BirGün'de yer alan habere göre, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) MK Üyesi olan Devrimci Havacı Yüzbaşı Orhan Savaşçı bu sabah Stockholm'de hayatını kaybetti.

HAVA KUVVETLERİ PROLETER DEVRİMCİ ÖRGÜTÜ
1940 Doğumlu Savaşçı politikaya askeri okul öğrencisiyken ilgi duymaya başladı. Sonraki yıllarda kardeşi Gülten Savaşçı sayesinde Mahir Çayan ile tanıştı. Ardından askerler arasında devrimci düşünceler etrafında şekillenen bir yapı kurma adımlarını attı: Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü.

Orhan Savaşı THKP-C'nin kurulma sürecinde askerleri temsilen kurulan ilk Genel Komite içinde yer alan askeriye kökenli tek isimdi.

12 MART'TAN SONRA TUTUKLANDI
Orhan Savaşçı, 12 Mart Muhtırası sonrasında 16 Şubat 1972 tarihinde tutuklandı ve II. THKP-C davasında yargılandı. Önce idam, sonra müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 1979 yılında infaz yasasıyla hapisten çıktıktan sonra yurtdışına gitti

ÇAYAN'IN KAYINBİRADERİYDİ
“Mesele Teslim Olmamakta” kitabının yazarı Atilla Özsever ise Savaşçı'yı şöyle anlatıyor:

"Subay çıktıktan sonra görev yaptığımız kışlada bizim gibi düşünen subay arkadaşlarımızla da ilişki kurduk, örgütsel bir birliktelik sürecini girdik. Bu bağlamda havacı subaylarla da ilişkimiz oldu. Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı, THKP-C liderlerinden Mahir Çayan’ın kayınbiraderiydi. THKP-C ile ilişkim bu vesileyle oldu.

Mahir Çayan’ın kayınbiraderi Hava Yüzbaşı Orhan Savaşçı, Mahir’lerin cezaevinden kaçmayı planladıklarını, içeriyle bu irtibatın nasıl sağlanacağını sormuştu. Bu konuda yardımımız oldu. Savaşçı, daha sonra Mahir’lerin tünel kazdıklarını ancak tünel çıkışında yine Tugay’ın sınırları içinde kalacakları için Ankara asfaltına (bugünkü E-5 karayoluna) kadar olan bölgenin bir krokisinin olması gerektiğini söyledi. Ben de iki arkadaşla birlikte 2. Zırhlı Tugay’ın Ankara asfaltına bakan bir yerinde sütre gerisine yatıp dürbünle araziyi gözlemleyerek kroki çizdim ve bu krokiyi daha sonra Mahir’lere ulaştırdık. Fakat Mahir’ler akşamüstü tünelden çıkış yaptıklarında havanın kararması ve tabii ki firar olayının heyecanı içerisinde bizim çizdiğimiz krokiden pek yararlanamamışlar, Ankara asfaltına başka bir yerden inmişler. Sonra da daha önceden bildikleri evlere gitmişler."