Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve üye Avukat Barkın Timtik'in beş yılı aşkın süredir tutuklu olduğu, toplamda 22 avukatın yargılandığı ÇHD davasının üç gün sürecek olan duruşması Silivri Hapishane Kampüsü Duruşma Salonu'nda başladı.

Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve pek çok avukat takip ediyor.

Mahkeme başkanı geçen celse adli emanete yazılan yazıya cevaben birtakım evrakların geldiğini ve bu evrakların adli tıp kurumuna incelemeye gönderileceğini bu sebeple de bu celse esasa ilişkin beyanların alınmayacağını, yalnızca tahliye taleplerinin alınacağını belirtti.

Delil olduğu iddia edilen belgelerle ilgili olarak Taylan Tanay Müdafii Av. İlhan Cihaner  "Bu dijital delillerin altındaki imza bile bu delilleri şüpheli hale getiriyor. Fethullahçı çetenin bu delilleri ürettiğini benzer birçok davada gördük. Delilin ilk çıktığı andan emanete gelene kadar hiçbir aşamada şüphe kalmaması lazım. Bu delillerin usulüne uygun elde edilip edilmediği daha köküne giderek araştırılmak zorundadır" dedi. 

Cihaner, "Delilin Hollanda'da elde edilmesi dahil hukuka uygunluğunun incelenmesi gerekmekte. Bu sebeple Hollanda adli makamlarına yazı yazılarak istinabe yoluyla delilin ne şekilde elde edildiği öğrenilmek zorundadır" ifadelerini kullandı. 

SAVCI MÜTALAASINI TEKRAR ETTİ
Savcı, "Mütalaamızı aynen tekrar ederiz, gelen belgelere bir diyeceğimiz yoktur, adli tedbirler yeterli kalmayacaktır bu sebeple tutukluluğum devamını talep ederiz" dedi. 

Duruşmada, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı söz alırken, "Gizli tanık Kanarya kim, gelsin burada ötsün! Gizli tanıklar mahkemeye getirilemiyor, çünkü bunlar 'gerçek insan' değil" dedi. 

Kozağaçlı, şu ifadeleri kullandı:

Değerli meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum duruşmaya böyle etkin bir avukat katılımı olduğu için. Kendimizi çok güvende hissediyoruz sayenizde. Bu ülkenin tarihinde bu kadar kalabalık ve nitelikli bir avukat tarafından korunmuş bir sanık grubu yoktur. Avrupa'dan gelen 8 yıldır takip eden meslektaşlarıma da çok teşekkür ediyorum, bu davanın peşini hiç bırakmadılar.

Toplumsal muhalefetin temsilcileri, milletvekilleri hepsine teşekkür ediyoruz. (Heyete yönelik) Size de teşekkür ediyorum, belgelerin bulunması olumlu bir gelişme oldu. Sayın başkan bununla ilgili söyleyeceklerimi erteliyorum fakat tanıkla ilgili söyleyeceklerim var.

Savcıya sitem etmek istemiyorum ama 8 yıldır kayıp olan bir delil bulunuyor, hepimiz gayret ediyoruz. İddia makamının da bu gayrete ortak olması gerek. Savcılık bundan aylar önce hazırladı bu mütalaayı. Bu mütalaa da bundan 8,5 yıl önce hazırlanmış iddianamenin yazım hatalarıyla birlikte kopyalanmış hali.

Tanık meselesi ile ilgili konuşmak istiyorum. Savcı 13 tanık bildirmiş bizim suçlu olduğumuzu söyleyen. İstanbul CBS tanıklarını duruşmada ikame etmekten vazgeçiyor. Çok istisna hallerde geçerli bir durum bu, savcı dilekçe yazabilir bundan vazgeçebilir, talepte bulunur bundan vazgeçer mütaladan vazgeçer tamam bunlar kabulüm. Fakat iddianame savcısının bildirdiği 13 tanığı dinlemekten vazgeçti mi? Bunu yazılı olarak söylemeli bize. Tanıkları dinlemeden mütaalayi verdiği için tanık dinlemekten vazgeçti olarak anlıyoruz.

Savcı kamu kurumu olması nedeniyle delilleri muhafaza etmek zorundadır. Siz şimdi bize mühürlü bez torbaları emanet eder misiniz etmezsiniz. Savcılık tanıkları dinlemekten vazgeçtiğini açıklamak zorundadır. Tanık dinlemekten vazgeçiyorsanız onların dediklerinden de vazgeçiyorsunuzdur. 13 tanık Selçuk örgüt yöneticisidir dedi. Tanıkları dinlemekten vazgeçen savcılığa soralım. Yasada haller belli. Tanıklar ölmüş mü? Öldüyse nüfus kaydını getirin.

Akıl hastalığına mi tutuldu tanıklarınız? Sorar mısınız bunu da savcıya? Tanıkların bulunduğu yer mi bilinmiyor? Bu soruların cevabını ancak savcılığa sorarak öğrenebiliriz. Tanıkları göstermişsin, dinlemekten vazgeçmeniz için bu soruların cevabını almanız gerekiyor. Bu soruların bizce cevabı belli. Savcı tanıkları dinletemiyor. Çünkü tanıklar yok. Tanıkların bir kısmı sanal, sahte üretilmiş kişiler. Bir kısmı da savcı. Bir kısmı polis müdürü, memuru. Bu meslek gruplarından sahte delil üretmekten, yalan tanıklık yapmaktan hüküm giyenler oldu.

Düştüğümüz duruma bir bakar mısınız? Savcılık bizim aleyhimize 13 tanık gösteriyor. Savcılığın çoktan peşini bıraktığı 13 tanığın peşine biz düştük. 8 senedir getirin diyoruz getirilmiyor. Kanun bir olayın tek ispatı tanık ise onu mutlaka duruşmada dinleyeceksin diyor. Bizim DHKPC'li olduğumuzu karara bağlayacaksanız bu olgudur. Olgular tanıkla ispatlanamaz. Tanık olayı ispatlar. 13 tanık bize 13 olay anlatmalı.

Bizim dosyadaki tanıklar ne diyor, bu kişi DHKP-C üyesidir. Böyle tanıklık olmaz, bize ceza vermek istiyorsanız olguya dayalı değil olaya dayalı tanıklar bulmalısınız. Bant kaydı olurdu elinizde, tutanak olurdu. Bunlar yok, ben dedikleri hapishaneye hiç gitmemişim.

Tanık gelsin bir kere de yüzümüze söylesin, biz de diyeceğimizi diyelim. Yargılama bunun için. Tanıkları ikame edemiyor savcılık, polise verdiği kağıt var. Tanıksız bu kağıtları okuyamıyoruz,kanun izin vermiyor. Savcılık bir olayla ilgili tanığını geri çekiyorsa mütalaada bunlar ileri sürülemiyor. Savcı burada dinletmek istemiyor tanıklarını ama iddianamede ve mütalaada söz etmek istiyor tanıklarından. Böyle savcılık olmuş.

Ateş, Çelik, Kanarya tutanaklara göre bu gizli tanıklar birden bire emniyete başvurup örgüt hakkında bildiği her şeyi anlatmak istiyor, savcıya gökten tanık yağıyor. Ama kendiliğinden beliren bu tanık duruşma salonuna gelemiyor. Getirin Kanarya'yı burada ötsün. Getirin bize söylesin sözlerini.Dilovası mahlaslı bir gizli tanık Ergenokon davasında bizden bahsediyor. Savcılık heyecanla iddianamesine ekliyor. Gelsin, dinleyelim. Çok net söylüyorum bunlar gerçek kişi değil.

2012/2 mahlaslı tanık tek Ankaralı tanık, ben 30 yıldır Ankara'da yaşıyorum tek Ankaralı tanık. Getirseniz ya onu. Biz aleyhimize delili mahkeme salonuna getirmeye çalışıyoruz. Dünyada böyle sanıklık yoktur. Öyle üstü kapatılarak hareket edilemez. Savcılık, tanıkları dinlemekten vazgeçecek sebebini belirtecek sonra diyecek özür dilerim seni 8 yıl oyaladım 6 yıl tutuklu tuttum diye öyle susarak vazgeçme olmaz.

Yüzleşme isimli tanık var, bunun da ismi güzel. Gelsin burada yüzleşelim. Bunlar talep değil bunlar kanunun amir hükmüdür.

İddianame savcısı Adem Özcan'ın mal varlığına el kondu geçen hafta. Bu iddianameyi Adem'den başka kimse yazamaz, fikri mülkiyet hakkıdır. Sizin bu iddianameyi Varlık Fonu'na devretmeniz lazım.

Siyasi ceza davası avukatlığı en meşakkatlisidir avukatlığın. 23. ACM kapatılmasaydı, hakkımızda onlar hüküm kuracaktı, tensipte demiş ki 2013'te; gizli tanıkların dinlenmesi hususunun sanık sorgularının alınmasından sonraya bırakılması...

Biz sorgumuzu vereli 8 yıl 3 ay oldu. Bu ara kararı yerine getirin. Tensipte sanıklar ve dava konusu olaylarla ilgili bilgisi olan İsmet Özdemir, Baran Furkan Gül, Anıl Osman Çelik'in dinlenmesine...

Tensibi alışkanlıkla oluşturmuşlar, tanıklar dinlensin, yazı yazılsın. Hakimin kulağına birisi yav o tanıklar yok demezse bu ara kararları kurar. Bu ara kararlar kurulduğunda Aziz Ermiş, açık cezaevindeymiş. Dosyada dinlenen tek tanık.

19 Eylül 2013'te dinlenmiş Edirne'de. Avukatımız Aycan Çiçek gitmiş istinabe mahkemesine. Ne demiş tanık? Ben Selçuk'un ÇHD genel başkanı olması gerektiğini bilirim ben İstanbul'da yargılandım, beraat ettim, ama ben örgüt üyesiydim,Selçukla eşi de örgüt üyeliği yapar İstanbul'da.

Aziz'e savcı soruyor, sana bu sanıklar mı talimat verdi? Yok diyor Aziz, ben kendim bunlardan bir şey duymadım. Soruyorlar Aziz'e, avukatın bunlardan biri miydi? Yok, değildi. Bu talimatları ben başkasından duydum Oya Aslan getirdi 2000 yılında. Oya, o yıl 17 yaşında!

Demiyorsunuz buna terbiyesizlik etme Oya o zaman 17 yaşında. Aziz Ermiş devam ediyor. Selçuk'un Kadıköy'de yeri vardır, 2000 yılında da Hollanda'daydı. Bu tanıkları dinletmeyi savcı neden istemiyor anlıyor musunuz?

Tanıklar şişede durduğu gibi durmuyor işte. Beni hayatında görmemiş, Oya'yı hayatında görmemiş uyduruyor. Bu dosyada dinlenebilen tek tanığın durumu budur.

İsmet Özdemir, Ebru'dan adam öldürme için talimat aldığını iddia etmişti. Uyuşturucu kullandığını söyleyen, halüsinasyon gördüğünü söyleyen, şizofren birisi. Ebru'nun yakalanmasına, tutuklanmasına, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasına ve ölmesine neden olan katilidir.

İsmet Özdemir, Selçuk Aymaz'la ve Adem Özcan'la birlikte yargılanıyorlar, Selam Tevhid dosyasında. Suçlama ne? DHKP-C dosyasında ve diğer dosyalarda sahte delil, tanık yaratmak. Hollanda-Belçika belgelerini "mühürleyen" ekip, beraber yargılanıyorlar.

CMK 210. maddesi bu tip şarlatanlıkları, hukuksuzlukları, sahte delil üretmeyi imkansız hale getiren amir hüküm. O tanıklar getirtilecek, dinletilecek. Bu tanıklar dinlenmeden hüküm kurulamaz.

Şimdi diyeceksiniz ki Yargıtay Hollanda-Belçika Belgeleri kullanılabilir demiş. Bunu diyenlerin tamamı sahte delil dosyalarını onaylamaktan ihraç edildi, tutuklandı. Bir kısmı benimle aynı hapishanede. Ciddiye almayın bunların kararlarını.

Mehmet EKİCİ yan hücremde kalıyordu, Mehmet'le çok konuşurduk bu işleri. Kullandırtmamak gerekir kendimizi, polise ya da başka kimseye kullandırtmamak gerekir.

Barkın Timtik söz aldı:

Duruşma takibi için burada bulunan herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, ayaklarına sağlık.

Öncelikle 2005'ten beri adli emanette olduğu iddia edilen belgelerin şimdi getirilmesi üzerinize bir yük yüklüyor. Şimdiye kadar bunları sürüncemede bırakanlar hakkında suç duyurusunda bulunmak gerekiyor.

Bugün açlık grevindeyim, 5. günündeyim. Sibel Balaç 19 Aralık'tan beri ölüm orucunda. Gökhan Yıldırım süresiz açlık grevi eyleminde. Onların talepleriyle Ebru Ablamın talepleri de aynıydı. İki sanatçı hayatını kaybetti aynı taleplerle. Gencecik Mustafa hayatını kaybetti.

Yeni başlayan bu ölüm orucu eylemini engellemek mümkün, ben içerdeyim ve sadece açlığımla bunu engellemeye çalışıyorum. Dışarıda daha başka pek çok şey yapılabilir. Taleplere ses olunması gerekiyor. Bu ölüm orucunun bazı talepleri var biri dijital deliller biri gizli tanık beyanları ve bizim dosyamızda da tam da bunlar var. Bu ölüm orucu ve açlık grevleri eylemleri talepleri nedeniyle yargıyı çok yakından ilgilendiriyor.

Tanık dinleyeceksiniz, tanığın buraya getirilmesini istiyoruz, onların yüzlerini görmek istiyoruz. Gerçek insanlarsa getirin konuşsunlar.

Bugün konuşmak istediğim bir konu, itirafçılık dayatması. Bulunduğum hapishanede yaşanıyor. İtirafçılık politikası esasen halk değerlerinin yozlaştırılmasına dayanır. İki Grup Yorum üyesi biri Sultan Gökçek, İbrahim'in eşi, ona bizzat savcı hapishaneye gelerek itirafçılık teklifinde bulundu. Emel Yeşilırmak'ın ailesini MİT görevlileri kaçırmakla tehdit ediyorlar. Diyorlar ki ailesine "Bu iş bir iğneye bakar, intihar etti deriz." Grup Yorum temsil kabiliyeti çok yüksek bir müzik grubu. Bu yüzden Grup Yorum'la uğraşıyorlar.

Yakın zamanda savcılıkta ifade işlemi esnasında Sultan'ı bizzat savcılık çay içmeye davet etti, Sultan sadece ifade vermeye gelirim deyince tutuklamaya sevk edildi ve tutuklandı. Aradan bir kaç gün geçince savcı bizzat hapishaneye geldi görüşmek çay içmek istedi. Böyle bir şey olabilir mi? Şimdi bunlar mutat oluyor, bir itirafçılık politikası ile yargılama yapılmaya çalışılıyor. Benim tutukluluğumun uzamasının nedeninin benim hakkımda da itirafçılar yaratılmaya çalışılması olduğunu düşünüyorum.

Yoksa dosya Yargıtay'da bozulduğunda tahliye edilmem gerekirdi. Ben her celse söylüyorum size; siz beni tahliye etmek zorundasınız, hukuken zorunlusunuz buna söyleyeceklerim bu kadar.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ve üye Avukat Barkın Timtik'in beş yılı aşkın süredir tutuklu olduğu, toplamda 22 avukatın yargılandığı ÇHD davasının üç gün sürecek olan duruşması Silivri Hapishane Kampüsü Duruşma Salonu'nda görüldü. Mahkeme, Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik’in tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 23 Mart 2022'ye erteledi.