Toplumsal İstanbul

Uzmanların tüm uyarılarına rağmen iktidarın yapmakta ısrarcı olduğu Kanal İstanbul projesine karşı yapılacak yürüyüş polis tarafından engellendi.

Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu'nun Yeniköy'den Karaburun'a yapacağı yürüyüş için  Kadıköy, Şişli, Küçükçekmece ve Avcılar'dan araçlar kaldırılacaktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait araçlar İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla engellendi. Kararda, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu gerekçe gösterildi. Gerekçeler arasında, kanunun toplantı düzenlemelerini içeren "toplantıların milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla yasaklanabileceği" yönündeki maddesi de sayıldı. Koordinasyon üyeleri engellemenin hukuksuz olduğunu belirterek tepki gösterdi.

Yürüyüşün yapılacağı köylerde yaşayanların Jandarma tarafından tehdit edildiği öğrenildi.

İKİ KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Engelleme üzerine otobüs kalkış noktalarında koordinasyonun basın açıklaması okundu. Kadıköy'de yapılan basın açıklamasında "Rantsal tayyip" sloganı gerekçe gösterilerek iki kişi gözaltına alındı.

Açıklamanın ardından saat 15.00'a Kadıköy'deki Süreyya Operası önüne çağrı yapıldı.

'CANLILARA AÇILMIŞ TOPYEKÛN SAVAŞ'
"Kanal İstanbul projesi, kentli hakkını yok sayan, toplumun, gelecek kuşakların ve tüm canlıların yaşam hakkını gasp eden bir projedir. Kilometrelerce genişlikte bir alanın tüm hassas ekolojik alanları, ormanları, tarım alanları, meraları, su havzaları üzerinde baskı oluşturan bu plan, bölgede yaşayan her bir canlının yaşam alanını yok eden, yaşamsal kaynaklarını elinden alan ve böylelikle yaşam hakkını gasp eden bir niteliğe haizdir" diyen Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu üyeleri tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:

Rant Kanalı’nı yapmak isteyenler; Yeniköy, Durusu, Karaburun gibi bölgede yer alan tüm köylerde verimli tarım arazilerini, önemli su kaynaklarını, meralarını, Kuzey Ormanlarını, eşine az rastlanır kumullara sahip kıyılarını yok etmek istiyorlar! Bu bölgeyi imara açıp rant yaratmaktan başka hiçbir derdi olmayanların yerinden edecekleri, yok edecekleri köylerde yaşayanlar, leylekler, böcekler, karacalar, lahanalar buranın asıl sahibidir.

Deprem tehdidini her an hisseden, sevdiklerinin hayatından kaygı duyan İstanbullular olarak soruyoruz: Hepimizin hayatı tehlikedeyken 110 milyar lira neden yıkılacağı kesin 50 bin belki de daha fazla konutun yenilenmesine değil de bir avuç zenginden başka hiç kimseye fayda sağlamayacak bir rant projesine gidiyor?

İstanbul’u yok etme projesi olan Kanal İstanbul’a karşı, İstanbul’un son köylerini, tarım alanlarını, Kuzey Ormanları’ndan kalan ne varsa yok etmeye karar veren rantçılara karşı kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Kanal İstanbul Projesine karşıyız. Bu proje akla, bilime, hukuka, halkın iradesine karşıdır. Sadece insanlara değil, bütün canlılara zarar verecek bir projedir. Adeta İstanbul’a, hava, su orman, deniz eko sistemlerine yani canlı yaşama karşı açılmış topyekûn bir savaştır.

'PANDEMİ BAHANE, RANT ŞAHANE'

Bu savaşın karşı tarafı olan iktidar ise, haklı yürüyüşümüze engel olmak için kolluk üzerinden arkadaşlarımızı arayarak taciz ediyor. Yürüyüşümüzü yasaklamaya çalışıyor.

Biliyoruz ki çeşitli bahaneler ve baskılarla projenin yapılması için yaşam savunucularının önüne set kuranlar, bu ranttan çıkarı olanlardır.

Pandemi bahane, rant şahane! Biz İstanbullular olarak, bir avuç zengin daha zengin olsun diye, vatandaşın evine el koyulmasına, susuz kalmaya, Marmara Denizi’nin ölü deniz haline gelmesine, hafriyat kamyonlarının zehir saçmasına, oksijen kaynağımız Kuzey Ormanlarının tamamen yok olmasına ve binlerce yıllık kent belleğinin ortadan kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Hangi bahane ile olursa olsun, yürüyüş ve etkinliklerimizin engellenmesine sessiz kalmayacağız. Bütün yurttaşlarımızı yaşamı, doğayı, çocuklarımızı savunmaya davet ediyoruz. Katılın durduralım İstanbul’u birlikte kurtaralım.