Başta ekonomi olmak üzere birçok alanda yaşanan sorunlar nedeniyle anketlerde desteğinin azaldığını gören AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerine yönelik söylemlerini sertleştirdi.

Kimsenin öyle bir açıklaması olmamasına rağmen daha önce muhalefeti 'insanları sokağa dökmeye çalışmakla' itham eden Erdoğan, kendi tabanındaki kopuşu önlemek için bu sefer de 'HDP kozunu' öne sürdü.

Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında “CHP'nin başını çektiği ittifakın bir cenahını oluşturan PKK’nın güdümündeki parti ne yapacağını, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor. Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdığı yavrular, bunlardaki vicdan bu. Ama Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” ifadesini kullandı.

Erdoğan, muhalefet partileriyle birlikte Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı da hedef alıyordu.

Bu sözler, 'Abdullah Öcalan'ı önümüzdeki seçimlerde de Kürt oyları için koz olarak kullanma niyetinin itirafı' olarak yorumlandı.

Siyasilerin Erdoğan'a yanıtlarına değinmeden önce, 2019'daki yerel seçimlerde yaşanan 'İmralı mektubu' ve 'Osman Öcalan yayını' olaylarını hatırlatmakta yarar var. 

İMRALI MEKTUBU VE OSMAN ÖCALAN'IN TRT RÖPORTAJI
İktidar partisinin itirazı üzerine, dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un "Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şey oldu" şeklindeki sözüyle özetlenecek şekilde iptal edilen ve 23 Haziran'da yinelenmesi kararlaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimine giden süreçte, Anadolu Ajansı'nda (AA) bir mektup yayınlandı.

Doç. Dr. Ali Kemal Özcan'ın kamuoyuyla paylaştığı mektupta uzun yıllardır İmralı'da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nu destekleyeceğini açıklayan HDP seçmenine 'tarafsızlık' çağrısı yapıyordu.

Aynı dönemde devletin kanalı TRT, Abdullah Öcalan'ın kardeşi Osman Öcalan'la gerçekleştirdikleri röportajı yayınladı.

Ağabeyinin tarafsızlık çağrısını yineleyen Öcalan, "Ekrem İmamoğlu ciddi bir mesaj vermedi Kürtler için. Elinden geldiğince Kürtlerden kaçtı ve kendini onlardan bağımsız tutmaya çalıştı. Kürtler için CHP’nin hiçbir projesi yoktur” görüşlerini dile getirdi.

Ancak HDP, "Seçim stratejimizde değişiklik yok" diyerek desteğini sürdürdü. Sonuç olarak CHP'li Ekrem İmamoğlu, eski Başbakan Binali Yıldırım karşısında 31 Mart'ta 13 bin 729 oy farkla kazandığı seçimi, 23 Haziran'da 800 binden fazla oy alarak kazandı. 

Muhalefet partileri de bugün Erdoğan'a tepkilerinde 'Osman Öcalan' ve 'İmralı mektubu' olaylarına değindi. 

KILIÇDAROĞLU: ERDOĞAN, İMRALI'NIN POSTACILIĞINA SOYUNMUŞ
Çözüm sürecine atıfta bulunarak "Gidip İmralı’da masaya oturan kimdi? Şimdi İmralı’nın postacılığına soyunmuş, öyle anlaşılıyor. Posta memuru mu kendisi? Gidip tezgahı kuran, konuşan, medet uman o" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Yerel seçimlerde ne yaptı? Yerel seçimlerde de ona bir akademisyen gönderdi. ‘Acaba bize oy verebilirler mi?’ diye. Selamlarını getirdi. Devletin televizyonunda bunu canlı yayınladılar. Şimdi dönüp bizi suçluyor. Ne yaparsa yapsın, beyefendi gidici artık. Millet tahammül edemiyor. Yalana, zamma, haksızlığa tahammül edemiyor. Gidecek. Beni suçluyor. Çıksın karşıma."

DAVUTOĞLU: İMRALI'DAN GELEN MEKTUPLA SEÇİME GİTMEYE ÇALIŞIYORSANIZ BUNLAR BEYHUDE
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da Erdoğan'ın sözlerini ‘illegal siyaset alanı oluşturma’ olarak nitelendirdi.

"Parti kapatmalarla meşru siyaseti daraltmaya çalışan Erdoğan, Edirne ile İmralı arasında hiyerarşi kurarak illegal siyaset alanı oluşturma gayretinde" diyen Davutoğlu, "İmralı'dan gelen mektupla seçime gitmeye çalışıyorsanız bunlar beyhude. Sandık gelecek, siz ve iki yüzlü anlayışınız gidecek" ifadesini kullandı.

TANRIKULU: ERDOĞAN'IN ARAYIŞLARININ SONUÇLARINI İSTANBUL SEÇİMLERİNDE GÖRDÜK
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, bugün gazetecilere açıklamalarda bulunurken, Erdoğan'ın "Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek" şeklindeki sözüne değindi. 

"İmralı’da bir tecrit var, görüşmesi gereken yakınlarıyla görüşemiyor. Erdoğan’ın nereden bu bilgiye sahip olduğu kendisinin açıklaması lazım. Kürtler, Türkiye’de demokratik siyasetten yanadır, tercihlerini ortaya koymuşlardır" diyen Tanrıkulu, ardından şunları dile getirdi:

Erdoğan’ın arayışlarının sonuçlarını İstanbul seçimlerinde gürdük. Kürtler bu manipülasyonlara kanmayacaktır. Bu nedenle bu polemikler ve arayışlar üzerinden nasıl bir çıkmazda olduğunu aynı zamanda gösteriyor. Kendisine sormak lazım. Sana ne? Seni ne ilgilendiriyor. Neyin hesabını soruyorsun? Kim neyin hesabını soracak, senin muhatapların değilse.

ALTAY: ERDOĞAN'IN İMRALI İLE YENİDEN KANKA OLMASINI HİÇ YADIRGAMAM
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da, Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını "İmralı ile yeniden kanka olmuşsa ancak böyle bir bilgiye ulaşabilir. Başka türlü böyle bir çatışma, iç çekişmenin Erdoğan'a intikal etmesi mümkün değil. Erdoğan, nereden biliyorsun, kim söyledi? O koltuğu kaybetmemek için her şeyi göze almış bir Erdoğan var. 'Papaz elbisesi giyerim.' diyen Erdoğan'ın İmralı ile yeniden kanka olmasını hiç yadırgamam" diye değerlendirdi.

KAYYUM POLİTİKASI VE HDP'YE KAPATMA DAVASI
Öte yandan başbakanlığı döneminde Kürt sorununu çözmek için HDP'yi muhatap olarak gören Erdoğan, 2015 yılından sonraysa farklı bir yol izlemeye başladı. Cumhur İttifakı kapsamında birlikte yol yürüdüğü Bahçeli'nin görüşleri doğrultusunda 'HDP karşıtlığı' politikasını benimsedi. 

İktidar partisi 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde HDP’nin kaybettiği 40 kent merkezinin çoğunu aldı. HDP ise Doğu ve Güneydoğu’da 62 belediye başkanlığı kazandı. Ancak hükümetin kayyum politikası sonucu HDP’nin elinde sadece 6 belediye kaldı.

Bugünlerdeyse Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) süren kapatma davasına karşı savunma hazırlığında.