CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "muhafazakâr dünya ile oturup konuşmadıklarını ve eksikleri olduğunu" belirterek, "Helalleşmemiz lazım, aramızdaki duvar yıkılmaya başlıyor" dedi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun olası Cumhurbaşkanı adaylığı için de konuşan Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarımızın görevlerine devam etmesini istiyorum" açıklamasını yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV'de Gündem Özel programında Taha Akyol ve Elif Çakır'ın sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bizim muhafazakâr dünyayla helalleşmemiz lazım, eksiğimiz var, oturup konuşmadık, derdinizi dinlemedik, Ankara'da oturduk durduk. Şimdi bu yıkılıyor ama karşılıklı güven de oluşmaya başladı. Ama belli bir zaman dilimine ihtiyaç var. Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapma politikası izledik.

Muhafazakâr söylemini muhafazakârlara haksızlık olarak görüyorum. En muhafazakar parti bizdik çünkü değişime direniyorduk. Dindar kesimle ilişkilerimiz daha iyi zaten dindar kesim de ülkenin gidişatından rahatsız. Onlar da değişim istiyor. Bütün mesele karşılıklı güveni oluşturmak.

Belediye başkanlarımızın görevlerine devam etmelerini istiyorum. Öncelikle belediye meclislerinde çoğunluğumuz yok. Seçildiler önce bir bulundukları kentin güvenini kazansınlar önlerinde bir zaman var.

Aslında kürsüye çıkınca zaman zaman heyecanlanıyoruz. Ben sözcüğünü fazla kullandığım için partililerden de zaman zaman eleştiri geliyor. Ama bazı vatandaş 'sen ne yapacaksın?' diye soruyor bunun da bir cevabı olabilir. Ama işin doğrusu biz çerçevesinde bakmaktır. Zaten saygın, sağduyulu düşünen bir ittifakımız var. Belki 'ben' yerine 'biz'in kullanılması daha doğru.

Gazeteci normalde bağımsız biri olarak düşüncesini ifade edebilir ama telkinlerle yazı yazıyorsa orada sorun var demektir. 6 partinin ortak talebi de demokrasi. Aramızda sorun var mı? Benim gördüğümüz kadarıyla hiçbir sorun yok. E her birimiz ayrı partiyiz ama önemli olan şu biz bu ülkeye demokrasiyi getirecek miyiz? Getireceğiz. En son örneğin tezkerede biz hayır dedik İYİ Parti evet dedi ne yaptık kavga mı ettik hayır.

Sadece bana değil ülkeyi yönetmeye talep olan liderlere de zaman zaman örtülü bilgiler gelir. Biz bu hassas konuların önünü kesmek isteriz bunlardan biri de suikastlar. Bu bilgi devleti yönetenlere de daha fazla gelir. Devleti yönetenlerin bu kişileri cesaretlendirici söylemlerden uzak durması gerekir ama bakıyorum sayın Erdoğan'a açıkça tehdit. Bana tehdit, sayın Akşener'e tehdit. Bu olaylar karşısında kişi sessizliğini koruyorsa cesaret veriyor demektir.

Akşener'e olan tehdit sıradan bir tehdit değildi. O açıdan tehdit konusunda herkesin dikkatli olması konusundaki bir düşüncemdi. Gelen bir duyumun seslendirilmesiydi ve bu duyum da sıradan bir duyum değildi.

Ben Erdoğan'ın beni karşısına göreceği konusunda onun mutlu olacağını sanmıyorum. Onu şu anda en çok rahatsız eden kişi benim. Bu iddialar ittifakı karıştırmak için ortaya atılıyor.