Elazığ'da 24 Ocak'ta 6.8 büyüklüğünde meydana gelen depremde 41 kişi yaşamını yitirmiş, bin 607 kişi de yaralanmıştı. Yaşanan deprem sonrasında birçok yurtaş deprem vergilerinin ne olduğunu sormuştu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu "Can ve mal kayıplarının ve deprem vergilerinin hesabını tüm sorumlular vermelidir!" başlıklı bir açıklama yaptı.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu tarafından Genel Başkan Mehmet Balık imzasıyla yapılan açıklama şu şekilde:
"Elazığ ve Malatya'da yaşanan deprem nedeniyle tüm yurttaşlarımıza bir kez daha başsağlı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Elazığ ile Malatya’da can ve mal kaybına yol açan 6,8 şiddetindeki deprem, ülkenin deprem gerçeğiyle yüzleşmek konusunda ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Elazığ ve Malatya’da gerçekleşen deprem bu ülkeyi 20 yıldır yöneten AKP iktidarının; Marmara, Düzce ve Van depremlerinden ders almadıklarını göstermektedir.

Deprem bir doğa olayıdır. Bu doğa olayı ile birlikte alınmayan önlemler felakettir ve bu ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır.

Türkiye’nin coğrafi özellikleri nedeniyle riskli bir deprem bölgesi olduğu ortadadır.

Depremlerle birlikte can ve mal kaybını en aza indirecek binaları ve çevreyi sağlamak iktidarların sorumluluğundadır.

Elazığ'da 40’dan fazla kişinin hayatını kaybettiği, binden fazla kişinin yaralandığı bu felaket en az hasarla atlatılabilirdi. Kayıplar, yalnızca bir doğal afetin değil, yaşanan onca acı deneyime rağmen, ülkemizde depreme karşı hala yeterince hazırlıklı olamamamızın sonucudur. Bu son depremde de ölümlere deprem değil, alınmaya önlemler ve insan hataları neden olmuştur. Bilimin ve tekniğin yol göstericiliğinden faydalanılmadığı ve güvenli çevreler oluşturulamadığı ortadadır.

Geçmişte yaşadığımız ve binlerce vatandaşımızı yitirdiğimiz depremlerin ardından özellikle de 1999’da yaşanan depremlerin ardından geçici bir süre için Özel İletişim Vergisi getirilerek depreme hazırlık için kaynak oluşturulmak istendi. Bu vergi AKP iktidarı tarafından 2004 yılında kalıcı hale getirildi. Verginin kalıcı hale getirildiği 2004 - 2019 arasında 65 milyar Türk lirası toplandı.

Ülkemizde devlet vatandaşından 20 yıldır ‘deprem vergisi’ adı altında vergi topluyor ama hâlâ orta şiddetli bir depremde binalar, yerle bir oluyor ve enkaz altında kalan onlarca insan yaşamını yitirmektedir.

'AKP, KENTLERİ RANTA GÖRE PARSELLEMİŞTİR'
AKP iktidarı, uzun yıllardır ülkeyi yönetmekte ve deprem vergisi toplanmaktadır. Ancak hala aynı acıları yaşıyor olmamız hesap sormamızı gerektirmektedir.

AKP iktidarı, kentleri ranta göre parsellemiştir. Halkın can ve mal güvenliğini hiçe sayarak deprem toplanma alanlarını, parkları, rekreasyon alanlarını ve ormanları AVM alanlarına peşkeş çekmiştir.

“İmar Barışı” adıyla imar affı ilan edildiği, yapının depreme dayanıklı olup olmadığı tespit edilmeden her türlü imar yolsuzluğu yasal hale getirildiği bilinmektedir.

Deprem karşısında AKP iktidarının tutumu “kader-kaza” olarak değerlendirmesi ile bilim ve tekniği dışlayan bir anlayışı yaygınlaştırması kabul edilemez. Depremler değil bilimden uzaklaşmak insanlığa zarar vermektedir,

AKP iktidarı, depreme karşı önlem alınıp alınmadığını, deprem vergilerinin ne yapıldığını, nasıl kullanıldığını açıklaması gerekirken yurttaşları tehdit etmesi kabul edilemez.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; tüm vatandaşlarımızın sağlıklı kentlerde yaşama hakkının korunmasına ve geliştirilmesine önem verilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz, Elazığ ve Malatya’da yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz."