Toplumsal Haber Merkezi

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulunmuştu. Dövizdeki artışa ilişkin de konuşan Erdoğan, konuşmasının büyük bölümünü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na ayırmış; Kılıçdaroğlu Milli Eğitim Bakanlığı'na alınmamasını savunmuştu. Hızını alamayan Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na birkaç dakika içinde onlarca hakaret sıralamıştı. 

Konuşmanın Kılıçdaroğlu'yla ilgili bölümü şöyleydi: 

'DÜRÜST DEĞİL, KALİBRESİ BOZUK, CİNSİ, CİBİLİYETİ BOZUK'

CHP’nin başındaki zat siyasi son günlerde terör örgütünün güdümündeki partiyle kurduğu sıkı fıkı ilişkilerin de etkisiyle olsa gerek kamu görevlilerini tehdit etmeyi, kamu kurumlarını basmayı bir çeşit siyasi eşkıyalık yapmayı iyice alışkanlık haline getirdi. Önce Merkez Bankasından randevu istedi, randevu verildi. Kendisi brife edildi. Çıktı, yalan yanlış birçok şeyleri anlattı. Dürüst değil, kalibresi bozuk, cinsi, cibilliyeti bozuk. TÜİK’ten randevu istedi, vermedi. Ne dedi? Siz imtihanı kaybettiniz. Niye? Merkez Bankası’na gittiniz, orada içeride başka dışarıda başka hareket ettiniz. TÜİK sır kurumdur, burada da aynı şekilde hareket edersiniz. Talebinizi iletin, biz size cevap veririz dediler. Geldiler TÜİK önünde gösteri yaptılar. İçeri giremediler.

Helalleşme ve benzeri söylemlerle kendini demokrat, özgürlükçü göstermeye çalışırsa çalışsın, başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada böyle hortluyor. Kamu kurumlarına emrivaki ile gittiği için kapıda kalıyor. Bunun son örneğini MEB’de yaşadık. Sosyal medyadan ‘yarın şuradayım’ diyerek kamu kurumlarına emrivaki ile gittiği için kapıda kalıyor. Bunun son örneğini MEB’de yaşadık. Aynı şekilde Meclis açıldıktan sonra da eğitimi görüşmek üzere komisyon üyeleri davet edilmiştir. Bu davete sadece CHP’li milletvekilleri iştirak etmedi. Bakanımız sık sık Meclis’e gidiyor. CHP’nin amacının MEB’e gidip bakanla, bakanlık bürokrasisiyle görüşmek olmadığını göstermeye sadece bu örnekler bile yeterlidir.

'SEN ADAM DEĞİLSİN'

Kendi evladının evine bile haber vermeden, karşı taraftan davet almadan gidemeyen CHP’nin başındaki zatın bu eşkiyavari baskınlarla derdi bilgi almak değil, kaos ve karmaşa çıkarmaktır. Bundan sonra devletin kurumlarına da böyle rastgele gidemeyeceksin. Her şeyden önce devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir, sende bu dürüstlük yok, sana bugüne kadar yeri geldi Savunma Bakanımı yeri geldi Dışişleri Bakanımı gönderdim ama sen adam değilsin. Dürüst değilsin. Sana Dışişlerini Bakanını, Savunma Bakanını gönderen bu Cumhurbaşkanı.. Her noktada Merkez Bankası bağımsız değil diyor, Merkez Bankası seni kabul etti, sen bağımsız değilsin, senin ipinin kimlerin elinde olduğunu merak ediyorum.

Halbuki genel başkanlık ve milletvekilliği sıfatını bir kenara bıraktım, herhangi bir vatandaş olarak istedikleri kuruma istedikleri zaman gidip diledikleri bilgiyi alma hakkına sahip olduklarını çok iyi biliyorlar. Ama dert başka olunca ortaya böyle can sıkıcı görüntüler çıkıyor. Kandil’i bombalayacakmış iktidara geldiğinde. Sen iktidara mı geleceksin? Kandil’dekilerle dirsek dirseğe, Ankara’dan İstanbul’a onlarla yürüyen sen değil misin? Onlar sana övgü yağdırdıkça zevkten 4 köşe oluyorsun. Kandil’dekiler sana övgü yağdırdıkça zevkten dört köşe oluyorsun. Sana nasıl güvenecekler ya. Mümkün mü? Eh şimdi de ittifakınız kurdunuz, bakalım bu ittifakla nereye kadar gideceksiniz? Milletimiz, kendi değerlerine düşmanlığı, kamu görevlilerine ve kurumlarına saldırı ile bir adım öteye götüren bu zorbalara hak ettikleri dersi inşallah ilk fırsatta sandıkta verecektir.

KILIÇDAROĞLU'NDAN YANIT GECİKMEDİ

Erdoğan'ın bu konuşması üzerine Twitter hesabından paylaşımda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: 

“Siyasi eşkıya, kalibresi bozuk, cins, cibilliyeti bozuk, adam değil, kifayetsiz muhteris…” demişsin Erdoğan. Hepsi geçecek. Güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme. Üzmesinler seni. İyi yıllar