Demokrasi ve Atılım (Deva) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bu ülkenin bir numaralı sorunu, şu anda ülkeyi yönetenlerdir. İktidar kendisini iyice Beştepe’ye hapsetmiş durumda. Sokağın derdini bilmiyor. Koskoca ülkenin kaderi Beştepe’nin etrafında kümelenen dar bir grubun günlük, anlık çıkarlarına endekslendi. Çünkü onlar kuvvetli bir lobi. Cumhurbaşkanı sadece onların sesini duyuyor” dedi.

Deva Partisi'nin İstanbul Beşiktaş 1. Olağan İlçe Kongresi yapıldı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, ekonomik politikaları eleştirirken, iktidara geldiklerinde yapacakları ilk işlerden birinin “dövize endeksli mevduat” uygulamasını durdurmak olacağını söyledi. Babacan, şöyle konuştu:

ÜLKEMİZİ 2001 KRİZİNDEN NASIL ÇIKARDIYSAK, BU KRİZDEN DE ÇIKARACAĞIZ: Enflasyonu da faizi de kuru da tek haneli düşük seviyelere getireceğiz. Krizlerin ortağı Bahçeli’nin ortak olduğu, bir gecede 20 bankayı batıran, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’leri gördüğü o 2001 krizinden ülkemizi nasıl çıkardıysak, bu krizden de çıkaran yine bizler olacağız. Şimdi daha iyisini yapacağız. Hem de çok daha güçlü bir ekiple, bu sefer DEVA kadrolarıyla yapacağız. Biz daha asıl eserimizi yazmadık. DEVA Partisi’yle bu ülkenin kaderine damga vuracağız.

EKONOMİYİ TAMAMEN DOLARİZE EDECEK HATALARA YUVARLANDILAR: Ekonomiyi tamamen dolarize edecek hatalara yuvarlandılar. Rahmetli Özal’ın ‘Kendini uyanık zannedenlerin dalaveresi’ dediği, ‘dövize çevrilebilir mevduat’ uygulamasını getirip, yeni bir şeymiş gibi bugün ‘dövize endeksli mevduat’ diye tekrar uygulamaya başladılar. İş başına gelir gelmez ilk yapacağımız işlerden bir tanesi bu uygulamayı anında durdurmak. Tabii ki devlette devamlılık esastır, devletin sözü sözdür. Önceki hükûmetler döneminde de olsa, özellikle ekonomik alanda bazı şeylerin altına imza atıldıysa, o taahhütlerde devamlılık esastır. Tabii ki yargı yolu açıktır, idari denetim yapılacaktır, Meclis denetimi yapılacaktır. Ama yanlışların uygulanmasına, yeni yanlışlara izin vermeyiz.

MEVSİMLİK İŞÇİ GİBİ DURMADAN MB BAŞKANINI DEĞİŞTİREREK İSTİKRAR SAĞLAYAMAZSINIZ: Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymazsanız; güven, istikrar olmaz. Kendi ülkenizde imzalanmış, adı dahi İstanbul olan uluslararası sözleşmeden bir gece yarısı keyfiniz istedi diye çıkarsanız, güven de istikrar da olmaz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına uymazsanız istikrar olmaz. Mevsimlik işçi gibi durmadan Merkez Bankası başkanını değiştirerek istikrar sağlayamazsınız. İpe sapa gelmez ekonomi teorileri deneyerek, halkımızın tertemiz dini duygularını istismar ederek güven sağlayamazsınız. Bu milleti kutuplaştırarak, bölerek, tehdit ederek istikrar sağlanmaz. İstikrarın parolası hukuktur, özgürlüktür. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, hukukun üstünlüğüne dayanan bir sistemdir. Kararların ortak akıl ve istişareyle alındığı, sadakatin değil liyakatin işlediği bir yönetim anlayışıdır.

KÖKLÜ BİR EĞİTİM VE HUKUK REFORMUYLA EKONOMİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ: Hakkı yenenin hakkını iade edeceğiz. Yasakları kaldıracağız. Ekonomi yönetiminde ortak akıldan ve bilimden şaşmayacağız. Ülkemizde köklü bir eğitim ve hukuk reformu yaparak ekonomimizi büyüteceğiz. Ekonomini büyütmenin yolu sadece ekonomi politikalarından geçmez. Adaleti, hukuku yerle bir ettiyseniz, demokrasiyi işletmiyorsanız o ülkede sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. İşte buna kafaları basmıyor. Üç-beş kişinin parasına para kattığı devri sona erdireceğiz, topyekûn zenginleşeceğiz.

ÖZELEŞTİRİYİ İŞİN İÇİNDEYKEN YAPMIŞIZ: 2023 hedeflerine ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini, bazı konularda adım atmazsak o hedeflerin hayal olacağını anlatmıştım. 2012 yılında düzenlenen Uludağ Ekonomik Zirvesi’nde 'Böyle bir işgücü yapısıyla 25 bin dolarlık millî gelire ulaşmamız bir hayal. Bu kadar düşük bir eğitim seviyesiyle o kadar yüksek bir kişi başı düşen millî gelir mümkün değil. Gerçek anlamda hukuk devleti olamayan bir Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olması da yine hayal" demiştim. Hani bazıları ‘Zamanında niye konuşmadınız?’ diyor ya. Bunun gibi 50-100 tane örnek var. Bugün bir tane bakan çıksın da böyle konuşsun bakayım. Ben o gün ülkenin Başbakan Yardımcısı olarak konuşuyorum. Özeleştiri diyorlar ya, işin içindeyken yapmışız. Zamanında arkadaşlarımızla beraber gidişatı değiştirmek için çok şey yaptık ama her defasında yapmak istediğimiz düzgün işleri engellemeye çalıştılar.

HAYALDİ, GERÇEK OLDU’ DİYE SLOGAN VARDI, ŞİMDİ O GERÇEKLERE BİLE ULAŞAMAZLAR: Eğitim ve hukuk alanında adeta katliam yaptılar. Ekonomiyi geçtim, özellikle bu iki alanda tel tel dökülüyorlar. Eğitime de hukuka da ideolojik ve dar kalıplarla yaklaştılar. Sonuçta 2023 hedeflerinin hepsi hayal oldu. Ortak akıl ve istişarenin yönetimde olduğu günlerde ‘Hayaldi, gerçek oldu’ diye bir slogan vardı. Şimdi o yakalanan gerçekler, bunların yönetimde olduğu sürece bir hayal. O eski gerçeklere bile ulaşamazlar.

BAŞARININ İLMEK İLMEK İNŞA EDİLDİĞİ DÖNEMDEN ELLERİNİ ÇEK: Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Türkiye tarihinde enflasyonu en düşük seviyelere indiren yönetim biziz' diyor. Kendisine önce ‘Bir dakika’ demek istiyorum. ‘One minute.’ Ayrıca gelecek, onu hep beraber sandıkta söyleyeceğiz. Öncelikle, ortak aklın işletildiği, Avrupa Birliği uyum yasalarıyla hukukun ilerletildiği, başarının istişareyle ilmek ilmek inşa edildiği dönemden artık ellerini çek. O başarılar sana ait olsaydı bugün yine yapabilirdin. Niye sen tek yetkili olduğundan bu yana enflasyon, kur, Hazine’nin borçlanma faizi, piyasa faizi durmadan artıyor? Siz dönün tek yetkili olduğunuz döneme bakın. Enflasyonu da faizi de tek haneli rakamlara indiren bizdik. Enflasyonu da faizi de kuru da çift hanelere yükselten ise sizsiniz.

4 YILDIR AYNI TERANE, AYNI MASAL: 4 yıldır aynı terane. 4 yıldır aynı masal. Her defasında ‘Enflasyonu düşüreceğiz’ diyor, her defasında enflasyon daha da artıyor. Maşallah, çok kararlı... Öyle ‘Ben kararlıyım’ demekle olmuyor bu iş. Sürekli hayal satıyor.

ÜLKENİN BİR NUMARALI SORUNU ŞU ANDA ÜLKEYİ YÖNETENLERDİR, İKTİDARDIR: Bu ülkenin bir numaralı sorunu şu anda ülkeyi yönetenlerdir. İktidar kendisini iyice Beştepe’ye hapsetmiş durumda. Sokağın derdini bilmiyor. Koskoca ülkenin kaderi, Beştepe’nin etrafında kümelenen dar bir grubun günlük, anlık çıkarlarına endekslendi. Çünkü onlar kuvvetli bir lobi. Cumhurbaşkanı sadece onların sesini duyuyor. Onlar Beştepe’de sağda solda etrafta, telefonun ucunda. İstikrar deyince, ‘Koltuğumda istikrarlı bir şekilde oturayım’ diyorlar. Güvenden anladıkları da sadece kendi iktidarlarının güvenliği.