Korkusuz yazarı Hüsnü Mahalli, Libya meselesine değindiği yazısında, "Suriye ve Yemen’de olduğu gibi bir ülkenin yıkılması ve insanlarının ölmesi ve acı çekmesi kimsenin umurunda değil ve olmayacaktır." dedi.

Mahalli, Kaddafi örneğini hatırlatarak "Onlara göre aşiret toplumu Libya’yı Muammer Kaddafi bir arada tutmuş ve insanlara halk ve ulus bilinci aşılamıştı. Perişan edilen ülkeyi şimdi Oğlu Kaddafi toparlayabilir!" ifadesini kullandı. 

İŞTE O YAZI 

Dokuz yıldır Suriye’yi konuştuğumuza göre böyle giderse Libya’yı on dokuz yıl konuşacağız.

Öyleyse farklı açılarla bu sorunu anlatmaya devam.

Olayların başlamasından kısa bir süre deneme bonusu veren siteler sonra ABD baskısıyla 17 Mart 2011’de toplanan BM Güvenlik Konseyi aldığı 1973 sayılı kararıyla Libya üzerinde tüm askeri uçuşları yasakladı ve Libya devletinin yurt dışındaki mal varlığının dondurulmasını kararlaştırdı.

Bu karardan birkaç saat sonra ABD, Fransa ve daha sonra İngiltere ile İtalya bu ülkeyi bombalamaya başladı.

Kaddafi’yi devirip demokrasi ve özgürlük getireceklerdi şimdi durum ortada.

Kaddafi’ye yönelik saldırıyı gerekçelendirmek için ‘Diktatörün yurt dışında milyarlarca dolarının olduğu’ ve ülke içinde muhteşem saraylarının bulunduğu propagandası yapılıyordu.

Yakından tanıdığım Kaddafi’nin mütevazi evinin dışında hiçbir sarayı yoktu ve hiçbir yerde de kişisel parası bulunmuyordu.

42 yıl iktidarda kalan Kaddafi halkı için inanılmaz hizmetlerde bulundu, kendine göre bir demokrasi anlayışı vardı ama tutmadı ve çok hata yaptı.

Biz paralara bakalım.

Dönemin Merkez Bankası Başkanı Ferhat Bin Kaddara 20 Ağustos 2011’de Libya’nın başta İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya olmak üzere birçok ülkede nakit para, tahvil ve hisse senetleri olarak 168 milyar doları bulunduğunu söylemişti.

Fransa’dan ‘özel olarak ithal edilen’ ve muhalefetin başına geçirilerek başbakan tayin edilen Mahmud Cibril Ekim 2011’de verdiği demeçte ‘BM kararına bağlı olarak İngiltere’nin 30, Fransa’nın 12, Almanya’nın 10, Japonya’nın 4.4 ve Hollanda’nın 4.3 milyar doları dondurduğunu söyledi.


Suriye’de olayların başlamasında İstanbul’da kurulan Suriye Ulusal Konseyi’nin başına getirilen ve bunun için özel olarak Fransa’dan ‘ithal edilen’ Burhan Galyun gibi Cibril’in de nerede olduğunu bilen yok.

Her ikisi emperyalistlerin hizmetindeydi.

PARALAR!

Kaddafi’nin yurt dışına kaçırdığı söylenen milyarlar!

Dokuz yıl geçmesine rağmen kimse çıkıp ‘Bizde Kaddafi’nin şu kadar kişisel parası var’ demedi demiyor.


Demiyor çünkü Kaddafi’nin olduğu söylenen paralar petrol gelirlerini değerlendirmek için 2006’da kurulan Libya Dış Yatırımlar Fonu’nun.

Varlık Fonu gibi bir şey.

Peki ne yapmış adamlar?

İtalyan Fiat, İtalyan Eni Petrol şirketi, İtalyan Uni-Credit Bankası, Alman Bayar ilaç şirketi, Alman Deutsche Bank, İskoç Kraliyet Bankası, Belçika Euro-Claris Bankası ve başka ülkelerin farklı banka ve kurumlarında hisse satın alarak büyük yatırımlar yapmış.

Libya Merkez Bankası’nın dışarda tuttuğu para miktarı ise 40 milyar dolar civarındaydı.


Tüm bunların dışında kamuya bağlı çok sayıda şirketin özellikle yoksul Afrika ülkelerine yönelik büyük yatırımlar için o ülkelerin bankalarında tuttuğu milyarlarca doları vardı ve şimdi bunların peşine düşecek Libya devleti ortada yok.

BM’nin tanıdığı ve Erdoğan ile son anlaşmayı imzalayan Sarraj hükümeti paraları geri almaya çalışıyor ama yabancı bankalar kuruş koklatmıyor.

Bu da normal çünkü mali krizde olan İtalya, AB’den çıkma sıkıntısı yaşayan İngiltere ve ekonomileri durgun Avrupa ülkelerinin bu milyarlara gereksinimi var.

Yabancı bankalar ‘dondurulmuş paraların faizi olmaz’ diyerek 9 yıldır paralardan milyarlarca dolar kazanıyor.

Libya’da kazanan taraf yaklaşık 200 milyar dolardan fazla olduğu söylenen servetin sahibi olacak.

Bunun için de savaşmaya değer!

Savaşan taraflara destek veren ülkeler bazıları petrol ve doğal gaz yatırımlarının peşinde, başkaları yakılan ülkenin yeniden inşası için şirket göndermeye hazırlanıyor ama hepsi de silah satıyor.

Libya savaşına biraz da bu açıdan bakmalı.

Suriye ve Yemen’de olduğu gibi bir ülkenin yıkılması ve insanlarının ölmesi ve acı çekmesi kimsenin umurunda değil ve olmayacaktır.

Herkes ‘Kaddafi’nin milyarlarının’ peşinde.

Belki de bunun için bazıları Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam’ı yeniden iktidara getirme planları yapıyor.

Onlara göre aşiret toplumu Libya’yı Muammer Kaddafi bir arada tutmuş ve insanlara halk ve ulus bilinci aşılamıştı.

Perişan edilen ülkeyi şimdi Oğlu Kaddafi toparlayabilir!

Kolay değil.

Kanlı Arap Baharı denilen hikayenin 50 milyar varil petrol ve 20 trilyon metreküp doğal gaz rezervi olan Libya trajedisi devam edecek.