CHP Kadın Kolları'nın 14'ncü Olağan Kurultayı Ankara'da Bilkent Odeon'da gerçekleştirildi. Kurultaya CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında yaşanan tartışma damga vurdu.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse kurultayda yaptığı konuşmada Kaftancıoğlu'nu kurultaya müdahale etmekle suçlayarak şöyle konuştu:

Emek en yüce değer diye başlamak istiyorum sözlerime. O kadar seçim geçirdim ki ilk defa böyle bir seçime tanıklık ediyorum. Kadın iradesinin yok sayıldığı bir seçime tanıklık ediyorum.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun şöyle bir sözü var: Halkın iradesine hiç kimse ipotek koyamaz. Ben de buradan diyorum ki delegasyonun iradesine hiç kimse ipotek koyamaz. Az evvel İstanbul il başkanımız burada emekten bahsetti.

Örgütlü mücadeleden bahsetti. Birlikte yol yürümekten bahsetti. Bu partide kadın gücünden bahsetti. Dört gündür tüm illeri arayarak tüm il başkanlarını devreye sokarak delegasyonun iradesine ipotek koymak sayın il başkanım ne kadar doğru acaba. Bunu size sormak istiyorum. Ne kadar doğru?

Bu partide Kadın Kolları Kurultayı'nı yapıyoruz. Birbirimizle kavga etmek için burada değiliz. Bu kurultay kadınları ikiye, üçe dörde, beşe böldü. Bunu özellikle anlamanızı istiyorum.

Şunu beklerdim: İstanbul il başkanının buraya çıkıp Değerli delegasyon kendi hür iradenizle oyunuzu kullanın demesini beklerdim. Dört gündür delege delege arayarak, il il arayarak delegelenin iradesine ipotek koymasını beklemezdim. Ona her zaman saygı duyduk, kadın il başkanı olduğu için saygı duyduk. Ama erkek siyaseti yapsın diye değildi bunlar.

'HERKES HADDİNİ BİLECEK, GİDİP İL BAŞKANLIĞINI YAP'

Benim adaya söyleyecek sözüm yok. CHP'de Kadın Kolları Genel Başkanı olmak istiyor. O kadar doğal ki. Ama keşke eşit şartlarda yarışabilseydik. Az evvel gördüm; otelde gördüm. İl başkanı gelmiş kadınlardan imza topluyor. Böyle bir kadın kurultayı olmaz arkadaşlar. İstanbul İl Başkanı diyor ki: Bağırarak konuşmayın. Biz nasıl konuşacağımızı biliriz sayın başkan. Kimse bize nasıl konuşacağımızı ifade edemez. Herkes yerini bilecek, haddini bilecek. Gidin siz il başkanlığınızı yapın.

Kadın kolları kurultayına karışmayın. Aslında burada böyle bir konuşma yapmayacaktım. Ama konuşmamın şeklini değiştirmek zorunda kaldım. Öncelikle kayıplarımızdan bahsedecektim. Osmaniye önceki dönem kadın kolları başkanımız sevgili Dilek Güvenç, Kars Kadın Kolları Başkanımız sevgili Arife Kaçar, Mersin'den gelen değerli yoldaşım neredesin sen? Bir el kaldır? Pakize neredesin? Daha bir hafta önce beyin kanaması geçirip buraya gelen ve irademi koymak istiyorum diyen Pakize başkan. Senin mücadelen önünde saygıyla eğiliyorum.

'BU KADAR DA MÜDAHALE OLMAZ'

Kayıplarımızı saygıyla ve sevgiyle anmak istiyorum. Onlar bizim değerlerimizdir. Ama hissediyorum bugün kabirlerinde onların yürekleri sızlıyor. Onların kabirlerinde kemikleri sızlıyor. Çünkü böyle bir kadın kurultayına, bu kadar müdahalenin olmaması gerekir değerli arkadaşlar.

Sizinle kısa bir hikaye paylaşacağım. Bundan önceki değil ondan önceki kurultaydan bahsedeceğim. Sevgili Hilal Dokuzcan istifa ettiği için kurultaya gitmemiz gerekiyor. Genel başkanımız bana bir isim önerdi. Dedi ki bu arkadaşımızla konuşun. Kadın kolları genel başkanı olsun. Sevgili Sena Kaleli. Bursa il başkanı. Bursa Milletvekili.

O zaman milletvekili değildi, bitmişti görevi. Aradım. Daha kurultaya yaklaşık bir ay filan var. Konuşayım ailemle dedi. 2 gün sonra döndü. Tamam dedi kabul ediyorum. O sırada rahatsızlık geçiriyor. Devam ediyoruz çalışmalara. Kurultaya yaklaşık bir hafta kala sevgili Sena Kaleli beni aradı. O döneme kadar 3.5 yıl MYK üyeliği yapmıştım.

Beni bilen bilir. Dedi ki: Sevgili Fatma senin emeğinin üzerine oturamam, emeğini yok sayamam, beni MYK'na yaz sen kadın kolları genel başkanı ol dedi. Buradan onun kadın mücadelesine selam olsun diyorum. 3-4 gündür illere yapılan baskıyı biliyorum. Neyin baskısı? Sormak istiyorum size değerli kadın kardeşlerim.

AYLİN NAZLIAKA'DAN YANIT GELDİ
Gerçek Gündem'in aktardığına göre; CHP Kadın Kolları Genel Başkan adayı olan Aylin Nazlıaka ise Fatma Köse'nin Kaftancıoğlu'nu hedef alan açıklamalarına şu sözlerle yanıt verdi:

Bize oy verecek olan olmayan, imza veren vermeyen herkese teşekkür ederek konuşmama başlamak istiyorum. En büyük teşekkürü 8 yıldır bu örgütlü mücadelenin içerisine yer alan Fatma Başkanıma yapmak isterim. Gerçekten çok emeği var.

Bizzat şahitlik ettim ben de kendisinin bu emeğine. Kendisine de partimizde vermiş olduğu bu mücadeleden dolayı şükran minnet duygularımı iletmek isterim. Hem kendisine hem ekibine bu duygularımı iletmek isterim.

Herkesin hakkını savunuyoruz ya. Şimdi burada İstanbul il başkanımız burada yok. Şu an dışarıda. Fatma Başkanımız da konuşmasının önemli bir kısmını ona ayırdı gibi geldi bana.

Şunu söylemek isterim: Benim tanıdığım İstanbul il başkanımız kişiler üzerinden değil değerler üzerinde siyaset yapar. Gene benim tanıdığım İstanbul il başkanımız birilerini bir yere taşımak için değil CHP'yi bir yerlere yükseltmek için siyaset yapar.

Bir cümle de sataşma hakkı diye bir şey vardır ya: İzmir il başkanımız ile ilgili söylemek isterim: Doğrudur bir toplantı yapmış olabilirler. Bir seçim yapmış olabilirler. O dönemde bildiğim kadarıyla ben aday değildim değil mi başkanım? Dolayısıyla siyasette bazen koşullar değişir değişen koşullara göre de seçim bir haktır.

Bir şey daha var. Emek çok önemli. Hepimiz gerçekten de emeğe çok değer veriyoruz. Birbirimizin emeğini sahiplenmek zorundayız. Bunu yapmadığımız takdirde kendi emeğimizi de yok saydıranlara boyun eğdirmiş oluruz. Dolayısıyla 3 günlük emek lafı dolanıyor. Yanlış anlamayın. Bir cümle söyleyeyim ya: 25 yıldır ben bu emeği veriyorum arkadaşlar. 25 yıl.

Şunu mutlaka yapacağım: Sizler takdir eder beni seçerseniz mutlaka benden önceki Kadın Kolları Genel Başkanlarımız ile eğer kabul ederlerse birlikte çalışmayı çok arzu ederim. Fatma Başkan çok müsait olamadı. O da seçim telaşında ben de seçim telaşında. Onların MYK'larıyla da görüşmek isterim.

Çünkü biz eğer kadın örgütlenmesini yükseltmek, derinleştirmek istiyorsak önceki emekleri alıp gelecekle geçmişi birleştirmek zorundayız. Her koşulda beraber olmak zorundayız. Ben yok biz var. Yanlış anlaşılmasın, benden önce biz vardı diye düşünülmesin. Hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için diyorum.Biz bu mücadeleyi büyüterek partimizi iktidara taşıyacağız arkadaşlar bunu biz yapacağız. Biz kadınlar yapacağız.