CHP İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Gökan Zeybek, Gazetekritik’te Deniz Olgun'un sunduğu‘Kritik Sorular’ programına konuk oldu.

Gazetekritik'in Kritik Sorular programına konuk olan CHP İstanbul Milletvekili  Gökan Zeybek'in konuşmasından satır başları:

Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında Millet İttifakı’nın İstanbul’daki iktidarının birinci yılını kutlayacağız. Çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Bu bir yıl içinde çok önemli işler yapıldığını görüyorum daha da önemlisi yapılmış olan ihanetlerin engellenmiş olması, İstanbul da yağmanın bitirilmiş olması, kamu alanlarının birtakım şirket, dernek ya da cemaatlere peşkeş çekilmesinin engellenmiş olmasını çok önemli sayıyorum. Bu başarının arkasında ki neden bence Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’dur. Referandumdan başlamak üzere adalet yürüyüş, İYİ Partinin seçimlere girebilmesi için gerekli desteğin verilmesi ve Millet İttifakı’nın belediye kampanyalarına vermiş oldukları destek Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in bu nokta da öncelikli olarak İstanbul başarısının mimarı yapıyor.

TEK BİR NAMUSSUZ KARAR GEÇMEDİ

2004’ten 2019’a kadar ki 15 yıllık süreçte İstanbul da FETÖ ve hükümet arasında çok ciddi rant ilişkisi, çıkar ilişkisi vardı ve İstanbul’un yağmalanması konusunda bir işbirliği yaptı. Başakşehir belediye başkanı Mevlüt Uysal 2 yıl süresince İstanbul’a belediye başkanlığı yaptı ama biz bütün bu süreç içerisinde şunu gördük İstanbul’un kamusal alanları, yeşil alanları, belediyelere ait olan binalar ve kimi taşınmazlar 29,39,49 yıllığına bu yandaş vakıf, dernek, cemaat ve şirketler adeta yok pahasına, bedavaya peşkeş çekiliyordu hatta daha da ileriye gidiliyordu bu alanlar üzerine yapılacak binalarda belediye şirketleri tarafından yapılıyor onlarından maliyeti İstanbul halkı tarafından ödeniyordu. Geriye dönüp baktığımda bir yıl içinde İstanbul da namussuzluk, ahlaksızlık, kente karşı suç noktasında belediye meclisinden bir tek karar geçmemiştir. Yani İstanbul’da ne yapıldı diye sorulduğunda bu bile tek başına yeterli bir cevaptır.

'KAMU BANKALARI HALKA HİZMETE BİR KURUŞ KREDİ VERMEDİ'

2017 yılında temelleri atılan ama ödenek olmadığı için durdurulmuş olan 9 adet raylı sistem yatırımı vardı kaldı ki İstanbul’da raylı sistemlerin fayı dünyada ki örnek şehirlerinkine göre çok düşük, bu nedenle İstanbul’un mutlaka en az 400 km üzerinde bir raylı isteme sahip olması ve bunun zaman içinde çok daha artması gerekiyor ama 25 yıllık Refah Partisi, Fazilet Partisi ve AKP döneminde İstanbul da 25 yılda yıllık 5 km fazla raylı sistem yapılamamıştır. Ekrem İmamoğlu özellikle Türkiye’deki kamu bankaları dediğimiz yani her türlü rant çevresine, iktidar yandaşlarına ve yalakalarına karşılıksız krediyi vermekte hiçbir sakınca görmeyen kamu bankaları 16 milyon İstanbullunun yaşadığı bu şehrin raylı sistemleri için 1 kuruş kredi vermedi. İmamoğlu ve Büyükşehir belediyesinin yetkilileri Avrupa’nın değişik ülkelerinde değişik yerel yönetim fonları ya da Avrupa konseyinin desteklediği fonlarda yabancı para cinsinden krediler buldular ve durmuş olan 9 raylı sistem yatırımının 6 tanesi şu an da tam gaz çalışmaya devam ediyor.

'BELEDİYENİN KASASINA UZANAN HIRSIZ ELLER KESİLDİ'

İstanbul’un Anadolu yakasında Çekmeköy, Sultanbeyli, Sarıgazi, Pendik, Tuzla, Kaynarca üzerinden Gebze’ye kadar ulaşacak olan raylı sistemlerin çalışmaları devam ediyor. Avrupa yakasında da Ataköy’ü Bakırköy’e İkitelli’yi Başakşehir’e bağlan metro hatları 24 saat tam kapasiteyle çalışmalar devam ediyor. 2018 de 22 milyar lira bütçesi olan ve 6 milyarın üzerinde açık veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynaklar azalmışken, ekonomik durgunluk varken finansal açıdan da bankalardan yeteri kadar destek görmüyorken bu yatırımlar nasıl hızlı bir biçimde bitiyor sorusunun tek cevabı belediyenin maliyesine uzanan eller kesilmiştir.

'İKTİDARDAKİ ÇÜRÜMENİN EN UÇ NOKTASI İŞTE BUDUR'

Söğütlüçeşme’de yer alan alana bir AVM yapılması planlanıyor. Planı yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı eli ile bir şirkete tahsisini sağlıyor. 25 yıl kiralama usulü ile yapılacak olan bu projeyi verdiği firmanın sahibi Çevre Şehircilik Bakanı’nın kardeşi çıkıyor. Ulaştırma Bakanlığı’nın Söğütlüçeşme'de yapılacak olan AVM ve tren garı ile ilgili devleti yönetenler bütün kamu kaynaklarını kendileri ve birilerinin yakınlarına peşkeş çekiyorlar. Geldiğimiz noktada iktidar yönetimi açısından çürümenin en son noktası bu bürokratların utanmazlıklarıdır. Kamuya ait olan binaları, istasyonları garları kendi çocuklarına peşkeş çekecekleri bir hale geldiler.

'KENTE İHANET SARAY'IN GÖZETİMİ ALTINDA YAPILDI'

İstanbul sadece Türkiye’nin en büyük şehri değil aynı zamanda Avrupa’nın da en büyük şehri ve dünya da nüfus açısından bakıldığı zaman en büyük ilk beş şehrinden biri. Kente karşı ihanet imarla yapıldı, denetimle yapıldı ama her biri saray ve saray rejiminin gözetimi altında yapıldı. Ülke de vergi gelirleri, ihracat gelirleri, turizm gelirleriyle açıklarını kapatamayan iktidar önce Cumhuriyet’in en önemli zamanlarında kurulan sanayi tesislerini, endüstri tesislerini çok düşük fiyatlarla yerli ve yabancı şirketlere sattı sonra döndü İstanbul’un en değerli hazinelerini de böyle imar rantları yaptı ve bu imar rantları üzerinden de gerek emlak konut gerek TOKİ üzerinden bütçesini dengelemeye çalıştı. Bu gelişmekte olan ya da gelişmiş hiçbir ülkede göremeyeceğimiz bir temel yaklaşımdır.