İstanbul Barosu Merkez Binası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ‘Yasaklanan Köpek Irkları Kurultayı’na, Prof. Dr. Ebru Yalçın, Gazeteci Gülgün Feyman, Köpek Eğitmeni Nisso Niyego, Barınak Yöneticisi Meral Olcay, HAKİM Koordinatörü Fatma Biltekin ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Yasemin Babayiğit’in konuşmacı olarak katıldı.

Kurultay’a İstanbul Tarım Orman Müdürlüğü, İstanbul İlçe Belediyeleri, Türkiye Baroları, Üniversitelerin Veterinerlik Fakülteleri, sivil toplum kuruluşlarından, hayvan hakları aktivistlerinden katılım sağlandı. Kurultay’da söz alan konuşmacılar şu hususları dile getirdi:

‘HAYVANLARIN SALDIRGANLIĞI İNSAN KAYNAKLI’

Köpeklerin agresyonu genetiğinde yer almaz ve hiçbir köpek ırkı doğuştan saldırgan ya da tehlikeli değildir. Hayvanların saldırgan hale gelmesinin sebebi insan kaynaklıdır. Ancak bunun bedeli sadece barınaklarda müebbet hapse mahkûm edilen ve yerleşim alanları dışında ölüme terkedilen hayvanlara ödetilmektedir. Bu, açıkça hayvanların yaşam hakkının ihlalidir. Sokaklardan toplanan hayvanların ömürlerinin sonuna kadar barınaklara kapatılması hiçbir surette çözüm olamaz.

‘GENELGE HİÇBİR BİLİMSEL ÇALIŞMAYA DAYANMIYOR’

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün 2021-48 sayılı “Tehlike Arz Eden Irklar” Genelgesi hiçbir bilimsel çalışmaya dayanmadan, uzman görüşleri dikkate alınmadan, alt yapısı hazırlanmadan, alelacele yürürlüğe konulmuştur. Yasaklı ırkların üretiminin ve ülkeye girişinin çok sıkı şekilde denetlenerek kontrol altına alınması ve ihlal edenlere ağır cezai yaptırımlar uygulanması gerekir. Yasama tarafından ırk bazlı yasaların tekrar ve ivedilikle gözden geçirilmesi ve hak temeline dayandırılması gerekir.

Hayvan satışının tamamen engellenmesi gerekir. Kayıt altındaki köpeklerin sahipleri denetime tabi tutulmalıdır. Köpek dövüşleri ve istismarı hallerinde caydırıcı yaptırımlar düzenlenmesi ve uygulanması gerekir. Tüm köpek sahipleri için ve özellikle gücü açısından riskli kabul edilen köpek ebeveynleri için psikolojik test zorunluluğu getirilmelidir. Yasa değişikliği yapılana kadar, yasaklı ırkların barınaklara hapsedilmek yerine acilen gönüllüler yönetiminde oluşturulacak bakım evlerine alınması gerekir. Bu hayvanların gönüllülerin yönetimindeki bakımevlerinde rehabilite edildikten sonra sözleşme ve takip şartı ile koruyucu ailelere sahiplendirilmesi gerekir. Bunlardan yaşlı ve bakıma muhtaç hale gelenlerin tehlike arz etmesi zaten söz konusu olamaz.