. Mesele Tayyip Bey meselesi değil. Oraya bu sistemde kimi oturtursan oturt o yetkilerle kafa gider. Bu sistemin Türkiye'yi uçuruma götüreceğini anlattık. Ve haklı çıktık. Keşke çıkmasaydık. Dolayısıyla haklı çıkanlar olarak bir şeyler yapmalıyız. Diyelim ki seçildiniz, orada oturacaksınız, bu sistemi parlamenter sisteme geçişini sağlayacaksınız. Saygın, tarafsız bir cumhurbaşkanı olacaksınız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun tarifine bu nedenle katılıyorum. (Kılıçdaroğlu da aday olursa?) Ne güzel rekabet halinde oluruz. Gerçi alıştık birbirimize.

CUMHURBAŞKANI ADAYININ ÖZELLİKLERİ

Bu geçişi saplayacak.

Egosu yüksek olmayacak

Kutuplaştırma yoluna gştmeyecek. 

(Kılıçdaroğlu da bu özelliklere uyuyor?) Aday olup olmayacağını bilmiyorum, bunları hiç konuşmadık, konuşsaydık söylerdim. O masa kurulduğunda konuşulacak. 

TEK ADAYLA İLK TUR ŞANSI OLUR

Biz bu seçimi alacağız. Tek adayla gidilirse ilk turda alma şansımız olur. Ama çok aday olursa ikinci tura kalır ama yine alırız. 

Bugün Erdoğan'ın herhangi bir hata için birini suçlayacak durumu kalmadı. Sorunlar ona gidiyor artık. 

KÜRT SORUNU 

"Kılıçdaroğlu açılım süreci için meclis-i işaret etti. Bunu ilk defa söylemiyor. İkinci bir şey daha var orada sayın Kılıçdaroğlu HDP yi başlat aktör olarak gösterdi. Cemil Çiçek'in Başkanlığı döneminde Meclis'te bir anayasa değişikliği oldu, bütün partiler birlikte çalıştılar. Böyle bir durum oldu. Sayın Müsavat Dervişoğlu'nun açıklamalarına da katılıyorum, o zaman İmralı'yı masaya koydular muhatap olarak. Sayın Kılıçdaroğlu başından itibaren HDP'nin buralara mesafe koymasını söyledi. Biz de söyledik. Buna karşılık imralı'nın mektubunu okutan, Abdullah Öcalan'ın kardeşini televizyonlara çıkaran bir Cumhur ittifakı var.

Cumhur ittifakı bileşenleri Abdullah Öcalan'ı muhatap olarak kabul eden bir tablo ortaya çizdi. Ben buradan Bahçeli ve Erdoğan'a sesleniyorum; "Kandil ile İmralı ile aralarına mesafe koysunlar." Bunlar kim, terör örgütü lideri. Millet İttifakı'nın iki bileşeni, biz İmralı'yı da Kandil'i de muhatap almıyoruz. Ama HDP yöneticileri de Kandil bizden önde diyorlar. Ama meşruiyet üzerinden gidersek eğer, HDP mecliste temsil edilen, milletin oy verdiği, devlet hazinesinden para alan, Meclis'te bulunan, Meclis Başkan Vekilleri bulununan meşru bir parti. Kimse buradan bizi vurmasın. Bir siyasi parti bunlar, kimse onun üzerinden konuşup bizi suçlamasın. Dolayısıyla HDP, hukuki ve meşru bir partidir.

Kılıçdaroğlu ilk defa da söylemiyor. Ben tercüme edeyim, Kılıçdaroğlu diyor ki; 'Aranıza mesafe koyun.' Ama koyamadılar."