Gezi davasında verilen kararlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sürtük” açıklaması sonrası Gezi eylemleri yeniden siyasetin ana gündemi haline geldi. Yandaş yazarlar da Gezi’yle hesaplaşma mesajlarını iyice artırdı. Son örnek Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu’ndan geldi.

Dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun verdiği bir röportajda, Gezi döneminde Ankara’daki evinin eylemciler tarafından basılmasından korktuğunu söylediğini hatırlatan gerici Karahasanoğlu, Davutoğlu’nu bu olayı bugüne kadar saklamakla eleştirdi. Davutoğlu’nun baskın çağrısı yapan kişiyi dava sürecinde affettiğini de söyleyen Karahasanoğlu, Gezi dönemi gizlenen şeylerin ortaya çıkmasıyla çok kişinin tutuklanacağı imasında bulundu.

Yeni Akit yazarı şu ifadeleri kullandı:

“Bu ülkenin, nerede ise savaşa girmesine ramak kalan Suriye politikasını yürüten Dışışleri Bakanı’nın evi hedef gösteriliyor..

Kıldan tüyden haberler için akit’e iki günde bir “Hedef gösterme davası açan”lar..

Terörle Mücadele Kanunu’na aykırı dört dörtlük bir eylem için dava açılıyor..

O dava, ilgili kişi bir değil, bin defa “affettim” dese, sonucu değiştiremeyeceği halde..

Davutoğlu, affediyor..

Kişi de kurtuluyor..

Mu acaba?

Yoksa?

Yoksa işin içinde, daha ne işler var da, ne Davutoğlu anlatabiliyor, ne darbeci generallerin gazetecisi de, biz de böyle tahminlerde bulunmak zorunda mı kalıyoruz..

Sahi, “Gezi olayları ile ilgili tutuklanan Osman Kavala suçsuz” diyenler..

Söyleyebilir mi, “Biz gezi isyanı hakkında ne biliyoruz ki?”

Alın işte, dönemin Dışişleri Bakanı’nın, sonraki dönemin Başbakanı’nın, sonrasının bir numaralı Erdoğan düşmanlığına soyunan adamın 9 yıldır gizlediği olay..

Daha ne gizlenen gerçekler var, bir bilseniz..

Hepsi ortalığa döküldüğünde; bakın nasıl ortalıktan kaçacaklar..

Faili de, mağdur gibi olanı da.. Gizleyeni de, gizleteni de!

Gizlenen gerçekler ortaya çıkarıldığında, Kavala ne ki, daha kimlerin tutuklandığına şahit olacağız, hep birlikte göreceğiz.