Bitlis Tatvan kırsalındaki helikopter kazasında 11 asker yaşamını yitirdi. Korkusuz yazarı Ahmet Takan, kazada hayatını kaybeden askerlerden Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş’ın anlattıklarını bugünkü köşesine taşıdı. "Konuştuğum subaya, rahmetli Erbaş nasıl bir asker, nasıl bir insandı diye sordum" diyen Takan, “Anadolu çocuğuydu. Muhteşem bir adamdı. Tam bir millyetçiydi. Halkla ilişkileri çok iyiydi. Çok akıllı ve zekiydi. Uzatma olduğunda ‘seni emekli edecekler’ dediğimde ‘Vatan sağ olsun’ demişti" yanıtını aldığını iletti.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Adana Tümen Komutanı olan Erbaş'ın darbe gecesi kararlı mücadelesini aktaran Takan, Osman Erbaş'ın 2016 Şura’sında Korgeneralliğe terfi ettirildiğini ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na getirildiğini aktardı. Ahmet Takan, Osman Erbaş'ın tam da bu görevde tecrübe kazandığı, Fethullahçı çeteyle mücadeleyi yükselteceği sırada Elazığ'a atandığına dikkat çekti. Aynı yıl, Erbaş ile birlikte Genelkurmay Başkanlığı Muhabere, Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanı Korgeneral Uğur Tarçın da Erzurum Kolordu Komutanlığı’na atanmıştı...

Takan, yazısında şunları kaydetti:

Türkiye’nin içindeki durum nedeniyle ortalıkta bir çok komplo senaryosu dolaşıyor. Derdim, felaket tellallığı yapmak değil. Her Türk gibi ciğerim alev alev yanıyor. Tabi, şimdi kaza kırım raporu hazırlanacak ama o kadar çok olay oluyor ki; unutuluyor, kaza kırım raporları da kamuoyunun gündemine gelmiyor, açıklanmıyor… Önceki kazalardan hangisi açıklandı ben hatırlamıyorum. Açıklansa ne olacak?..

Şehitlerimizin her biri, birbirinden değerli. Ancak, çok özel bir pencere açmak istiyorum. Elazığ 8. Kolordu Komutanı Korgeneral şehit Osman Erbaş’a;

Canciğer dost olduklarını söyleyen subay arkadaşı gözyaşları içinde hıçkırıklara boğularak anlattı;

“Komutanım, hain FETÖ darbe girişiminin Adana’da bastırılmasında çok önemli işler yaptı. O sırada Adana’da tümen komutanıydı. 2016 Şura’sında Korgeneralliğe terfi ettirildi ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na getirildi. Bu görevi sırasında da FETÖ denen hain yapılanmayla çok etkili mücadele etti. Bu tip çok kritik görevlerde ilk 1 yıl çok önemlidir. Biriktirir ve her şeye hakim olmaya başlarsınız. Olmayacak bir şey oldu. Osman Erbaş komutanım, İstihbarat Başkanlığı görevindeki 1 yılı tamamlamasının ardından (2017) Elazığ’a Kolordu komutanlığına gönderildi. Bu arada, yine FETÖ ile mücadelede çok kritik bir görev yeri olan Genelkurmay Başkanlığı Muhabere, Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanı Korgeneral Uğur Tarçın da Erzurum’a Kolordu Komutanlığı’na atandı (2017).

Uğur Tarçın paşa, FETÖ ile mücadele eden savcılarımızla en etkin çalışan komutanlarımızdan biriydi. Kendisini çok iyi bilirler.

Kolordu komutanlıklarındaki görev süresi 2 senedir. Osman Erbaş komutanımızın Elazığ’daki görev süresini 4 seneye döndürdüler. Teamüllere göre başka bir göreve verilmesi gerekiyordu. FETÖ ile en etkin mücadele vereceği dönemde Ankara’dan uzaklaştırıldı. Elazığ, Diyarbakır gibi PKK terörüyle mücadelede çok kritik bir nokta/komutanlık değil ki, görev süresi uzatıldı diyelim. Hadi 2 yıldan sonra 1 yıl daha uzatıldı diyelim. Orgeneral de yapmamışsın. Ankara dışında tutuyorsun. Al başka bir  bölgeye ver!.. Bunlar TSK’da teamüllere uymayan tayinler. Osman Erbaş komutanıma neden 4 sene Genelkurmay’da görev yaptırılmadı o zaman?.. Şehitlik  alnına yazılmışsa tabi ki ondan kaçamazsın. Onu söylemek istemiyorum. Orada değil başka bir yerde şehit düşersin. Yok böyle bir şey!.. Osman Erbaş komutanım, FETÖ ile mücadelede en etkin olacağı bir dönemde görev yeri değiştirildi.”

Konuştuğum subaya, rahmetli Erbaş nasıl bir asker, nasıl bir insandı diye sordum;

 “Anadolu çocuğuydu. Muhteşem bir adamdı. Tam bir millyetçiydi. Halkla ilişkileri çok iyiydi. Çok akıllı ve zekiydi. Uzatma olduğunda ‘seni emekli edecekler’ dediğimde ‘Vatan sağ olsun’ demişti.”

***

Acı kaza haberinin düştüğü akşam televizyon kanallarını dolaşırken sadece yüreğim değil beynim sarsılıyordu. Bazıları, istifalar, dokunulmazlık tezkereleri ne olacak, şu ne diyecek bu ne diyecek diye tartışıyordu. Bu iktidar ve yandaş medyası kaderde, tasada birlik duygusunu yok etti. Şehitlerimize bile ortak yas tutamaz olduk.

Sonu ne olursa olsun, açık açık yazacağım;

Her türlü terör örgütü ile mücadele edenler, ülke için ölmesi gerekenler hep milliyetçi ve vatanseverler… Sefa sürenler ise vatansız, softa, din tacirleri.
Şu yalandan gözyaşı dökenlerin gerçek fotoğraflarına bir bakın hele… İçimden, hepsinin yüzüne…geliyor!..