AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Gölcük Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen Yeni Tip Denizaltı Projesi 1. Gemisi Pirireis’in Havuza Çekme ve 5. Gemisi Seydialireis’in İlk Kaynak Töreni'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, 2022'den itibaren her yıl bir denizaltının hizmete gireceğini açıklayarak, "2027 yılında 6 denizaltımızın tamamı da Deniz Kuvvetlerimizin emrinde hizmet vermeye başlayacaktır" diye konuştu.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de izlediği politikaya değinen Erdoğan, "Ülkemizin izlediği politika, boyundan büyük işlere kalkışarak başını belaya sokma veya hakkı olmadığı yerlere müdahalede bulunma değildir. Şayet KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek, bize denize girecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar" ifadesini kullandı.

Libya ile yapılan anlaşmanın 10 yıl önce hazırlanan haritalar üzerinden şekillendiğini belirten Erdoğan "Türkiye ne Suriye'de attığı adımlardan ne Libya ile vardığı mutabakattan kesinlikle geri dönmeyecektir" dedi.

​Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Türkiye olarak geleceğimize güvenle bakabilmek için önce maziden atiye güçlü bir köprü kurmamız gerekiyor. Milletimize uzun yıllar boyunca bilinçli bir şekilde tarihi, kültürü, medeniyeti, kahramanlıkları, başarıları unutturulmak istenmiştir. Sanki bu millet ve bu devlet gökten zembille inmişçesine geçmişiyle ilişkisi kesik bir tarih anlayışı yerleştirilmeyi çalışılmıştır.

Ülkemizin izlediği politika, boyundan büyük işlere kalkışarak başını belaya sokma veya hakkı olmadığı yerlere müdahalede bulunma değildir.

Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip Türkiye'nin balıkçılıkta yüzde 1 pay alabileceği düzene rıza göstermeyeceğiz. Libya ile yaptığımız mutabakat muhtırasının kendi hukukumuzla da uluslararası hukukla da çelişen yönü bulunmuyor.

Şayet KKTC ve Libya ile başlattığımız süreçlerden vazgeçersek, bize denize gerecek kıyı, olta atacak sahil bile bırakmayacaklar. Karşımızdakilerin hak, hukuk, adalet, ahlak, insaf diye bir dertleri kesinlikle bulunmuyor.

Ege'nin de Akdeniz'in de sahibi bu denizlere kıyısı olan ülkelerin tamamıdır. Bizim durduk yerde kimseyle maraza çıkarmak, kimsenin hakkını hukukunu gasp etmek gibi bir niyetimiz yoktur.

Hiç kimse bizi dışlama, kıyılarımıza hapsetme, ekonomik çıkarlarımızı gaspetme niyetiyle karşımıza gelmesin.

Türkiye, ne Suriye'de attığı adımlardan, ne de Libya ile vardığı mutabakattan kesinlikle geri dönmeyecektir. Meşru Libya hükûmetini yıkmaya yönelik çabaların yoğunlaşmasının sebebini gayet iyi biliyoruz.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in Libya’da verdiği mücadeleyi de unutmamalıyız. Madem Libya'nın bizimle ilgisi yok, öyleyse Gazi Mustafa Kemal orada ne arıyordu? Canını tehlikeye atma pahasına hangi mücadeleyi veriyordu?

Demek ki Libya, canımız pahasına yanında yer almamız gereken bir yerdir.

Libya'ya gerekirse bu desteklerin askeri boyutunu artıracak, karada, denizde ve havada her türlü imkanı değerlendireceğiz.