Erdoğan'ın muhalefete karşı yürüttüğü politikadan bağımsız olmadığına dikkati çeken ilahiyatçı İhsan Eliaçık, Erdoğan'ın Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı sahaya sürerek, oy hesabı yaptığını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, son dönemlerdeki çıkışlarıyla gündemden düşmüyor. İbadete açılan Ayasofya'da elinde kılıçla minbere çıkmasından kaynaklı eleştirilerin odağı haline gelen Erbaş, son günlerde siyaset arenasında boy gösteriyor. Erbaş, AKP'li yetkililerle birlikte kimi açılışlara katılarak, açıklamalarda bulunuyor. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile birlikte yeni adli yıl açılışında dua eden Erbaş, “Günaydın demek cahiliye dönemi adedidir” ve “Midye yemek haramdır” şeklindeki açıklamalarla da tartışmaların odağı oldu.

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Erbaş'ın çıkışlarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Erbaş’ın sıklıkla Erdoğan’ın yanında boy göstermesinin belli bir plan ve program kapsamında olduğunu söyleyen Eliaçık, Erdoğan’ın böylece siyasette işlerini daha kolaylaştırmak ve oylarını arttırmayı hesapladığını kaydetti. Erbaş'ın çıkışlarının Erdoğan'ın muhalefete karşı yürüttüğü politikadan bağımsız olmadığına dikkati çeken Eliaçık, "Erdoğan dini sahayı kendi sahası olarak görüyor. Rakiplerini kendi evinde ağırladığı bir saha olarak görüyor. Kendi seyircisi önünde moral üstünlüğünü ele geçireceğini, burada rahatlıkla top koşturacağını düşünüyor" dedi.  

Erdoğan'ın, CHP'yi de bu "sahaya" çekerek yenmek istediğini ifade eden Eliaçık, "Çünkü CHP’lilerin dini kültürleri zayıf diye düşünüyor. 'Bana cevap veremezler, burada köşeye sıkışacağım bir durum yok' diye düşünüyor" diye kaydetti.

CHP'li kimi isimlerin de bu durum karşısında "pot kırabileceğini" kaydeden Eliaçık, "Laik cumhuriyeti' koruyacağız diye bağırıp çağırırlar. Bu da onun işine geliyor. ‘Allah demekten, dua etmekten rahatsız oluyorlar, memlekette bir otobüs alırken, kurban kesilirken bile dua edilir, Adli Yıl Açılış töreninde neden dua okumaktan rahatsız oluyorlar’ diye propaganda ediyor. ‘Bunlar aslında Allah demekten rahatsız, din düşmanı, bak gördünüz işte’ diye malzeme toplayacağını düşünüyor. Rakipleri kendi alanına çekip onlarla oynamayı düşünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Eliaçık, başta CHP olmak üzere diğer muhalif kesimlerinin bu durumdan "İslamiyet’i onlardan daha iyi bilmelerinden" geçtiğini söyledi. Eliaçık, "Bunları CHP’lilere de söyledim. Eğer İslamiyet’e inanıyorsanız inancınızı bileceksiniz. Bilmeden ortaya çıkmayacaksınız. Çıkarsanız böyle yenilmeyi göze alacaksınız. İslamiyet’e inanmıyorsanız bile rakibinizin kullandığı şey bu olduğu için onu onlardan daha iyi bilmek zorundasınız ki size karşı kullanamasın. Bunu ondan daha iyi bildiğini ona hissettireceksiniz. Bakalım karşısına bu kadar rahat çıkabiliyor mu? Çıkamaz” diye konuştu.

'BULUNDUKLARI KONUMLARA AYKIRI HAREKET EDİYORLAR'
AKP’nin CHP’yi dini alana çekmekle artık oy kazanamayacağını söyleyen Eliaçık, AKP'nin oy arttırma durumunun ortadan kalktığını ifade etti. Eliaçık, bunun en temel nedenlerinden birisinin ise ekonomide yaşanan kriz olduğunu kaydetti. Eliaçık, hem Erdoğan'ın hem de Erbaş’ın bulundukları konumlara aykırı bir şekilde hareket ettiklerine işaret ederek, "Erdoğan padişah gibi hareket etmek istiyor. Ama kendine padişah da demiyor. Diyanet İşleri Başkanı da diyanetin başkanlığını, kuruluş felsefesini kabul ediyor ama Şeyhülislam gibi hareket ediyor. Dolayısıyla mızrak çuvala sığmıyor. Yani senin yaptığın Cumhurbaşkanlığı değil padişahlık, senin yaptığın da Diyanet İşleri Başkanlığı değil Şeyhülislamlık. Zihinleri 300 yıl geride ama beden burada. Bir uyumsuzluk oluşuyor. Ne burayı benimseyebiliyor ne ötekini terk edebiliyor. Terk etmediği şeyi, benimsemediği şeyin içinde ifade etmeye çalışıyor. O zaman sorunlar ortaya çıkıyor. Sorunların çoğunun kaynağı budur” ifadelerini kullandı.

'ERBAŞ SİYASİ FİGÜRLERİN ÇEVRESİNDE OLMAMALI'
Erbaş'ın siyasi figürlerin çevresinde olmaması gerektiğini ve her konuda beyanatta bulunmaması gerektiğini ifade eden Eliaçık, "Zaman zaman önemli konularda çıkıp Cuma hutbesi okuyabilir. Bu hutbede de herkesi birleştirici, insanları güzel ahlaklı ve dürüst olmaya çağıran kişi olmalı. Devlet adamlarını çalmaya ve rüşvet almaya karşı uyaran, 'kendi insanlarınızı kayırmayınız, yandaşlarınızı devlet dairelerine doldurmayın, herkese eşit mesafede durun, çalışkan olun, milletinize hizmet edin’ benzeri İslam’ın evrensel değerleri etrafında duran ve onları muhataplarına ileten bir kişi olması gerekir. Onun dışında gündelik siyasete girmemesi lazım. Siyasetçilerin etrafında dolanmaması lazım. Sosyal medya düzenlemeleri, midye yenir mi yenmez mi gibi tartışmalara girmemesi gerekir” diye kaydetti.

'GENÇLERDEN ÖĞRENECEKLERİ VAR'
Erbaş'ın dini evrensel değerleri geliştirmek yerine gündelik siyasi tartışmalara girdiğini dile getiren Eliaçık, şöyle devam etti:

Neymiş sosyal medyada Allah'a kulluk bilinci zayıflıyormuş, 'düzenleme yapmak gerekir' diyor. Yani gençleri de aşağılıyor, onların zekasını da küçümsüyor. Gençleri, kadınları, düşünürleri, aydınları bol bol ihanet etmekle, dış güçlerin oyuncağı olarak görmekle, dış güçler tarafından kullanılan ajanlar ve paravanlara dönüşmekle suçluyor. Güvenmiyor yani. Halbuki tam tersi, belki de o gençlerden öğreneceği çok şey var. Çağın geldiği noktayı gençler daha iyi bilir. Onlarla iletişim kuramıyorsun, onları düşman, hain, kandırılmış bir takım kişiler olarak görüyorsun. Bu hiç sağlıklı bir bakış açısı değil.