Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde ölenleri anarken otoriter rejim kurmak için 15 Temmuz'u bir masala çeviren iktidarı da eleştirdi. Karamollaoğlu, “İktidar 15 Temmuz’un aziz hatırasını ve ruhunu, o günün bize bıraktığı mirası kendi otoriter sistemini oluşturmak için bir masala çevirdi” diyen Karamollaoğlu, “O direnişin ruhunu kendi ikbali için kullandı ve hâlâ da kullanıyor” yorumunda bulundu.

’15 TEMMUZ DERSLERLE DOLUDUR’  

Karamollaoğlu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "kalkışmaya giden yolda dabecilerin devlet içine nasıl yerleşip kol saldığına milletimiz şahittir" diyerek şunları söyledi:

“15 Temmuz kalkışmasına nasıl ortam hazırlandığına, darbecilerin devlet içerisinde nasıl yerleşip kol saldığına milletimiz çok açık bir şekilde şahitlik etti. Bu gelişmelerde en büyük rolü bizzat iktidar partisi oynamıştı. Bu sebepledir ki bu girişim pek çok yönüyle siyasilerin, devletin ve milletimizin alması gereken derslerle doludur. 15 Temmuz süreci, geçmişten intikam alma hırsıyla kurumların ve kurumsallığın lağvedilmesinin bir ülke için nasıl büyük bir tehlike oluşturduğunu bizlere göstermiştir”

"DİRENİŞİN RUHUNU KENDİ İKBALİ İÇİN KULLANDI"

“Elbette 15 Temmuz, nesiller boyunca bir ülkeye yol gösterecek olan bir direniş destanıydı” diyen Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak iktidar 15 Temmuz’un aziz hatırasını ve ruhunu, o günün bize bıraktığı mirası kendi otoriter sistemini oluşturmak için bir masala çevirdi. O direnişin ruhunu kendi ikbali için kullandı ve hâlâ da kullanıyor. İktidar 15 Temmuz’da toplumda oluşan birlik ve beraberlik ruhunu anlamadı. Tam tersi; giderek kutuplaşan, halktan kopan, herkesi ayrıştıran ve herkesi kriminalize eden bir siyaset anlayışı benimsedi.

’15 TEMMUZ ŞEHİTLERİNİN RUHUNU İNCİTMEMEK…’

Bize göre 15 Temmuz ruhunu anlamak; hukukun, adaletin, liyakatin, şeffaf bir devlet yönetiminin oluşması için mücadele etmeyi gerektirir. 15 Temmuz şehitlerinin ruhunu incitmemek; suçluyu suçsuzu ayırt etmek, kurunun yanında yaş da yanabilir dememektir. Biz bu ruhun gerektirdiği gibi adaletin, özgürlüklerin, demokrasinin ve şeffaf bir yönetim anlayışının hakim olduğu bir Türkiye için var gücümüzle çalışmakta kararlıyız.”