Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ile Saruhan Oluç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa Komitesi Bakanlar Kuruluna sunulacak eylem planının kapsamının tartışılması amacıyla TBMM’de derhal genel görüşme açılmasını istedi.

Önergede, görüşme açılması talebinin amacı “Anayasanın 90. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi uyarınca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Avrupa Komitesi Bakanlar Komitesi’nin kesin ve bağlayıcı olan kararlarının uygulanması, AİHM kararlarının uygulanması hususundaki sorunların ortadan kaldırılması, kararlara uymama durumunda meydana gelecek ağır sonuçların değerlendirilmesi ve Avrupa Komitesi Bakanlar Kuruluna sunulacak eylem planının kapsamının tartışılması” olarak açıklandı.

Önergede AİHM kararlarının, Türkiye’nin de arasında olduğu üye devletler için bağlayıcı ve infazı zorunlu olduğu ifade edildi:

Ancak ne yazık ki bugün iç hukuk uygulamalarında AİHM kararlarının taraflı uygulandığına veya hiç uygulanmadığına dair çok sayıda örnek yaşamaktayız. Bunun en çarpıcı ve somut örneğini, önceki dönem eş genel başkanımız Selahattin Demirtaş hakkında AİHM’in ‘derhal tahliye edilmesine’ yönelik kararının uygulanmamasında görmekteyiz.

'VERİLEN KARARA UYULMAMASI HALİNDE AĞIR SONUÇLAR ALINACAK'
HDP’nin önergesinde, bu kararın sonuçları olabileceğine dikkat çekildi:

 Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin üye devletlerin üyeliğini askıya alma ve üye devletleri üyelikten atma yetkisine sahip olduğu göz önüne alındığında, verilen karara uyulmaması halinde ağır sonuçların alınacağı ortadadır. Bu nedenle öncellikli olarak Anayasanın 90. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi uyarınca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Bakanlar Komitesi’nin kesin ve bağlayıcı olan kararlarının uygulanması ve Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerekir.

NE OLMUŞTU?
4 Kasım 2016’dan beri tutuklu olan Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun devamı ile ilgili olarak AİHM 20 Kasım 2018 tarihli kararında, Demirtaş’ın tutukluluk halinin sürmesini kişi özgürlüğünün ihlali olarak kabul etmişti. Ayrıca seçme ve seçilme hakkının da ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, ilk kez Sözleşme’nin 18. maddesinin ihlal edildiğine, yani Demirtaş’ın hukuki değil siyasi gerekçeyle tutuklandığına hükmetti. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “AİHM’nin verdiği kararlar bizi bağlamaz, biz karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz” açıklamasını yaptı, Demirtaş tahliye edilmedi. Demirtaş’ın hapsedilmesinin siyasi saikle olduğuna dair tespitini, AİHM Büyük Daire de 22 Aralık 2020’de verdiği kararla tekrarladı.

Büyük Daire, 20 Eylül 2019 tarihli ikinci tutuklamanın, Demirtaş’ın 4 Kasım 2016 tarihli ilk tutukluluğunun devamı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, halen bu nedenle tutuklu olan Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetti. Son olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de 17 Eylül 2021 tarihli kararında Demirtaş’ın bir an önce serbest bırakılmasını istedi. Demirtaş ve Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması gerektiğine yönelik bir kez daha uyarıda bulunan Komite, Aralık oturumuna kadar Kavala’nın serbest bırakılmasını bekleme kararı aldı; Demirtaş için eylem planını sunması için de Türkiye’ye 30 Eylül’e kadar süre verdi.