ABD’nin Karadeniz’de askeri faaliyetleri gerginliği tırmandırmaya devam ediyor. Rusya Savunma Bakanlığı, “ABD olası savaş alanını inceliyor” mesajı verirken “Rus Silahlı Kuvvetleri, sürekli izlemede kalıyor ve durumu kontrol ediyor” vurgusunu yaptı. Cem Gürdeniz ise “Çevreleme ve karşılıklı yıpratma süreci devam edecektir” dedi.

Tomahawk füzeleri taşıyan USS Porter gemisi 30 Ekim’de, USS Mount Whitney gemisi ise 4 Kasım’da Karadeniz’e giriş yapmıştı. Ukrayna ve Gürcistan’ın yanı sıra NATO müttefikleri ile yapılacak tatbikata eşlik etmek için Karadeniz’e gelen gemilere karşı Rusya, Yeysk ve Kasimov denizaltısavar gemilerinin ve Ka-27M helikopterinin katıldığı ‘düşman denizaltısının’ yerini belirleme ve vurma çalışmalarının yapıldığı bir tatbikat düzenledi.

ABD ve müttefiklerinin bölgede gerçekleştirdiği tatbikat ile ilgili Rusya Savunma Bakanlığı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Tatbikata ABD donanmasının yanı sıra taktik, devriye ve stratejik hava kuvvetlerinin, ayrıca Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Türkiye ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin katılmasının planlandığı göz önüne alındığında, Kiev'in güneydoğusunda askeri bir çözüm hazırlaması durumu karşısında olası savaş alanının incelenmesi söz konusu” ifadelerine yer verildi.

'SÜREKLİ İZLEMEDEYİZ' MESAJI
Washington'un bu tür eylemlerinin amacının ‘Ukrayna topraklarının askeri ıslahı’ olduğunu gösterdiği kaydedilen açıklamada, ayrıca USS Porterdestroyeri ve USS Mount Whitney amfibi komuta kontrol gemisinin Batum Limanı’nda (Gürcistan), John Lenthall tankerinin ise Karadeniz’in güneybatısında bulunduğu hatırlatıldı. Rusya Karadeniz Filosunun ABD Donanmasına ait gemilerin eylemlerini kontrol ettiğini bildiren bakanlık, “Rus Silahlı Kuvvetleri, sürekli izlemede kalıyor ve durumu kontrol ediyor” vurgusunu yaptı.

ÇİN-RUSYA'YI DENİZDEN UZAKLAŞTIRMA ÇABASI
Karadeniz, son dönemde, ABD’ye ait savaş gemilerinin sık sık uğradığı ve boy gösterdiği bir sahaya dönüştü.  

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, konuyla ilgili Sputnik’ten Turan Salcı'ya yaptığı değerlendirmede, “ABD’nin jeopolitik perspektifte en büyük iki hedefi Rusya’yı ve Çin’i çevrelemektir” dedi ve şunları ekledi:

Küresel düzen artık değişti. Bunu ABD kabul etmese de artık üç kutuplu dünya düzeni kurulma aşamasına geçti. Bu süreç nihai hale gelene kadar taraflar bilek güreşine devam edecektir. Yeni Yalta düzeni bu kez büyük bir dünya savaşı olmadan ortaya çıkacaktır. Zira süreç dünya savaşı boyutuna gelirse nükleer silahlar kullanılabilir ve sonuçta çok hassas olan ekolojik denge alt üst olur. Bunu üç büyük güç de istemez. Herkes kaybeder. O nedenle hibrid savaşlarla ittifaklar ve vekalet savaşları üzerinden çevreleme ve karşılıklı yıpratma süreci devam edecektir. Burada deniz ittifakı yani ABD ve dostları, büyüyen kıta güçlerini yani Çin ve Rusya’yı karaya itmeye denizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Bu nedenle çıkarları kendi lehine dengelenene kadar ABD, Çin ve Rusya’nın enerjisini tüketmeye çalışacaktır.

'UKRAYNA-GÜRCİSTAN BU AMAÇLA KULLANILIYOR'
Bu durumda, “Asya Pasifik Havza’da ağırlık merkezi Güney ve Doğu Çin denizleri ile Tayvan olurken, Karadeniz’de Ukrayna-Gürcistan bu amaçla kullanılıyor” diye devam eden Gürdeniz, “ABD gerek Çin ve gerekse Rusya ile doğrudan bir askeri çatışmayı bu konjonktürde göze alamaz. Ancak hibrid savaş, siber saldırılar, ekonomik abluka ve ambargolar ,vekil devletler veya vekil örgütler üzerinden yürütülen mahalli vekâlet savaşlarıyla bu mücadele uzun süre devam edecektir. Karadeniz’de yürütülen ABD ve onun vekil örgütü konumundaki NATO'nun Karadeniz’deki faaliyetleri bu çerçevede değerlendirilmelidir” diye ekledi.

'TÜRKİYE RUSYA'YI KIŞKIRTMAMALI'
Karadeniz'deki bu durumun bir sıcak çatışma riski doğurmadığını kaydeden Gürdeniz, Türkiye’nin ABD ile bu tatbikatlara katılımı ise şöyle yorumladı:

Türkiye bir NATO devleti. İttifaka verilmiş taahhütleri var ancak bu taahhütleri yerine getirme derecesi Türkiye’nin çıkarları ve Rusya ile ikili ilişkilerini zedeleyecek seviyede olmamalıdır. Türkiye gerek Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin sahibi ve Karadeniz’deki deniz güvenlik rejiminin dengeleyicisi gerekse Rusya ile ilişkileri her alanda gelişen bir ülke olarak bu hassas dengeyi korumalı, Rusya’yı kışkırtacak faaliyetlere katılmamalıdır.