Sözcü yazarı Çiğdem Toker, bugünkü köşesinde “yolsuzluk” ve “israf” sözcüklerine dikkat çekerek, muhalefetin kullandığı dile işaret etti.

“‘Emanet edilen gücün özel çıkarlar için kötüye kullanılmasına’ yolsuzluk deniliyor. Bu kapsayıcı tanım, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün.‘Söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkanları meşru olmayan amaçlar için saçıp savurmaya’ ise israf. Bu tanım da Türkiye Diyanet Vakfı'ndan.” diye yazan Çiğdem Toker, “Birinde, ötekilerin haklarını, kaynaklarını korumayı üstlenenin, kişisel çıkarları için bu sorumluluğu kötüye kullanması söz konusu. Diğerinde ise malı ve imkanları saçıp savurmak. Çoğunlukla da kendi malını. İsraf eden ahirette sorgulanıyor. Yolsuzluk yapanın bu dünyada hesap vermesi gerekiyor. İsraf eden için bu dünyada yaptırım korkusu yokken, yolsuzluk yapanın -eğer yargılanırsa- var. Birinin cezası bu dünyada, diğerinin -inançlı olanlar için elbet- ahirette” ifadelerini kullandı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kullandığı dile de dikkat çeken Çiğdem Toker, “Kılıçdaroğlu, bürokraside denetimden gelmiş bir siyasetçi. Milletvekili seçildiği ilk yıllarda hepimiz onu gündeme taşıdığı belgeli yolsuzluk dosyalarıyla tanımışken, yeni dönem dil değişikliği dikkat çekmeyecek gibi değil” şeklinde yazarak, “yolsuzluk” ifadesi yerine “israf” sözcüğünün kullanılması tercihinin muhafazakar dile teslim olma olduğunu anlattı.

'YEREL SEÇİMDE BAŞLADI'
Toker, ana muhalefette muhafazakar dilin nasıl başladığını ise şöyle anlattı:

Son yerel seçim kampanyalarından bu yana muhalefet cephesinde israf sözcüğünü sık duyuyoruz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da iktidar aktörlerinin kamu kaynaklarındaki kusurlu, yasalara hukuka aykırı uygulamalarını gündeme getirirken, sıklıkla “israf” diyor.

Birkaç gün önce polislerin söktüğü, imzasını taşıyan “Ya Kanal Ya İstanbul” afişlerinde İmamoğlu, “Kanal İstanbul'a kimin ihtiyacı var”, “İstanbul'un mu yoksa kurdukları israf düzeni bozulanların mı” diyordu.

Kılıçdaroğlu da partisinin geçen ayki kurultayında açıkladığı “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nde şöyle seslendi:

“Devlette itibar israfı önlediğimiz ölçüde artar. Har vurup harman savurma anlayışıyla devlet yönetilemez. Kul hakkı yemek en büyük günahtır diyoruz.”

Kılıçdaroğlu, bürokraside denetimden gelmiş bir siyasetçi. Milletvekili seçildiği ilk yıllarda hepimiz onu gündeme taşıdığı belgeli yolsuzluk dosyalarıyla tanımışken, yeni dönem dil değişikliği dikkat çekmeyecek gibi değil.

İTTİFAK STRATEJİSİ

Yeni ama muhafazakar dil tercihinin, Millet İttifakı stratejisiyle ilgisi olduğu açık. İttifakı seçime kadar olabildiğince genişleteceğini ilan eden CHP'nin temel motivasyonun ise mütedeyyin seçmeni gözetmek olduğu anlaşılıyor.

Ana muhalefet partisi CHP, bu dili kendi stratejisi bakımından doğru buluyor olabilir. Özellikle Anadolu'da izleri tam silinmeyen, temelleri çok geriye uzanan, “CHP dinsizdir” yaftalaması düşünülürse.

Ama aynı “doğru”luğun, -laikliği günlük hayatının merkezine koymuş- bundan ödün vermemekte kararlı, doğası sermaye saldırısıyla durmaksızın talan edilen, yağmalanan kamu kaynakları dolayısıyla içinde haklı öfkeler biriktirmiş seçmenler için geçerli olduğunu söylemek zor.

O seçmen, israf dendikçe, bu iktidarın eseri olan muhafazakar dile teslim olunduğunu, “dengeler uğruna” yolsuzluklardan hesap sormaktan vazgeçildiğini, düşünüyor.

USULSÜZ İHALELER İSRAF OLAMAZ

– Yüzlerce kamu ihalesini ilan etmeden, kamu binalarının kapalı odalarında sadece davet ettiğiniz şirketlerle yapacaksınız, adı israf olacak.

– Devasa köprüler, otoyollar tüneller inşa eden şirketlere döviz üzerinden trafik garantisi vereceksiniz. Vatandaş çöpten çürük meyve toplayacak, ama müteahhitlere dövizle yaptığın ödemenizin adı sadece israf olacak.

– Kimselerin kullanmadığı ıssız havalimanı için milyonlarca Euro'yu takır takır ödeyeceksiniz ama o müteahhit haftada bir yapılan kapalı ihalelere hâlâ çağrılacak. Bunun adı israf olacak.

– Tarım arazisini şehir hastanesi yapsın diye partili müteahhide vereceksiniz bir de üstüne 25 yıl kira ödeyeceksiniz adı israf olacak.

– Kaynağı, yoksullaşan halktan çıkan bütün bu projelerin sözleşmesini ‘ticari sır' diye açıklamayacaksınız adı israf olacak.

Bu liste uzar gider. Sadece hiçbirinin israf tanımına girmediğini not düşelim.