CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, SADAT'a ilişkin Cumhuriyet gazetesinden Mustafa Balbay'a açıklamada bulundu.

Erdoğan'ın SADAT açıklamalarına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “SADAT’ın yaptıklarını göğüsleyemeyeceğini görüyor ve sorumluluğu üzerinden atmak istiyor. Bu tartışmadan kaçmak istiyor. Ancak ortada gerçekler var. Kaçamaz. SADAT gibi bir örgütten haberi yoksa, o da suç! Ben savcıları göreve çağırıyorum. Eğer bu ülkenin cumhuriyet savcısı iseler bir soruşturma başlatsınlar. Olağanüstü askeri eğitim kime, niçin veriliyor? Türkiye’nin bilmediğimiz bir ordusu daha mı var?” dedi.

Balbay'ın yazısından bir bölüm şöyle:

- SADAT’la ilgili elinizde kamuoyu ile paylaşacağınız bilgi, belge var mı?

Biz de aynı soruyu yöneltince, her zaman kalabalık duran masasını gösterdi, şu yanıtı verdi:

“Bugün bir dosya getirdiler…”

İçinde ne olduğunu sorduk. Bir gazetecinin almak isteyeceği en son yanıtı verdi:

“Henüz açmadım…”

Bir an birlikte açalım diyecek oldum ama...

Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın kapısına dayanmasına ilişkin sorularımıza verdiği yanıtlardan çıkardıklarımız şunlar:

1- 2015 yılında, 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki beş aylık dilimde yaşanan, 500’e yakın yurttaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan olaylar seçmen tercihini iktidar lehine değiştirdi. Bu tür karmaşalardan yeniden medet ummak felaket olur. 

2- Bu medet ummanın akıldan dahi geçmemesini sağlamak gerekir. Bunun yolu, böyle bir süreç başlamadan önlem almaktır. Olası kaosun muhtemel kaynaklarını erken teşhir etmek gerekir.

3- Akıldan geçenlerin farkında olduğumuzu kamuoyunun da bilmesi, herkesin meşruiyet içinde kalmasını sağlayabilir.

4- Devlet kurumları içinde iktidara teslim olanların yanında, iktidarın memuru olmayıp devletin memuru olarak çalışmaya devam edenler de var. Bu güvenlik bürokrasisinde de söz konusu. Onların hukukun dışına çıkan işlerden çok rahatsız olduklarını biliyoruz. 

5- SADAT’ı gündeme getirirken işin iki ucu var: halkın gerçekleri bilmesinin sağlanması ve halkın bu tür kaygı verici durumlar karşısında kendisini güvende hissedeceği kurumların olması. O kurum CHP’dir. Bunu sadece söylemde değil eylemde de hissettireceğiz.

***

Kılıçdaroğlu’nun bu değerlendirmelerinden sonra yapılan İstanbul mitingi korku duvarının aşıldığını bir kez daha ortaya koydu. 

Kılıçdaroğlu aynı görüşmemizde, bu yöndeki planı şöyle özetlemişti:

“Halkı sokağa dökmek, sonra kaos yaratıp kan dökmek... Halkı korkutmak... Buna izin vermeyeceğiz. Halkın sabırla sandığı beklemesini istiyoruz. Sandık güvenliğini de biz sağlayacağız. Yeter ki o gün gelsin...”