Toplumsal Haber Merkezi

İYİ Parti İstanbul Milletvekili, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı bütçesi görüşmelerinde Kanal İstanbul’a ilişkin açıklamalarda bulunarak, projeye olan desteğin bir hayli azaldığını belirtti.

2021 yılı bütçesinin yatırım için değil, borç ve faiz ödemek için hazırlanmış bir bütçe olduğunu belirten Nuhoğlu, “Hiç kimse salgın hastalığın arkasına saklanmaya kalkmasın, bu durumun esas sebebi bütçe kaynaklarının yanlış kullanılmasıdır. Bunun örneği, kamu-özel sektör iş birliği sözleşmeleri yoluyla verilen otoyol, köprü, tünel, havalimanları ve hastanelerdeki garantiler nedeniyle yapılan soygundur” ifadelerini kullandı.

İyi Partili Nuhoğlu, bütçede yatırımın olmayışının Kanal İstanbul’un yapılmayacağı anlamının çıkarılmaması gerektiğini söyledi. Kanal İstanbul’u ‘hayali proje’ olarak nitelendiren Nuhoğlu, projenin gündemde tutularak rant kapısı olarak kullanıldığını belirtti.

KANAL İSTANBUL İHTİYAÇ DEĞİLDİR
Başta AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve diğer AKP’li siyasilerin Kanal İstanbul hakkındaki söylemlerini hatırlatan Nuhoğlu şu açıklamalarda bulundu:

Cumhurbaşkanı bir konuşmasında ‘Kanal İstanbul dünyada çok ciddi bir sükse yapacak.’ demiştir. Bakanlardan bazıları ‘İstanbul Boğazı’nı kazalardan kurtaracak projedir. Boğazı koruma ve kollama projesidir. Stratejik bir güvenlik meselesidir.’ derken AKP Grup Başkan Vekili Akbaşoğlu ‘Avrupa Kıtası’nın sınırını değiştireceğiz.’ demek suretiyle farklı bir ipucu vermiştir. Tek taraflı algı operasyonlarına rağmen halkın büyük bir çoğunluğu, Kanal İstanbul’un bir ihtiyaç olmadığını, oraya harcanacak paralarla faydalı birçok iş yapılabileceğini anlamıştır fakat bir kesim de ‘Cumhurbaşkanı istediğine göre faydalıdır, oradan para kazanacağız, İstanbul tehlikelere karşı korunmuş olacaktır’ şeklinde düşünebilmektedir.

Boğazdaki geçiş güvenliğinin Kanal İstanbul için öne sürülmesinin ardından meydana gelen kazaları incelediklerini belirten Nuhoğlu, "Boğazda tek yönlü geçiş uygulaması başladıktan sonra, kazaların yüzde 40 azaldığını gördük dedi. Nuhoğlu açıklamalarına şu ifadelerle devam etti:

Resmî internet sitesinde “İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilere dair istatistikler, Kanal İstanbul Projesi’nin zorunluluğunu gözler önüne sermektedir.” ifadesi yer almakta ve gemi geçiş sayısının 2070’de 85 bine çıkacağı öngörülmektedir. Gerçekte ise son on beş yılda gemi geçiş sayıları sürekli düşmektedir. 2006 yılında 55 bin olan gemi geçiş sayısı 2019’da 41 bine düşmüştür, 2020 yılı sonunda sayının 38 bin olacağı tahmin edilmektedir. Bu düşüş devam edecektir çünkü petrol ve doğal gaz ihracatçısı Rusya’nın ihracatını büyük ölçüde Baltık Denizi limanlarına kaydırması, Kuzey Denizi’nde yeni geçiş yollarının oluşması ve asıl önemlisi, boru hattı projelerinin devreye girmesiyle gemi geçiş sayısının düşeceği öngörülmelidir. Sonuç itibarıyla, gelecek yıllarda gemi geçişlerinin artmasıyla kaza risklerinin artacağı ve İstanbul Boğazı için tehlike oluşturacağı iddiası hiçbir bilimsel veriye dayanmamaktadır.

BU AÇIKLAMALAR ÜZÜNTÜ VERİCİDİR
"Boğaz’da tek yönlü geçişlerin başlamasıyla artan bekleme süresinin gemi geçişleri azalmaya devam ettikçe kısalacağını da söylemek gerekir" açıklamasında bulunan Nuhoğlu, “Gemi boyutlarının büyümesi boğaz üzerinde tehdit oluşturmakta.” söylemi de yeni bir su yolu yapılmasına gerekçe teşkil edemez" dedi.

Nuhoğlu, konuşmasının devamında şu açıklamalarda bulundu:

Zira en dar yeri 675 metre olan İstanbul Boğazı’ndan geçerken kaza riskini artıran büyük gemiler, 275 metre genişliğindeki kanaldan geçerken risk oluşturmayacak mı? Amaçlar arasında belirtilen, depreme dayanıklı modern bir yerleşim alanı oluşturulması fikri mevcut tehlikeli duruma çare bulmadan İstanbul’da yaşayan 16 milyona ihanet niteliğindedir. “Dünyada çok ciddi bir sükse yapacak.” şeklindeki açıklama ise üzüntü vericidir. “İtibardan tasarruf olunmaz.” diyerek lüks ve şatafat içerisinde yaşayarak hâlâ sükse peşinde olanlara dünyada kimse itibar etmiyor.

Nuhoğlu ayrıca Kanal İstanbul’un projesi için aydınlatılması gereken şu sorulara da cevap istedi:

  • Açıklama görevi niçin isimleri zikredilen önemli üniversitelerden birine değil de bilimsel yönden gelişememiş bir üniversiteye verilmiştir?
  • Sekiz yılı aşkın bir süre çalışmayı yürüten 55 kurumun adı nedir?
  • Bu 55 kurumun içinde bulunan ve 7 üniversitemizde çalışmaları yürüten bilim adamları kimlerdir? Sonuçlara hangi çalışmalarla ulaşılmıştır?
  • Kanal İstanbul projesine karşı olduğu bilinen ünlü bilim adamlarının görüşlerini de almak neden düşünülmemiştir?
  • Bu medeniyet projesinin ülke için önemli getirileri nelerdir?