Bakanlığı döneminde her gittiği ülkede önce bir Fethullahçı çetenin okullarını ziyaret etmesiyle hatırlanan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Enes Kara'nın cemaat yurdundan gördüğü baskı yüzünden intihar etmesi sonrası tüm ülkede yankılanan "cemaatler kapatılsın" çağrılarına karşı çıktı.

KRT TV’de Savaş Kerimoğlu’nun sunduğu Günaydın Türkiye programında seçim ittifakına ilişkin açıklamada bulunan Babacan “Parlamenter sistem üzerinde detaylı mutabakatı şimdiden sağlarsak, seçimlerden sonra parlamenter sisteme geçmek altı aydır. İlk hedef; parlamenter sistemle ilgili ortak metnin imzalanıp, altı parti tarafından ortak bir hedef olarak belirlenmesi. Ondan sonra geçiş sürecinin yol haritasının çalışılması gerekecek. Biz arzu ediyoruz ki geçiş sürecinde de tam mutabakat sağlayalım. Eğer geçiş sürecinde tam bir mutabakat sağlarsak, o zaman bizim ittifakta yer alıp almamamızla ilgili kararımız kolaylaşır. Şu an bir adım geride duruyoruz. İzliyoruz, katkı veriyoruz” açıklamasında bulundu. 

TARİKATLAR ÖZGÜRLÜKMÜŞ...
Babacan cemaat ve tarikatlara ilişkin “İnanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü, inandığı gibi yaşama özgürlüğü ve inandığı çerçevede örgütlenme özgürlüğü temel insan hakkıdır. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de olan temel bir konu. Özgürlük alanından sapmamamız gerekiyor. Bunun yanında devletin, tüm sivil toplum kuruluşlarına mutlaka iyi bir denetim uygulaması gerekiyor" dedi.

ÖRTÜLÜ 'CEMAAT' SAVUNMASI
Fethullahçı çeteyle bakanlığı dönemindeki ilişkileriyle hatırlanan "Cemaatler ve tarikatlar, bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği. Yasaklamakla hiçbir şeyi çözemiyorsunuz" derken "Yasakladığınızda kayıt dışına çıkıyorlar, daha gizli saklı oluyor her şey. Biz her zaman özgürlüklerden ve şeffaflıktan yanayız. Devletin denetim fonksiyonunun adil bir şekilde sürekli devrede olması gerektiğini düşünüyoruz. Yasakçı bir zihniyetle yüz yılların geleneğini yok edemezsiniz. Bir araya gelip ibadet yapacaklarsa ya da bir şeyler yapmak istiyorlarsa bunu gizli saklı yapmaya başlarlar” ifadelerini kullandı. 

Bakanlığı sırasında cemaatlerle içli dışlı olmakta bir beyis görmeyen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: 

Devletin bu yapılarla herhangi bir özel ilişkiye asla girmemesi lazım. Devlete nüfuz etmek, devleti yönetmeye çalışmak, devlet yönetiminde etkili olmak, devlet gücünden hisse almak gibi işlere girdiği zaman devletin ‘Orada dur’ demesi lazım. Siz ehliyeti, liyakati, adaleti, fırsat eşitliğini getirin; cemaatler zaten kendi alanlarında kalacaktır. Devlet tarafındaki yanlışlıklar, cemaatler tarafındaki yanlışlıkları bir bakıma besliyor.