Elazığ merkez Hozat Garajı’nda 22 Ekim’de Yeni Yaşam Gazetesi’ni dağıtırken gözaltına alınan ve serbest bırakılan dağıtımcı Necmettin Tosun (50) hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianame, Elazığ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edildi.

İddianamede, gazetenin 22 Ekim tarihli sayısı üzerinde yapılan incelemesine yer verilerek, gazetenin “Beyaz fosfor bulguları” manşetiyle Türkiye’nin 9 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonda, “beyaz fosfor kimyasal silahını kullanarak savaş suçu işlediğini, sivillerin de hedef alındığı yalan haberi yaparak Türkiye itibarsızlaştırılarak örgüt propagandası yapıldığı” öne sürüldü.

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre; İddianamede, “Gözaltı öncesi uygulama: Taciz, tecavüz tehdidi, işkence”, “Ebdi: Türkiye çıkmak zorunda” başlıklı haberler ile Seydi Fırat’ın “Her yerde saldırılara karşı çıkalım”, Musa Piroğlu’nun “Lanetli yalnızlık” ve Ercan Jan Aktaş’ın “Rojava Devrimi” başlıklı yazılarla Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyonunun “işgal” olarak nitelendirildiği ve “örgüt propagandası” yapıldığı değerlendirmesine yer verildi.

GAZETE DAĞITMAK SUÇ SAYILDI
Gazetede yer alan haber ve makalelerden dağıtımcı Tosun’un sorumlu tutulduğu iddianamede, Yeni Yaşam Gazetesi, “PKK/KCK’ye ait gazete” olarak gösterildi. İddianamede, ulu orta halka açık ortamda gazeteyi dağıtarak, “örgüt propagandası” yaptığı ileri sürülerek, Tosun hakkında Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2 maddesi gereğince 1 buçuk yıldan 7 buçuk yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

Tosun’un dağıttığı 22 Ekim sayılı gazete için toplatma kararı olmadığı halde hakkında soruşturma başlatıldığına dikkat çeken avukatı Özüm Vurgun, “TEM Şube, 13 Kasım’da savcılığa 22 Ekim tarihli gazetenin ‘örgüt propagandası’ yaptığı iddiasıyla ihbar da bulunuyor. Elazığ 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nce 28 Kasım’da toplatma kararı çıkıyor. Gözaltına alındığı günden, 38 gün sonra gazete için toplatma kararı çıkarılıyor” diye kaydetti. Vurgun, verilen toplatma kararının gazeteye tebliğ edilmediğini belirtti.

Basın Kanunu’nun 11’inci maddesine göre cezai sorumluluğun gazetenin sahibi, genel yayın yönetmeni, editör ve bağlı kollarında olduğuna işaret eden Vurgun, “Dağıtıcı bundan sorumlu değildir. Dağıtımcı toplatma kararının olduğunu bilerek dağıtımı yaparsa suç ortaya çıkar. Bu da direk ‘Örgüt propagandası’ suçunu oluşturmaz. Olmayan bir toplatma kararı veya 38 gün sonra çıkan bir toplatma kararıyla dağıtımcı suçlanamaz. Ama savcı sadece aleyhe hususları topluyor, lehe delilleri toplamıyor. Amaç Necmettin Tosun’a bir soruşturma açma değil, basını susturmaya yöneliktir. Buradaki tek amaç Yeni Yaşam gazetesinin yaptığı haberleri susturmaktır” diye konuştu.

‘YASAK DEĞİL, BAYİLERDE DE SATILIYOR’
2015 yılından beri gazete dağıtımcılığı yaptığını belirten Necmettin Tosun, şu ana kadar Özgür Gündem, Azadiya Welat, Welat, Özgürlükçü Demokrasi ve Yeni Yaşam gazetelerini dağıtığını söyledi. Elazığ’da 15 Temmuz 2018’de gazete dağıttığı için 46 gün tutuklu kaldığını ve 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldığını anımsatan Tosun,  “Gazetemi dağıtırken polisler etrafımı sardı. Gözaltı kararı olmadan beni gözaltına aldılar. Emniyette 2 polis, ‘Biz sana güveniyoruz. Sen gazeteyi dağıt, bize de çalış’ dedi. Elazığ’da ne gazete dağıtırım ne sizinle çalışırım cevabını verdim. ‘Elazığ ne seni ne de bu gazeteyi istiyor’ dediler. Gazetenin bayilerde satıldığını söyledim. 4 yıldır çalışıyorum. Elimden geldiğince gazeteyi dağıtmaya devam edeceğim. Gazete dağıtarak propaganda yapmıyorum. İki çocuğum hasta ve ben geçimimi sağlamak için gazete dağıtıyorum. Gazete yasak değil ve bayilerde de satılıyor. Bilerek bu işi yapmamı, para kazanmamı engellemek istiyorlar” İfadelerini kullandı.

‘MUHALİF DİYEMEYECEKLERİ İÇİN…’
Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik de, savcılığın iddianamedeki “PKK/KCK’ye ait gazete” şeklindeki ifadeye dikkat çekerek, Türkiye’de AKP muhalifi gazetecilerin her zaman “terörist” olarak görüldüğünü ve bunun sadece gazetelerine yönelik kullanılan bir kavram olmadığını söyledi. Gazetenin yayın politikasının net olduğunu ve ezilen tüm kesimlerin sesi olmaya devam edeceklerini ifade eden Çelik, “Bunu kesinlikle kabul etmiyor ve etmeyeceğiz. Bizim çizgimiz belidir, özgür basın çizgisidir. Bunlar işgüzarlıktır. İddianamede hükümete muhalif yayın organı diyemeyecekleri terör kavramını uydurmaya çalışıyorlar. Türkiye’deki TMK ile beraber ortaya çıkan bir sorundur. Her türlü fikir ve ifade özgürlüğü bu potaya atılarak, kriminalize edilmeye, yok sayılmaya çalışılıyor. Hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu bir savcının ortaya attığı ve hiçbir temeli olmayan bir iddiadır” diye konuştu.

Günlük çıkan gazetelerinin basın savcılıkları denetiminden geçtiğini vurgulayan Çelik, “Gazetenin halka ulaşmasının engellenmesi için ortaya atılmış bir safsatadır. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu gazeteyi çıkartacağız, okurla buluşturacağız ve bu geleneği de sürdüreceğiz” dedi.