Ev veya kurum ortamlarında sistematik olarak sıfır-altı yaşındaki özel eğitim gerektiren çocuklarla

ailelerine sağlanan, farklı şekillerde uygulanabilen eğitim programlarıdır (Birkan, 2000)

Bir başka tanıma göre de; Çocuğun ve ailenin içinde bulunduğu durumun olumsuz etkilerini minimum düzeye indirmek ve çocuğun sağlıklı gelişimini ve ailenin gereksinimlerini maksimum düzeyde desteklemek üzere çocuğun ve ailenin içinde bulunduğu durumu anlama, değerlendirme ve uygun hizmetler sunma sürecidir(Oser & Cohen, 2003) erken çocuklukta özel eğitim.

Erken çocuklukta özel eğitimde amaç çocuğun; tüm gelişim alanlarındaki gelişimini desteklemek, tüm ailesini desteklemek, çevresiyle etkileşimini kolaylaştırmak ve toplumun bir parçası haline getirmektir.

573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. Maddesinin B bendinde belirtildiği gibi özel eğitime erken başlamak esastır. Bu yüzden de erken çocuklukta teşhis ve eğitim büyük önem taşımaktadır.

Erken çocukluk dönemi eğitimi, 0-36 ay arasındaki bireyleri kapsayan eğitimdir. Bu eğitimde bazı hususlar dikkate alınarak hizmetler yürütülür. Erken çocukluk dönemi eğitimi hizmetleri, bu dönemdeki eğitimin daha sonraki eğitim kademelerinde istenilen hedeflere ulaşılmasındaki önemi dikkate alınarak planlanır. Erken çocukluk dönemi eğitimi, bireyin eğitimi ve bireyin eğitimine

katkı sağlamak amacıyla ailenin bilgilendirilmesi ve desteklenmesi yoluyla yapılır. Erken çocukluk dönemi eğitimi hizmetleri okul ve kurumlarda veya gerektiğinde evde yürütülür. Erken çocukluk dönemi eğitimi hizmetlerinin planlanması ve koordinasyonu özel eğitim hizmetleri kurulu tarafından yapılır. Erken çocukluk dönemindeki bireylerin yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim almalarına yönelik tedbirler alınarak buna uygun düzenlemeler yapılır veya açılacak bağımsız birimlerde bu eğitim hizmetleri verilebilir. Erken çocukluk dönemi eğitimi hizmetlerinin planlanması ve yürütülmesi için öncelikle bireyin ve ailenin eğitim ihtiyaçları belirlenir.Bakanlık, erken çocukluk dönemindeki bireylerin tespiti ve tanılanması ile bu bireylere sunulacak hizmetlerin gerçekleştirilmesinde ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği yapar.

Özel gereksinimli çocuklar için uygulanan aile eğitim programlarını 3 ana başlıkta toplayabiliriz.

1-Ev Merkezli Aile Eğitim Programları; ailenin evde eğitilmesi, evin verimli bir eğitim ortamı haline getirilmesinde avantajlı bir desenleme olarak görülmektedir. Evde uygulanan programlar, bir uzman ya da danışman tarafından, ailelerin ve çocuğun ev ortamındaki gereksinimlerinin belirlenmesinden

sonra desenlenmektedir.

Portage Aile Eğitim Programı; aileyi evde eğitmek amacıyla desenlenmiş ve yaygın olarak kullanılan programlardan biridir. Bu program 1970’li yılların başında, özel gereksinimli çocukların okul

öncesi eğitimine yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu program dil, kavram, öz-bakım, motor ve sosyal gelişim alanlarına yönelik 450 becerinin kazandırılmasını hedeflemektedir.

Küçük Adımlar Aile Eğitim Programı; Türkiye’de yaygın olarak kullanılan “Küçük Adımlar Gelişimsel Yetersizliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Eğitim Programı” dır. Bu Program Avustralya’da

gelişimsel gerilik gösteren çocukların aileleri tarafından kullanılmak üzere geliştirilmiş ve Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Programı öğretim üyelerinin ortak çalışması olarak Türkçe’ye uyarlanmıştır.

2-Okul Merkezli Aile Eğitimi Programları; Anne babalar okulda ya da merkezde öğrendikleri bilgileri evde uygulamasını gerektiren bu tür programlar, genellikle ailelerin grup olarak eğitimine olanak tanıması yönüyle ekonomiktir. Okulda ya da merkezde düzenlenen programlar konferanslar, çalışma

toplantıları, ev ödevleri ve evdeki uygulamaların gruba aktarılması biçimlerinde yürütülmektedir.

3-Ev-Okul Merkezli Eğitim Programları; bu programın, ailelerin okuldaki etkinliklerini izlemelerine olanak vermesi, ailenin öğretmen eğitiminden geçmelerini sağlaması, çocuklarıyla yaptıkları çalışmaların uzmanlar tarafından evde izlenmesi ve danışmanlık hizmeti alımlarını sağlaması gibi nedenlerle, gerek çocuk gerekse aile açısından daha avantajlı olduğu ileri sürülmektedir.

Bebeklik döneminden itibaren sistemli ve gerektiği kadar özel eğitimden yararlanan özel gereksinimli bireylerin normal yaşama uyum sağlamaya daha yatkın olduklarını söylemek mümkündür. Ülkemizde özel gereksinimli bireylerin özel eğitime başlama yaşı oldukça geç olduğu için okul çağına gelene dek özel eğitimden yararlanamayan özel gereksinimli bireyler ne yazık ki hala mevcut. Oysaki erken çocukluk dönemi özel eğitim desteği hayati öneme sahip bir dönemdir. İşte bu yüzden erken eğitime başlayıp bireyin gelecekte daha az bağımlı bir yaşam sürdürmesi sağlanabilir.