HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, İzmir Güzelbahçe'de Suriyeli 3 işçinin yakılarak öldürülmesinin araştırılmasını istedi. 

Çepni, 16 Kasım 2021 tarihinde İzmir’de meydana gelen cinayetin benzerlerinin yaşanmaması ve mültecilerin yaşam haklarının korunmasının için; mültecilere, sığınmacılara, göçmenlere yönelik kin ve nefret içeren ırkçı, ayrımcı söylemlerin, uygulamaların, mültecilere karşı işlenen insanlık suçlarının engellenmesi, mültecilere karşı işlenen suçlarda etkin soruşturma ve yargılamaların yapılmasının sağlanması, 16 Kasım 2021 tarihinde İzmir Güzelbahçe’de işlenen cinayetin tüm yönleriyle ortaya çıkartılması, bu olayda ihmali bulunan, olayı engelleyici tedbirler almayan kamu görevlilerinin saptanması amacıyla Meclis Araştırması'nı talep etti. 

Çepni şu değerlendirmeleri yaptı: 

Göçmenlere, mültecilere ve sığınmacılara yönelik ırkçı, ötekileştirici, nefret söylemleri;   yoğun hak ihlali yaşayan ve dezavantajlı grupta yer alan bu insanlara karşı toplumda düşmanlık ve tepki oluşmasına bu da beraberinde sıklıkla ölüm ve yaralanmalara sebep olan saldırılar yaşanmasına neden olmaktadır. Siyasiler tarafından, içinde bulunduğumuz ekonomik krizin ve yoksulluğun nedeni olarak gösterilmelerinin de bunda payı büyüktür. Anayasaya göre, Türkiye sosyal bir hukuk Devleti olmasına karşın,  çoğu zaman bu olaylarda etkin soruşturma ve yargılama yapılmaması, faillerin gereken cezaları almamaları, cezasızlık politikası ile ödüllendirilmeleri her geçen gün bu saldırıların artmasına zemin hazırlamaktadır.

En son basına yansıyan olayda, 16 Kasım 2021 tarihinde İzmir Güzelbahçe’de inşaat malzemeleri üretim ve satışının yapıldığı bir firmada çalışan 3 Suriyeli mülteci, 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan,  21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish’in üzerlerine benzin dökülerek yakılmışlardır. Olay kayıtlara elektrikli sobadan çıkan yangın olarak  geçmiştir.   20 Aralık 2021 tarihinde Sığınmacı Halkları Platformunun,  İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi’ne başvurması ile katliamın detayları ortaya çıkmıştır.  İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi,  yaşamlarını yitiren 3 mültecinin aileleriyle iletişime geçmişler,  olayın yaşandığı yerde inceleme yapmışlar, işçilerin çalıştığı yerin sahibi ve avukatlarıyla görüşme sağlamışlardır.

İHD,  araştırma ve incelemeler sonucunda edindiği bilgiler üzerine yaptığı açıklamada;  16 Kasım 2021 günü sabah saat 4 sıralarında mültecilerin kaldığı odaya benzin dökülerek ateşe verildiğini, olayı gören diğer çalışanların hemen hızla oraya koştuğunu, mültecilerin kendilerini dışarıya atmaya çalıştıklarını,  hemen iş yeri sahibinin arandığını, iş yeri sahibinin 4 buçuk sıralarında olay yerinde geldiğini, ambulans, polis ekipleri ve itfaiyeye haber verildiğini, aynı saatlerde devriye polislerinin de yangını görerek olay yerine geldiklerini, üç kişinin Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yeşilyurt Devlet Hastanesi ve 9 Eylül Hastanesine kaldırıldıklarını, Muhammed el-Bish’in ve  Ahmed Al-Ali’nin  olay gününden iki gün sonra sabaha karşı ikişer saat arayla yaşamını yitirdiklerini, Mamoun al-Nabhan ise olay gününden bir hafta sonra yaşamını yitirdiğini, yaşamını yitirenlerden ikisinin İzmir’de cenazelerinin defnedildiğini, bir kişinin ise ailesinin talebi üzerine Suriye’ye defnedilmesi için gönderildiğini belirtmiştir. 

Olay günü; Emniyetin ve itfaiye ekiplerinin olay yerinde yaptıkları inceleme sonrasında  ilk raporda  mültecilerin kaldığı odada bulunan elektrikli sobadan kaynaklı yangının çıktığı belirtilmiştir. Katil,  olayın gerçekleştiği akşam saat 20.00-21.00 civarında, Urla’da çalışan bir işçi arkadaşına “orası yanacak, o Suriyeliler bugün ölecek” şeklinde konuşmuş,   durumun bilgisi iş yeri sahibi ve avukatlarına iletilmiş,  emniyet tarafından kişi tespit edilerek teknik takibe alınmıştır.  Teknik takibe alınan katil,  26 Kasım 2021’de bu kez Güzelbahçe’de bulunan iddia bayisi sahibi bir kişiyi  ve kişinin eşini bıçaklamıştır.  Olay yerinden kaçarken yakalanmış ve verdiği ifadesinde Güzelbahçe’de yaşamını yitiren Suriyeli mültecileri kendisinin bir bidon benzin dökerek yaktığını  ve bu suçu tasarlayarak işlediğini itiraf etmiştir.   İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonunda bulunan avukatlar, 1981 doğumlu saldırganın savcılık dosyasındaki ifadesinde, 2000'lerde askerlik yaptığı dönemlerde kendisinin bir komutan tarafından çağırdığını ve JİTEM’e davet edildiğini, bir dönem JİTEM’le çalıştığını, “temizlik” notu görünce bundan Suriyelilerin “temizlenmesi” gerektiğini anladığını belirttiği açıklamışlardır.

Ayrıca, hayatını kaybeden gençlerin ailelerinin karakola çağrılarak soruşturmanın gizliliği için susmaları konusunda uyarılmaları, görgü tanıklarına ve kamera kayıtlarına rağmen olayın ilk önce elektrik ocağından kaynaklı yangın olarak kayıtlara geçmesi, katliamın basından gizlenmesi,  olayın tasarlanarak, mültecilere yönelik nefret  ile işlendiği ortada iken,   katilin  Suriyeli mültecileri ırkçı saikle  yakmadığı, akli dengesinin bozuk olduğu algısının oluşturulması, ırkçı  cinayetin üstünün örtülmeye çalışıldığı iddialarını oluşturmuştur. 

Türkiye’ye, savaş, siyasi baskılar ve ekonomik koşullar nedeniyle gelmek zorunda kalmış milyonlarca mülteci bulunmaktadır. 16 Kasım 2021 tarihinde  İzmir’de meydana gelmiş  cinayetin benzerlerinin yaşanmaması ve  mültecilerin yaşam haklarının korunmasının için   mültecilere,  sığınmacılara, göçmenlere yönelik kin ve nefret içeren  ırkçı, ayrımcı  söylemlerin, uygulamaların,  mültecilere karşı işlenen insanlık suçlarının  engellenmesi, mültecilere karşı işlenen suçlarda etkin soruşturma ve yargılamaların yapılmasının sağlanması,  16 Kasım 2021 tarihinde İzmir Güzelbahçe’de işlenen cinayetin tüm yönleriyle ortaya çıkartılması ve bu olayda ihmali bulunan, olayı engelleyici tedbirler almayan  kamu görevlilerinin saptanması için bir Meclis araştırması açılmalıdır.