Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, ülkücü mafya lideri Sedat Peker’in iddialarına konuştu.

Sedat Peker’in açıklamalarının Soğuk Savaş dönemindeki Kontrolü Bunalım Stratejisine benzeten Abdurrahman Dilipak, Peker’in pazarlıklara konu edildiğini iddia etti. Dilipak, Pelikan gibi, bir çok bakanlığın trol örgütlerinin olduğunu da ifade etti.

Sedat Peker’in Erdoğan ile görüşmek için kendisinden aracı olunmasını istediğini söyleyen Abdurrahman Dilipak, bunu kabul etmediğini, ama o sırada Hasan Doğan’a ilettiğini anlattı.

Peker’in daha sonra Erdoğan ile görüşecek kanal bulduğunu söyleyen Dilipak, Sedat Peker’in Soylu ile de görüştüğünü söyledi.

Fatin Dağıstanlı’nın YouTube kanalındaki yayınına katılan Dilipak şunları söyledi:

Sedat Peker’in hangi pazarlıklara konu edildi. Daha sonra nasıl anlaşmazlık çıktığını, birilerinin niye öbür taraftan birilerini de yanına almaya çalıştığını, herkes bir denge arayışı içinde.

Kendisi için tehdit olacağını düşündüğünü yanına çıkarak kontrol etmek istiyor, kazanabilecek ise…

Bu kontrollü bunalım stratejisi. Amerika da böyle yapıyor. DEAŞ’ı, PKK’yı üretir. Bunlar bildik, Soğuk Savaş taktikleri mı?

'BU BİR OPERASYON' 

Süleyman Soylu da ona dikkati çekiyordu hatırlarsan son konuşmasında. Bu bir operasyon. Ama bu operasyonun içerde tırnak içerisinde “yerli, milli uzantıları da var. İşte biri Pelikan der, başkası bir şey der. Bir sürü başkanlığın buna benzer sosyal medyada çalışan trol örgütleri var. Yani bunlar nerede başlıyor nerede bitiyor Onları da artık insan anlayamıyor.

ERDOĞAN’LA GÖRÜŞMEK İSTEDİLER

Abdurrahman Dilipak, Sedat Peker ile nasıl tanıştığını da anlattı:

Wikileaks gibi bir durum. Sedat Peker ile ilk tanışmamız engelliler vakfının bir yemeğinde oldu. 20 yıl 25 yıl kadar önceydi. Pendik’te sahilinde bir restoranda beraber yemek yedik. Sonra o giderken baktım. Bayağı bir insan ayağa kalktı. Sonradan öğrendim ki Sedat Peker’miş. Onun bir arkadaşının nikah şahitliğini yaptım ve ondan önce de Sedat Peker ile 4 – 5 görüşmem var. Akit’in iftarında beraberlik Şevki Yılmaz vardı. Bizim masaya oturttular. Sohbet ettik.

Öyle bir nikah şahitliğim oldu. Sonra da görüştük. Daha sonra onun arkadaşları gelip ya biz Reise (Erdoğan) yardımcı olmak istiyoruz dediler. Tayyip Bey’e yaklaşmak istiyorlardı. Benim bu konuda yardımcı olup olamayacağımı sordular. Onlar Tayyip Bey’in buna ihtiyacı olduğunu onun korunması gerektiğini falan anlatmaya çalıştılar. Hasan’a (Doğan) söyledim. Galiba bu arkadaşlar aslında yakınlaşmak istiyorlar ve gelip bilginiz olsun dedim. Bu tür şeylere çok doğru da bulmuyorum. Her iki taraf için de gün gelir risk oluşturur. Ama daha sonra onlar başka bir temas noktasından görüşmüşler. Daha sonra Süleyman Soylu ile görüşmüşler. İşte hızla akan tartışmada o noktadan sonra gelişiyor. O süreci de bu sebeple yakından izliyorum… Sedat Peker yurtdışına çıktığını, ben sormasam da arkadaşlar, ‘Hocam böyle oldu’ diye aktarıyorlar. Ama bu tabii olaylar gerçekleştikten sonra olay sürecinde doğrudan bir bilgim yok. BAE’ne gittikten sonra görüşme teklifi geldi, bana da ona da faydası yok dedim.