Toplumsal Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da Muhtarlar ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, devlet yönetiminden, göçmen politikasına kadar bir çok konuda konuştu.

"Devlet önyargı ile yönetilmez. Devlet kinle, öfkeyle, kuşkuyla yönetilmez. Akılla, mantıkla, istişare ile, erdem ile yönetilir." diyen Kılıçdaroğlu devleti yönetecek kişinin bütün yurttaşlarına aynı mesafede olması gerektiğine değindi. 

'DEVLETİ YÖNETECEK KİŞİNİN İSRAF YAPMAMASI LAZIM'
Dünyanın adalet üzerine inşa edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, adaletin önemini vurgulayarak devleti yönetecek kişinin adil olmasına ve topluma örnek olmasına ilişkin konuştu.

"İnancımıza göre israf haramdır. Devleti yönetecek kişinin israf yapmaması lazım." diye konuşan Kılıçdaroğlu, "İsraf  başta olursa aşağıya kadar yüz binlerce ailede çocuklar yatağa aç girer. İsrafı en baştan başlayıp aşağıya kadar inerseniz zararı Türkiye'ye, insanımıza verirsiniz." vurgusunda bulundu.

Devleti yönetecek kişilerin liyatli olması gerekliliğini dile getiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

Devleti yönetecek kişilerin liyakatli olması lazım. Bir arkeologu getirip sen hakimlik yap diyemezsiniz. Herkes kendi alanında yetişmek, görevini yapmak zorundadır. İşi ehline teslim etmek gibi temel bir kuralımız vardır. İşi ehline teslim etmezseniz sonu felakettir. Devleti yöneten kişinin milletten toplanan verginin hesabını millete vermek zorundadır. Buna biz devlette saydamlık, şeffaflık diyoruz.

'DEMOKRASİNİN TEMEL KURALLARINDA DEVLET SIRRI OLMAZ'

Şehir Hastaneleri yapıyoruz, otobanlar yapıyoruz derler. E güzel. Ama bir soru soruyorum. Kaça yaptınız? Bu sorunun cevabını kimse bilmiyor. Benim bilmeye hakkım var, çünkü o parayı ben ödüyorum. Muhtarın da, esnafın, sanayicinin, ev kadının da bilmeye hakkı var. Çünkü vergiyi onlar ödüyorlar. Burada devlet sırrı olmaz. Demokrasinin temel kurallarında devlet sırrı olmaz. 

'AHLAKSIZ BİRİSİNİN TBMM'DE YERİNİN OLMAMASI LAZIM'

Şöyle bir ülke düşünün. O ülkenin İçişleri Bakanı çıkıyor, "Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüşvet veriliyor" diyor. Bizim kanunlarımıza göre bu suçtur. Bunu ben söylesem derler ki bir siyasi söylüyor. Bunu söyleyen emniyetin ve istihbaratın başında olan bakan söylüyor.

Her ay 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi kim? Ahlaksız birisinin TBMM'de yerinin olmaması lazım. Eğer kul hakkı yiyorsa, bunun ortaya çıkarılması lazım. Savcının derhal harekete geçmesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti doğru yönetiliyor mu? Adaletle, erdemle yönetiliyor mu? Söylediğim sadece 10 bin dolar. Bir de 128 milyar doları düşünün. Bir bakıyoruz bu para buharlaşmış. Kime sattın, kaça sattın belli değil. Afiş asıyoruz, afişleri indiriyorlar. Bir lira, 10 lira değil. 128 milyar dolar. Hala bir açıklama yok. Vatandaşın cebinde diyorlar. Esnafa sordum, "Nerde beyim" diyor. Bakkala sorduk yok. Nerede bu para ve kimlere verildi? 

'HANGİ GEREKÇE İLE EN YÜKSEK FAİZİ BİZ ÖDÜYORUZ?'

"Merkez Bankası'nın rezervi 109 milyar dolar oldu. Yakında 115 dolar olacak" dedi devleti yöneten kişi. Soru şu, IMF'yi söyleyemiyor. 115 dolar olacak diyor. Bu kimin parası? Türkiye Cumhuriyeti'nin parası mı? Çin'in, Katar'ın Güney Kore'nin parası, borç almışız. IMF'den para almışız, getirmişiz Merkez Bankası'na koymuşuz. Başkasından almışız kendi kasamıza koymuşuz ama bu para bizim paramız değil. Gerçekte Merkez Bankası'nın döviz rezervi -53 milyar 200 milyon dolar. 

Dünyada döviz bolluğu var. Almanya eksi faizle borçlanır. Biz dünyanın en yüksek faizini ödeyen ülkelerden biriyiz. Hangi gerekçe ile en yüksek faizi ödüyoruz biz? Bir ayda ödediğimiz faiz 1 milyar 800 milyon dolar. Bir günde ödediğimiz faiz 57 milyon 800 bin dolar. Bir saatte ödediğimiz faiz 2 milyon 400 bin dolar faiz ediyoruz. 18 yılda ödediğimiz faiz 187 milyar 588 milyon dolar. 

'YAHU SENİ KİM TAKAR ARKADAŞ'
Resmi kayıtlara göre üç milyon 600 bin Suriyeli olduğuna da değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

Öteden beri Türkiye'nin Yurtta Barış Dünyada Barış ekseninde bir dış politika oluşturmasını savunan biriyim. Bütün komşularımızla ilişkilerimizi büyütmek ve geliştirmek zorundayız. 3 milyon 600 bin Suriyeli var resmi kayıtlara göre. Gayrı resmi kayıtlara göre 5 milyon.

Biz bu insanlar için 40 milyar dolar para harcadık. Peki bu insanlar ne olacak? Bu yetmedi şimdi Afganistan'dan geliyorlar. Kadın, yaşlı, çocuk da değil hepsi genç. Ne yapacağız? Karşı çıkıyorum. Bu söz Erdoğan'a ait bana ait değil. "Finansmanı iyi yönettiğimiz için mültecileri Türkiye'ye alıyoruz" Parti Sözcüsü de açıklama yapıyor, "Bir tek mülteci almayacağız" diyor. Yahu seni kim takar arkadaş.

'İZLENEN YANLIŞ POLİTİKALARLA HEM SIĞINMACILAR HEM BİZ MAHVOLUYORUZ'

En tepedeki insan parayı veren düdüğü çalar ben mültecileri alırım yeter ki sen bana para ver diyor. E biz parayı verelim onlar külfete katlansınlar. Bu ırkçılık değildir. Bu güzel ülkede, izlenen yanlış politikalarda hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, Avrupa'ya gitmek istiyor. Onlar ise "Sakın buraya almayın para verelim siz orada tutun" diyorlar. Biz sizin taşeronunuz muyuz?