Toplumsal Haber Merkezi

10 Ekim Ankara Katliamının yaşandığı dönemde Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü olan Adem Arslanoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından İETT Güvenlik Şube Müdürü olarak atanması kararı büyük tepki çekti. Gelen tepkiler üzerine Arslanoğlu'nun atamasının durdurulduğu öğrenildi.

Atamayı sosyal medyada öğrendiklerini söyleyen katliam davasının avukatları, "Adem Arslanoğlu, 10 Ekim günü gerçekleştirilmek istenen mitinge ilişkin önlemleri almak ve planlamakla yükümlü olan en önemli emniyet yetkililerinden biridir. Mitinge ilişkin alınması gereken önlemler güvenlik şube müdürlüğünün sorumluluğunda olup, kendisinin görevini yapmadığı gerçeği halen ortada durmaktadır" diyerek İBB'ye tepki gösterdi.

İLGİLİ - Tepkiler büyüdü, İmamoğlu skandal atamayı durdurdu

YARALILARIN ÜSTÜNE GAZ ATTIRAN KİŞİ!
Türk Tabipler Birliği (TTB), Ankara'da yapılması planlanan 'Emek, Barış ve Demokrasi' mitingi öncesinde yaşanan patlamada hayatını kaybedenlerin sayısının 97 olduğunu belirtti. TTB, yaralı sayısının ise 400 civarında olduğunu açıkladı. Ölü sayısı 25 Haziran 2017'de Mustafa Budak'ın, 22 Aralık 2017'de Ağa Bayar'ın hayatını kaybetmesiyle 103'e çıktı. 

Patlamanın ardından olay yerine ambulanslardan önce çevik kuvvet ekipleri geldi. Yaşanan gerginlikte polisler yaralı ve ölülerin olduğu yerde kitleye gaz bombaları ve tazyikli su ile saldırdılar. Birçok ölü ve yaralının olduğu patlama sonrası polisin trafik polisi araçlarını alana giriş noktalarını tıkayacak şekilde çekmesi tepkilere neden olurken, polisler araçları terk ederek kaçtı. Bir süre alana girmekte zorlanan ambulanslar vatandaşlar tarafından polis araçlarının çekilmesiyle girebildi. Yine alana girerek tur atan çevik kuvvet polisleri de özellikle yaralıların taşınmasını engelleyen provokatif bir tutum takındı. Bu durum da tepkilere neden oldu.

10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu tepki açıklamasının devamında şunları ifade etti:

Üstelik Arslanoğlu ve dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü yetkilileri hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından bir soruşturma yürütülmüş ve soruşturma sonucunda İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri soruşturma raporu hazırlamışlardır. Raporda Adem Arslanoğlu’nun sorumluluğu somut olarak ifade edilmiş ve katliam öncesi miting alanında alınması gereken önlemleri almammış olması sebebiyle hakkında soruşturma açılması gerektiği işaret edilmiştir.

Güvenlik Şube Müdürlüğünün yapması gerekenin, neredeyse birbirinin aynı cümlelerle tekrarlanmış olan önceki toplantı ve gösteri yürüyüşleri için alınmış emniyet tedbirlerini tekrar yazmak değil, Şubeye gelen istihbarat bilgileri, bu toplantıdan önce değişik illerde yapılan toplantılarda gerçekleşmiş bomba/canlı bomba eylemleri olduğu dikkate alınarak, bu tür öngörülerin önceden planlanmış yasal bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün güvenliğinin sağlanmasına yönelik emniyet tedbirlerine yansıtılması olduğu, ancak bu görevin yerine getirilmediği..” Bu cümleler söz konusu rapordan alınmış olup, Arslanoğlu tarafından alınmayan önlemler sayfalar dolusu tek tek ifade edilmiştir.

Katliama ilişkin kamu görevlilerinin sorumluluklarını katliam anından bu yana dile getirmekteyiz. Adem Arslanoğlu, hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz, yargılanması gerektiğini söylediğimiz kamu görevlilerinden biridir. O nedenle, 10 Ekim Ankara katliamında kusur ve sorumluluğuna işaret edilen bir şahsın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin herhangi bir kurumunda görev yapacak olması kabul edilemez.

10 Ekim 2015 günü müvekkillerimiz; sevdiklerini, yakınlarını kaybettiler, yaralandılar, sakat kaldılar, katliama tanıklık etiler. Bu büyük acıya rağmen o günden bu yana aralıksız adalet için mücadele ettiler. Şimdi bu duyduklarımız onlar için yeniden ve yeniden acı anlamına gelmekte olup, bunu yapmaya kimsenin hakkı olmadığını belirtmek isteriz.

Ankara katliamında şu veya bu biçimde rol alanların ve herhangi bir şekilde sorumluluğu bulunanların bundan sonra alacakları tek görev vardır;

Bu görev ise katliamdaki sorumlulukları nedeniyle, kamuoyuna suçlarını itiraf ederek yargılanmalarını talep etmek ve bildikleri her şeyi açıklayarak, katliamın gerçek sorumlularını açıklamaktan ibarettir. Bunun dışında bu katliamla ilgili en ufak bir ihmali dahi olsa sorumluluğu bulunan kişilere katliamdaki kusurlarını görmezden gelerek, halkın oyları ile seçilen bir belediyede görev vermek, katliamdan sorumlu olan kişileri meşrulaştırma çabası olup, yapılan atama tercihinin doğru olmadığı ve kimsenin de bu insanlara hiçbir şey olmamış gibi davranmaya hakları olmadığını bir kez daha hatırlatırız.

Bu vesileyle başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, halkın oyları ile yetki almış tüm kurumları da halka karşı sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmeye, halka karşı suç işlemiş kişilere görev vermek bir yana, katliamın gerçek faillerinin bulunması için her anlamda daha fazla gayret göstermeye çağırıyoruz.