Toplumsal Ankara

HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Anadilde Eğitim Hakkı’na Dair Kanun Teklifi'ni Meclis'e sundu. HDP'nin teklifi, Kürtçe'nin eğitim dili olması için Meclis'e sunulan ilk kanun teklifi olma özelliği taşıyor.

Taşçıer'in meclis'e sunduğu teklifte "Türkçe’den farklı dilleri konuşan Türkiye vatandaşları; demokratik toplum ve evrensel yasalar çerçevesinde, parasız, her derece ve türdeki, eğitim ve öğretim kurumlarında anadillerinde eğitim alma hakkına sahiptir" maddesi yer aldı.

Kanun teklifinin genel gerekçesinde ise şu ifadeler kullanıldı:

Türkiye farklı etnik grupların birlikte yaşadığı tarihsel ve kültürel mirası olan çok dilli ve çok kültürlü bir coğrafya olmasına rağmen, özellikle, Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bu kültürel miras ve farklılıkları gözetmeyen tekçi bir anlayışla evrilmiştir. Tekçi anlayışın getirdiği asimilasyon politikaları, hiç kuşkusuz, Türkçe dışındaki dillerin yasaklanması ve yasal statü dışında bırakılması olarak uygulanmıştır. Cumhuriyetten itibaren iktidara gelen bütün partiler bu politikaları benimsemiş ve bu coğrafyada yoğun bir nüfusa sahip Kürt halkı başta olmak üzere diğer halkların da anadillerini yasaklamış, tarihsel/kültürel birikimlerini ve miraslarını yok saymışlardır. Günümüz modernleşmesinin ve hızlı tüketim kültürünün gelişmesinin kaçınılmaz sonucu olarak yasal statüye sahip olmayan başta Kürt dili (Kurmanci-Zazaki) olmak üzere Türkçe dışındaki dillere uygulanan asimilasyon politikaları karşısında zayıf düşmekte ve tarihsel süreç içeresinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Aynı zamanda dilin yok olmasını, bireyden topluma kadar, her halkın kültürel ve siyasal birikimlerini zayıflatmakta hatta yok etmektedir.

Dil, bir iletişim aracı olmaktan çok daha fazlasını ifade eder. Her dil, o dili konuşan toplumun tarihinin ve kültürünün taşıyıcısıdır. Anadil, insanın dünyayla kurduğu ilk ilişki olmakta ve bu ilişki kişiliğin, kimliğin, duygusal ve zihinsel gelişimin ayrılmaz bir parçası olmaktadır. Anadilde eğitim bir yandan çocuğun kültürel kimliğini, kişiliğini ve kendisine saygısının geliştirilmesini sağlarken diğer yandan çocuğun toplumsal ve ekonomik yaşama etkili katılımı sağlama konusunda oldukça önem arz etmektedir. Çocuklara ilişkin yapılan araştırmalar, genel olarak anadilin çocukların kişiliklerinin ve eğitimlerinin gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Dil; çocukların iyi bir eğitime sahip olması ve ayrımcı muameleye tabi olmaması, kültür ve kimliğine ait değerleri sürdürebilme hakkının dil ile doğrudan ilişkili olması ve bireyin kişisel gelişimini sağlaması gibi temel işlevlere de sahiptir.

Bu bakımdan dilbilimci ve eğitim bilimi uzmanlarının görüşleri dikkate alınarak hazırlanmış olan AGİT Ulusal Azınlıkların Eğitim Haklarına İlişkin Lahey Tavsiyeleri (1996), anadilin eğitimdeki yeri hakkında son derece doyurucu veriler sunarak çift dilli, çok dilli eğitim modelleri önermektedir. Anadilde eğitimin, çocuğun sağlıklı gelişimi açısından vazgeçilmez öneme sahip olduğu yeterince açıktır.

Uluslararası hukukta da gelişim gösteren dil hakkı; Uluslararası Medeni Ve siyasal Haklar Sözleşmesi, Çocuk Haklan Sözleşmesi’nin, Eğitimde Ayrımcılığa Karşı UNESCO sözleşmesi, AGİK İnsani Boyut Konferansı Kopenhag Toplantısı Belgesi, BM Ulusal veya Etnik, Dinsel ve Dilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Hakları Bildirgesi, Ulusal Azınlıkların Korunmasına ilişkin Çerçeve Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler ile güvence altına alınarak halkların kolektif kimliklerini anadilleri aracılığıyla sürdürme hakkının her şeyden önce anadilde eğitim yoluyla gerçekleşmesi gereği önemle vurgulanmıştır.

Türkiye gibi üniter devlet yapısı içinde olan ülkelerden Fransa, İtalya, Finlandiya, Yunanistan ve birçok Avrupa ülkesi, başta dil hakkı olmak üzere kültürel haklarının tanınması ve korunması, çağdaş demokrasilere ayak uydurma gereğinin yanı sıra, bu kültürleri yaşatma ve geliştirme adına, anadilde eğitim özerkliğini de tanımıştır. Irak Kürdistan Federal Bölgesi’nde Kürtçe ve Arapça resmi ve eğitim dili olarak kullanılmaktadır. Diğer yandan İspanya, İsviçre, Kanada, Belçika, Çin, Hindistan, Afrika Cumhuriyeti dâhil birçok ülke, modern demokrasinin gereği olarak, bölgesel dilleri hâkim dilin etkisinde bırakmadan anadilde eğitim özerkliğini tanımışlardır.

Anayasada, Evrensel hukuktaki “anadilde eğitim hakkı”nın yasal düzenlemelerinin hayata geçirilmesi, ayrımcı ve yasaklayıcı uygulamaların kaldırılması, bunun yanında kültürel farklılıkları koruyup geliştirecek yasal düzenlemelerin yapılması, ülkemizde toplumsal huzuru sağlayarak, vatandaşlık bağını güçlendirecek ve ülkemizi çağdaş demokrasiler seviyesine çıkaracaktır. Ayrıca anadilde eğitim hakkının sağlanması “demokratik bir toplum”un gerekliliklerinin de teminatı olacaktır.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1-) Bu kanun ile Türkçe dışında farklı dillere mensup vatandaşlarımızın, kendi anadillerinde eğitim almaları sağlanmıştır. Böylece anadilleri farklı olan çocukların eğitimin bilhassa ilk kademesinde ciddi öğrenme sorunları ve akademik başarısızlık yaşamalarının önüne geçilerek, çocukların eğitimde fırsat eşitliğine sahip olmasını, resmi dilden farklı dillerin korunmasını ve kuşaklar arasında aktarılabilmesini, toplumda eşitlik duygusunun güçlenmesini ve farklılıkların olumlu bir nitelik olarak görülmesine olanak kılınmıştır. Diğer yandan bu kanun; “demokratik bir toplum”un gerekliliklerinin de teminatı olacaktır.

MADDE 2-) Yürürlük maddesidir.

MADDE 3-) Yürürlük maddesidir.