Daha önce AKP hükümetinde Kültür ve Turizm Bakanlığı yapmış olan Ertuğrul Günay, Habertürk canlı yayınına katıldı. Kanal İstanbul ve Belediyecilik konularının tartışıldığı programda, moderatör  Serap Belet,  Erdoğan'ın AKP'li belediyelere yaptığı çağrıyı hatırlattı.

Erdoğan'ın "İhaleleri canlı yayınlayın. Sosyal medya belediyeciliği asla gerçek belediyeciliğin yerini alamaz. Özellikle imar düzenlemelerinde asla şaibeye yer vermeyecek şekilde adil ve açık bir çalışmaortaya koymanız gerekiyor. Şeffaf bir şekilde bu ihaleleri yayınlayın" sözlerini hatırlatan Belek, Ertuğrul Günay'a "Sizce neden böyle çağrı yapma ihtiyacı duyuldu?" diye sordu.

Ertuğrul Günay, söz konusu soruya dikkat çekici bir yanıt verdi. "Erdoğan muhalefete hazırlanıyor." diyen Günay'ın sözleri şu şekilde:

"Erdoğan muhalefette olsa iktidara dünyayı dar ederdi"

"Muhalafete doğru bir hazırlık yapılıyor gibi geldi bana. Sayın Erdoğan muhalefet olsa, bugünkü muhalefet de iktidar olsa, Erdoğan onlara dünyayı dar ederdi diye düşünüyorum. Ama tabi belediyeler de muhalefete geçtiği için Erdoğan hafif hafif hazırlık yapıyor." diyen Günay, ihalelerin saydam olabilmesi için "şefffalık ve katılımcığın" gerekliliğini vurguladı.

Günay, şefffalık için yalnızca ihalelerin canlı yayınlanmasının yetmeyeceğini, ihale hazırlık sürecinin de şeffaf olması gerektiğini söyledi. Günay, bunun da katılımcılıkla sağlanabileceğini belirtti.

Günay şunları söyledi:

"Tabi ihalelerin saydam olması bence çok doğru. Bence sadece ihaleler değil ihaleye hazırlık sürecinin de saydam olması gerekir. İhaleye hazırlık sürecinde öyle şartlar konuyor ki kim girerse girsin adrese teslim oluyor sonuçta. Ama tabi bu 19- 20 yıl yerel ve merkezi iktidarı sürdürdükten sonra söylenince buna Frenkler 'Gece yarısı günaydın' diyorlar. Gece yarısı günaydın! Bu baştan olması gereken bir şeydi. Zaten milletin çok büyük çoğunluğu bu beklentilerle AKP'ye destek verdi. Üç "Y" ile mücadele: Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla.

Bu ihale süreci yolsuzluğun büyük ölçüde olduğu bir süreç. Ama şimdiye kadar ne yerel yönetimde ne merkezi yönetimde bu gereklere uyulmadı. Bugün bu eşikte Erdoğan'ın bunu söylemesini anlamsız bulmam ben. Yani yanlıştan nerde dönülürse bence o iyi bir adımdır ama çok geç bir adımdır.

Bugün tabi şunu da görüyorum ben; 2019'dan beri hemen hemen bütün büyükşehirler muhalefet blokuna geçti, belediyeleri zapturapt alma konusunda, yardım toplaması, halka ulaşması, yatırım yapması bir düzene, disipline sokma, gözaltına alma gibi bir gayret var. Muhalefet belediyeleri de buna uyacaktır, uymalı da. Sadece ihaleler değil dediğim gibi hazırlık süreçleri de şaffaf ve katılımcı olmalı.

Bu sözleri dinleyince 20 küsur yıl önce yazdığım bir yazıyı hatırladım Ankara'da bir dergide... Yazının başlığı; "Dürüstlük için saydamlık, demokrasi için katılımcılık"... Demokrasi sadece 4-5 yılda bir sandığa gitmek değil, katılımcığı da sağlamaktır. Şeffaf olmaktır. Yapmasanız da kapalı kapılar ardından şaibeler yayılıyor. 

Şimdi arkadaşlar bunlara devlet projesi diyor, bunlar devlet projesi değil. Müteahhitlik projesi."